YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3320
KARAR NO : 2021/8161
KARAR TARİHİ : 14.04.2021
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 25. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 28. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılar yanında 01/03/1985-30/06/2015 tarihleri arısnda uzun yol şoförü olarak aylık net 1.700,00 TL maaşla çalıştığını, davalı …’ın davalı şirketin kurucusu ve sahibi olduğunu, müvekkilinin hem davalının kendisine hem de şirketin tüzel kişiliğine hizmet verdiğini, resmi ve dini bayramlarda sürekli çalıştığını ancak karşılığını alamadığını, haftada 55 saati aşan çalışmalarının olduğunu ancak fazla çalışmalarının karşığının ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığını ayrıca ücretini alamadığını, iş akdinin işverence haksız ve bildirimsiz olarak fesledildiğini, talep ettiği halde yasal haklarının ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ara sıra davalılara ait araçta kendi nam ve hesabına sefer başına götürü usulü anlaşarak çalıştığını, aralarında işçi-işveren ilişkisi olmadığını, davacı emekli olduktan sonra kurulduğunu bu nedenle öteki çalışmaları kabul etmediğini davacının sürekli çalışmadığını davacının sadece emekli olduktan sonra davalı şirkette götürü usulü çalıştığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden esastan reddine, karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacının hizmet süresi ile ilgili olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş-çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı 01.03.1985-30.06.2015 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı yanında çalıştığını iddia etmiş, davalı ise davacının müvekkili şirkette kesintisiz bir çalışması bulunmadığını savunmuştur. Davacının hizmet döküm cetvelinde 25.06.1992-15.12.1993 tarihleri arasında 736400 sicil numaralı … Turizm Ve Seyahat A.Ş. isimli bir firmada çalıştığı görünmektedir. Mahkemece davacının çalışmasının bildirildiği dava dışı işveren ile davalılar arasında organik bağ, birlikte istihdam, işyeri devri veya iş sözleşmesinin devri gibi bir ilişkinin olup olmadığı yeterince aydınlatılmamıştır. Şu halde, Mahkemece, davalı şirket ile dava dışı … Turizm Ve Seyahat A.Ş. ile ilgili ticaret sicil kayıtları getirtilerek, şirketlerin ortakları ve faaliyet alanları belirlenmeli, vergi dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dosya kapsamına alınarak, işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri getirtilerek işverenler arasında belirtilen yönde bir ilişkinin bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli ve bu suretle toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre hizmet süresi belirlenerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
3-Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının talebine göre 30 yıl hizmet süresi dikkate alınarak 600 gün yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 30 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.