Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/3300 E. 2021/10838 K. 24.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3300
KARAR NO : 2021/10838
KARAR TARİHİ : 24.06.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Müflis … Ltd. Şti. iflas idare memuru … tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, emekli olduktan sonra destek primi ödenmek suretiyle çalışmak üzere davalı … tarafından işe alındığını ve bu kişinin yönetici ortağı olduğu diğer davalı şirketlerin deposunda 03.10.2003 tarihinden 02.02.2009 tarihine kadar mal kabul sorumlusu olarak çalıştığını, son bir aylık çalışmasının … Ltd. Şti.’nin Beylikdüzü deposunda geçtiğini, gerçek işverenin … olduğunu ve davalının işçileri değişik işyerlerinde çalışıyor gösterdiğini ancak işçileri her yerde muhtelif şirketlerdeki ortaklık paylarını muvazaalı olarak güvendiği kişilere devrettiğini, bu kişilerin çoğunun kendi çalışanı olduğunu, 02.02.2009 tarihinde işten çıkartıldığını, ihbar ve kıdem tazminatı ile son iki aylık ücretinin verilmediğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, maaş, genel tatil ve fazla mesai ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılara usulüne uygun tebligatın yapılmış olduğu, herhangi bir yazılı beyanda bulunmadıkları anlaşılmıştır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, 9. Hukuk Dairesinin 28.05.2013 tarihli bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan deliller doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı Müflis … Şti. iflas idare memuru tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalı iflas idare memurunun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi medeni usul ve icra hukuku kuralları üzerinde de etki meydana getirir.
İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de, yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı kabul edilmiştir. 2004 sayılı Kanun’un 194. maddesinde ayrık tutulan “Müstacel haller” den maksat, acele görülmesi gereken ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalarda hakim takdir hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibariyle 2004 sayılı Kanun’un 194. maddenin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeksizin yargılamaya devam edilmelidir. Bunun yanında kanunun lafzına göre davacıların müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hasıl olmakta ise de masaya dahil mal ve haklar bakımından müflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacel de olsa bu davalara taraf olmaya devam etmesine manidir. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas idaresi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı iflas idaresinin seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas idaresi müflisin yerini alarak davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü iş mahkemesinde devam olunur. Böylece işçinin alacağının tahsili amacıyla iş mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar verilmesi mahkemenin görevini etkilemez ise de, işveren müflisin yerine geçecek olanı etkiler.
İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için 2004 sayılı Kanun’un 219/2. maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklar da ret sebepleri ile birlikte sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi 2004 sayılı Kanun’un 232. maddesinde öngörülen sürede düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanun’un 166/2. maddesindeki usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebligatı gösterir adres ve tebligat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki 2004 sayılı Kanun’un 235. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlayacağı belirtildikten sonra, ayrıca 2004 sayılı Kanun’un 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı tutulan hükme göre, iflas masasına müracaat eden alacaklılar tebligatı kabule elverişli adres gösterir, yazı ve tebligat masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın on beş gün içinde açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olup Mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. 2004 sayılı Kanun’un 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. Görevin belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi, buradaki mahkemenin yetkisi de kamu düzenine ilişkindir.
Bu durum karşısında iş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, 2004 sayılı Kanun’un 194. maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce iflası halinde ise yukarıda belirtilen şekilde hareket ile alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde, asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir.
İflasın açılması ile hukuk davalarının 194/1. maddesi uyarınca müflisin davalı olduğu hukuk davaları yönünden, iflas idaresi, alacaklıları tahkik ederken, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki karar, ikinci alacaklılar toplantısında verilir. Bir hukuk davasının kayıt kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. İkinci alacaklılar toplantısında, alacak iflas masasına kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise dava konusuz kalacaktır. Alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise, davaya alacağın iflas mamasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilecektir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 195. maddesinde iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının da anaya zammolunacağı düzenleme altına alındığından alacağın ne kadarı için davaya kayıt kabul davası olarak devam edileceğinin belirlenmesinde iflasın açıldığı tarihe kadar işlemiş olan faiz ve ve takip masraflanın da dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı müflis … Mobilya Aksesuar San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin iflasının açılmasına … 35. Asliye Ticaret Mahkemesince 02.11.2011 gün ve 2011/234 esas sayılı dosyasında karar verildiği, davacının alacağının ise kendi başvurusu üzerine iflas masası tarafından kabul edilerek sıra cetvelinde 1.sıraya kaydedildiği, sıra cetvelinin davacının vekiline tebliğ edildiği ,sıra cetveline ise itiraz edilmediği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, İcra İflas Kanununun 195. maddesi dikkate alınıp davacının talep edebileceği toplam alacak miktarı tespit edilerek davacının masa tarafından kabul edilen alacağı hakkında davanın konusuz kaldığını yönünde hüküm tesis edilmeli, arta kalan miktarın tespiti halinde ise bu miktar bakımından da davanın kayıt kabul davası olarak sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu husus dikkate alınmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.