Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/6112 E. 2021/10320 K. 16.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6112
KARAR NO : 2021/10320
KARAR TARİHİ : 16.06.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan …. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı …’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, bozma sonrası Mahkemece hüküm fıkrasının 4. ve 5. bentlerinde “4-Davacının fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacağına ilişkin taleplerinin REDDİNE dair verilen karar onandığından YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,” ve “5-Davalı TEDAŞ’a açılan davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine dair verilen karar onandığından YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA” şeklinde hüküm oluşturulmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan hususlarla ilgili “yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulması hatalıdır. Ayrıca kıdem tazminatının bilirkişi raporunda hesaplanan ve bozma öncesi kararda hükmedilen 4.742,73 TL’yi aşacak şekilde 5.005,31 TL olarak hükmedilmesi de isabetli olmamıştır. Açıklanan bu hususlar bozma sebebi ise de; yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyize konu olan kararın hüküm fıkrasının 1., 4. ve 5. bentlerinde yazılı “1-Kıdem tazminatı olarak 5.005,31-TL’nin fesih tarihi olan 30/04/2011 tarihinde itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı DEDAŞ’tan alınarak davacıya verilmesine “, “4-Davacının fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacağına ilişkin taleplerinin REDDİNE dair verilen karar onandığından YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,” “5-Davalı TEDAŞ’a açılan davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine dair verilen karar onandığından YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,” rakam ve sözcüklerinin hükümden tamamen çıkartılmasına ve yerlerine;
“1-Kıdem tazminatı olarak 4.742,73 TL’nin fesih tarihi olan 30/04/2011 tarihinde itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı ….’den alınarak davacıya verilmesine “, “4-Davacının fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacağına ilişkin taleplerinin REDDİNE,” “5-Davalı …Ş.’ye karşı açılan davanın husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.