Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/5300 E. 2021/10079 K. 10.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5300
KARAR NO : 2021/10079
KARAR TARİHİ : 10.06.2021

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : GENEL KURUL İPTALİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : … 14. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Diyanet İşleri Başkanlığına ve vakıflara bağlı olarak çalışanların oluşturduğu, müvekkili sendikanın, çalışanların haklarını savunma, dayanışma ve mücadele amacıyla yasaların teşviki ve çerçevesinde örgütlendiğini, müvekkili sendikanın Çalışanlar Birliği Sendikalar Konfederasyonuna (Çalışan Bir Sen) 01.11.2016 tarihi itibariyle üye olduğunu, davalı Konfederasyona ilişkin üyeliklerinin Aile, Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayınlanmış olup, hali hazırda Kamu Görevlileri Sendikaları ve Bağlı Oldukları Konfederasyonlar listesinde yer aldığını, müvekkilinin davalı konfederasyona üye olduğu ve halen bu üyelik sıfatını taşıdığı sabit olduğunu ancak müvekkilinin söz konusu konfederasyona resmi üye olmasına rağmen 01.12.2018 ve 02.12.2018 tarihlerinde yapılmış olduğunu haricen öğrendikleri olağan genel kurulu toplantı ve gündeminin müvekkiline hiçbir şekilde bildirilmediğini ve müvekkilinin davet edilmediğini, Konfederasyon Tüzüğündeki düzenlemeler gereğince müvekkili sendikanın da genel kurulua üye sayısına göre hesaplanacak miktarda delegenin katılımının sağlanması gerektiğinin açık olduğunu, dava konusu genel kurul toplantısının konfederasyon web sitesinde, bir gazetede yayınlanmaması, elektronik ortamda da olsa müvekkiline bildirilmemesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, usulüne aykırı olan yapılan dava konusu genel kurul toplantısı ve kararlarının iptali amacıyla Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına başvurulduğunu ancak sayın Kurul tarafından 6356 sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 15. maddesinde düzenlenen “Bakanlık veya kuruluş ya da şubesinin üye ve delegeleri; kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak genel kurul ve seçim yapılması veya seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük ya da kanuna aykırı uygulama iddiasıyla, bu işlemlerin veya genel kurulun iptali için genel kurul tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilir.” gerekçesi ile başvuruyu reddettiğini ileri sürerek Çalışanlar Birliği Sendikalar Konfederasyonunun 01.12.2018 ve 02.12.2018 tarihli olağan genel kurulunun ve bu toplantıda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 3 üncü maddesinde sendikalar “Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede konfederasyon ise “Değişik hizmet kollarında bu Kanuna tabi olarak kurulmuş en az beş sendikanın bir araya gelerek oluşturdukları tüzel kişiliği olan üst kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51 inci maddesinin birinci fıkrasında da “Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için” sendika ve üst kuruluşlar kurabileceği belirtilmiştir. Aynı maddenin son fıkrasında ise sendika ve üst kuruluşların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.
4688 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinde, genel kurulun, konfederasyonların zorunlu organlarından olduğu belirtilmiştir. Genel kurulun görev ve yetkileri, 4688 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre, konfederasyon organlarının seçimi yetkisi de genel kuruldadır. Bu itibarla, sendika ve konfederasyonların yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerinin belirlendiği genel kurulların, demokratik esaslar doğrultusunda icra edilmesi, sendika içi demokrasinin gerçekleşmesi yönünden son derece önemlidir. Bu cümleden olarak, bir sendikanın demokratik yapıya sahip olup olmadığına ilişkin en somut ölçüler genel kurulun yapısı ve işleyişinde aranmalıdır (Şahlanan, Fevzi: Sendikaların İşleyişinin Demokratik İlkelere Uygunluğu, …, 1980, s.119).
Genel kurul sendika ve konfederasyonların iradesini yansıtan nihai karar organıdır. Genel kurullar bakımından asıl olan ise olağan genel kuruldur. Olağan genel kurul, kanunda ve daha kısa bir süre belirlenmesi koşuluyla tüzükte öngörülen sürelerde düzenli şekilde yapılmak zorunda olunan ve yapılması için herhangi bir sebebin ortaya çıkması gerekli olmayan genel kuruldur.
Somut uyuşmazlık, davalı konfederasyonun 01-02 Aralık 2018 tarihlerinde icra ettiği olağan genel kurulunun iptali istemine ilişkindir.
