Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/6186 E. 2021/11019 K. 29.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6186
KARAR NO : 2021/11019
KARAR TARİHİ : 29.06.2021

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 27. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE MAHKEMESİ : … 25. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29/06/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat Burhan … ile karşı taraf adına vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 11.12.2009 – 09.07.2015 tarihleri arasında davalının Türkmenistan’da bulunan şantiyelerinde elektrik teknikeri olarak en son 2.270,00 ABD Doları ücretle çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının eksik ödendiğini, fazla mesai ücretleri, hafta tatili ücretleri ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, davacının yıllık izinlerini eksik kullandığını ve bakiye yıllık izinlerinin ücretinin de ödenmediğini, beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 10.12.2009 – 09.07.2015 tarihleri arasında elektrik teknikeri olarak müvekkil şirkette çalıştığını, tüm ücretlerinin ödendiğini, davacının 1.528,00 ABD Doları ücret aldığını, davacının aldığı aylık ücreti aşan miktarın ise fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden kaynaklandığını, davacı tarafın tüm hak ve alacaklarım eksiksiz olarak aldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davalı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, davalı taraf temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı haricindeki sair temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı temyizi yönünden aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmaların ispatı açısından da geçerlidir.
Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince, dava konusu hafta tatili, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları; 01.01.2013 – 09.07.2015 tarihleri arası dönem yönünden davacı tanık beyanlarına göre davacının haftanın 7 günü 08.00-19.00 saatleri arası ara dinlenme sonrası haftada 17,5 saat fazla mesai yaptığı, ayda 2 hafta tatili günü ile dini bayramların 1 günü dışındaki resmi tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek hüküm altına alınmıştır. Bu karara karşı davalının yaptığı istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiş olup anılan alacaklarının ispatı konusunda, dosya içerisinde, işyerindeki çalışma düzenini gösterir kayıt bulunmadığından davacının hafta tatili, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının davacı tanık beyanlarına göre kabulünde isabetsizlik yok ise de İlk Derece Mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine hükmeden Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünde bulunduğu üzere davacının ayda 2 hafta, hafta tatili çalışması yaptığının ispatlandığı, söz konusu çalışma düzenine göre davacının bir hafta, 6 gün 08.00-19.00 saatleri arası ara dinlenme sonrası haftada 15 saat fazla mesai, bir hafta 7 gün 08.00-19.00 saatleri arası ara dinlenme sonrası haftada 17,5 saat fazla mesai yaptığı hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacının haftalık 17,5 saat fazla çalıştığına karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Yabancı para borcuna hangi faizin uygulanacağı 3095 sayılı Kanunun 4/a – (Ek madde: 14/11/1990 – 3678/30 md.) maddesinde düzenlenmiş olup, burada “ Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” kuralına yer verilmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu alacakların yabancı parayla tahsili talep edildiğinden söz konusu alacaklara 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, “Devlet bankalarınca ABD Doları üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faize” hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.