Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/3744 E. 2021/8920 K. 29.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3744
KARAR NO : 2021/8920
KARAR TARİHİ : 29.04.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı …’na bağlı … Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hizmet akdi ile işçi olarak çalıştığını, … Yakutiye Belediye Başkanlığında çalışırken, Belediyenin kapatılması nedeniyle yasalar çerçevesinde Sağlık Bakanlığına devredildiğini, Belediye döneminde … Sendikası üyesi olduğunu, ataması sonrasında Sağlık İş Sendikasına üye olduğunu, belediyede çalıştığı sürede … Sendikasının Toplu İş Sözleşmeleri’nin uygulanmadığını, ücretinin düşük gösterildiğini, daha sonra da Sağlık Bakanlığına devirden sonra ücretinin düşük gösterildiğini, 01.01.2004 tarihinden itibaren … Sendikası ile Yakutiye Belediyesi arasındaki Toplu İş Sözleşmesi’nin uygulanarak devir tarihindeki yevmiyesinin bulunmasını, devir tarihinden sonraki dönem için bulunan yevmiye üzerine Sağlık İş Sendikası ile … arasındaki Toplu İş Sözleşmesi hükümlerindeki zam maddelerine göre davacının ücretinin bulunmasını, ücret farkı, ilave tediye farkı, akdi ikramiye farkı ve hizmet zammı farkının hesap edilmesini, her alacağın ay ay faiz tarihinin belirtilmesini, emsal rapor ve kararların nazara alınmasını, akdi ikramiye farkı, ilave tediye farkı, ücret farkı, hizmet zammı farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, açılan davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, Toplu İş Sözleşmesi’nin tarafının Bakanlık olmadığını, davacının idareden her hangi bir alacaklarının olmadığını, adı geçen personelin 2010 yılında bakanlığa devredildiğini, … Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yaptığını, Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre hareket edildiğini ve ödeme yapıldığını, bir an için kabul edilecek olsa dahi bakanlığın kusuru olmaması sebebiyle faize hükmedilmemesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarihli bozma ilamı ile karar bozulmuş bozma ilamına uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun geçici 2. madde 4. fıkra birinci cümleye göre mahalleye veya köye dönüşen belediyelerin personel devri, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun ek 2 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre yapılır. 6. maddeye göre ise tüzel kişiliği kaldırılan belediyelerden il özel idaresine veya belediyelere devredilmesi gereken personel, ihtiyaç duyulması halinde kazanılmış hak aylık dereceleri dikkate alınmak kaydıyla diğer belediyelere veya vali tarafından merkezi idare kuruluşlarının taşra teşkilatının boş kadrolarına atanabilir. Bu personelin atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali hakları toplamının net tutarı, eski kadrosunda en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali hakları toplamı net tutarından az olması halinde, aradaki fark atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece hiçbir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ek 2. madde 3. fıkraya göre, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hizmet alanlarında ilgili mevzuatı uyarınca ihdası ya da vizesi yapılmış sürekli işçi kadrolarında veya geçici iş pozisyonlarında 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışmakta olanlar ise mevcut kadro ve pozisyonları ile birlikte Büyükşehir Belediyesine veya ilgili bağlı kuruluşuna devredilir. Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları, devir işleminden önce haklarında uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmesi veya bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmeye devam olunur. Pozisyon değişikliği hali dahil yapılacak bu devir işlemi, ücret ile diğer malî ve sosyal haklarda değişiklik yapılmasına hak kazandırmaz ve başka bir toplu iş sözleşmesinin uygulanmasını isteme hakkını vermez. Devir işleminden sonra yapılacak Toplu İş Sözleşmelerine ise bu işçilerin mevcut ücret ile diğer malî haklarında diğer işçiler için kararlaştırılacak artış oranı veya miktarını geçecek şekilde artış öngören ya da diğer işçilerden farklı yeni malî ve sosyal haklar verilmesini sağlayacak hükümler konulamaz.
Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9. maddesinde; “Toplu İş Sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanırlar. Toplu iş sözleşmesinin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanırlar. Toplu İş Sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların Toplu İş Sözleşmesinden yararlanabilmeleri, Toplu İş Sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.” hükmüne yer verilmiş, aynı yönde düzenlemeye 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39. maddesinde yer verilmiştir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yukarıdaki hükümler, davacının dava dilekçesindeki talebi dikkate alındığında davacının ücretinin devir işleminden önce hakkında uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük süresinin sonu olan 31.12.2010 tarihine kadar anılan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesi isabetli ise de davacının devir tarihinden sonra 01.01.2011 tarihinden itibaren davalı iş yerinde mevcut Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırıldığı anlaşılmakla, davacının 01.01.2011 tarihinden sonraki bir tarihte ilgili sendikaya üye olduğu dikkate alındığında davacının sendikaya üye olmadan önceki dönemde ilgili sendika ile davalı arasında bağıtlanan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden faydalandırılması hatalıdır. Bu husus gözetilmeksizin hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
3- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.01.2004 tarihinden itibaren ücret belirlenirken bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen taban ücret, ücret zamları gibi hususların dikkate alınmaması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 29/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.