Davacı sendika, usulüne uygun şekilde çağrılmadığı/davet edilmediği gerekçesiyle genel kurulun iptalini talep etmiş, davalı konfederasyon ise davacı sendikanın üyeliğinin mevcut olmadığını savunmuştur.
Dosya içeriğinden, davacı sendikanın 01/11/2016 tarihinde davalı konfederasyon üyeliği için karar aldığı ve üyelik başvurusunda bulunduğu, davalı konfederasyon yönetim kurulunun 05/11/2016 tarihli kararıyla da davacı sendikanın üyeliğe kabul edildiği ve bu hususun üst yazıyla Valilik ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirildiği görülmektedir. Davacı sendikanın konfederasyon üyeliğine kabulü bakımından alınmış olan kararlara karşı herhangi bir dava da açılmamıştır.
Nitekim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kayıtlarına ve 07/07/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan üye istatistiklerine göre de davacı sendika davalı konfederasyon üyesi gözükmektedir. Kaldı ki dava konusu genel kurulda, davacı sendikanın konfederasyon üyeliğinden ihracına karar verilmiştir.
Bu açıklamalara göre, davacı sendikanın davalı konfederasyon üyesi olduğu tartışmasızdır.
Diğer taraftan dava konusu genel kurula katılacak delege sayılarının belirlendiği listeye göre ise davacı sendika bakımından herhangi bir delege sayısı belirlenmemiştir.
Konfederasyon Tüzüğünün “Genel Kurulun Oluşumu” başlıklı 11 inci maddesinin ilk dört fıkrası;
“Madde 11-Konfederasyon Genel Kurulu;
1. Genel Kurul, Konfederasyonun en yetkili organıdır. Konfederasyonun Yönetim ve Denetleme Kurulu asil üyeleri delege sıfatıyla genel kurula katılırlar.
2. Genel Kurul, Yönetim ve denetleme Kurulu asil üyeleri dâhil olmak üzere 250 delege ile toplanır. Toplam delege sayısından, Konfederasyonun Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu asil üyelerinin sayısı düşülür. Geriye kalan 236 delegelik, konfederasyona üye sendikaların üye sayılarının toplamının 236 delege sayısına bölünerek ”Bir Delegelik İçin Gereken Üye Sayısı” bulunur.” Delege dağılımında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının genel kurul öncesi resmi gazetede yayımlamış olduğu üye sayısı verileri esas alınır,
3. Üye sendikanın üye sayısının “Bir Delegelik İçin Gereken Üye Sayısı”na bölünmesi suretiyle de her sendikaya düşen delege sayısı tespit edilir. Bu işlemler sonunda artan delegelik olması halinde, bu bentte belirtilen bölme işlemi sonucunda kalan sayı büyüklüğü sırası esas alınmak suretiyle sendikalara dağıtılır. Bu işlemler sonucunda üye sendikaya düşen delege sayısı kesinleşir ve Yönetim Kurulu tarafından Sendikalara yazılı olarak bildirilir.
4. Üye sendikalar, kendilerine bildirilen sayıdaki Konfederasyon Genel Kurul Delegelerinin seçimini, kendi genel kurullarında yapacakları seçimle gerçekleştirir. Üye sendika genel kurulunda yapılacak seçimi, Konfederasyon Genel Kurul ilam öncesindeki sendika üye sayılarına ilişkin en son tebliğin Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten sonra ve Konfederasyon Genel Kurulundan en az iki (2) ay önce gerçekleştirirler. Bu hükme aykırı şekilde ve belirtilen tarihler dışında gerçekleştirilen seçimle belirlenenlerin delegelikler kabul edilmez. Genel Kurul delegelerinin seçim takvimi, Konfederasyon Yönetim Kumlu tarafından üye sendikalara, delege sayılarının yazılı olarak bildirilmesiyle başlar.”
Şeklindedir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, davalı konfederasyon üyesi olan davacı sendikanın dava konusu genel kurula katılma hakkının temin edilmemesi ve sendikanın olağan genel kurula usulüne uygun şekilde davet edilmemesi, konfederasyon olağan genel kurulunun hukuka ve demokratik esaslara aykırı şekilde icra edilmesi sonucunu doğurduğundan, genel kurulun iptaline karar verilmesi gereği açıktır.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10/06/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.