Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/3262 E. 2021/8054 K. 13.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3262
KARAR NO : 2021/8054
KARAR TARİHİ : 13.04.2021

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 31. Hukuk Dairesi

BİRLEŞEN DOSYA : … 31. İŞ MAHKEMESİ 2017/… ESAS 2018/… KARAR
DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 9. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 1970-2014 yılları arasında davalı işverenin yurt içi ve yurt dışı projelerinde kalıpçı ustabaşı/sanat yapıları formeni olarak 2.500.00 EURO ücretle çalıştığını, dönem içerisinde günde 3 öğün yemek barınma-ısınma-aydınlatma gibi imkanların davalı işverenlik tarafından karşılandığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile birleşen dava ile yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının aralıklı olarak çalıştığını, yurt dışında çalışması nedeniyle çalışılan yer hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının proje bazlı olarak belirli süreli sözleşmeler ile çalıştığını, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı halde şirketin inisiyatif kullanarak davacıya ihbar tazminatı ödemeleri yaptığını, davacının saat ücretiyle çalıştığını, yaptığı çalışmalarının karşılığının bordrolara yansıtılarak ödendiğini yıllık izin kullandırıldığını ve karşılığının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 ve 355. maddeleri gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işverenin yurt içi ve yurt dışı şantiyelerinde kesintili olarak çalışmıştır. Davacının çalışma süresi oldukça uzun olup 32 yılı aşkındır.
Davacı vekili birleşen dosya ile davacıya çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullandırılmadığı gibi karşılığının da ödenmediğini iddia ederek yıllık izin ücreti alacağı talebinde bulunmuş, bilirkişi raporunda davacının toplam 674 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, izin kullandığına dair talep formlarından 40 gün izin kullandırıldığının anlaşıldığı, mahsubu ile 634 gün yıllık izin hakkı bulunup ayrıca bordrolarda yapılan ödemenin mahsubu ile 47.439.06 Euro yıllık izin alacağının bulunduğu değerlendirilmiş, davacı tarafından 2011/11. ay bordrosundaki yıllık izin alacağının ödenmediği bunun dışında bordrolarda yapılan ödemelerin mahsubu ile 44.250.33 Euro olarak talebini arttırmış Mahkemece talep gibi hüküm kurulmuştur.
2011/11. ay bordrosu 2. bentte açıklandığı gibi çift bordro olarak düzenlenip davacıya 1.561.27 Euro yıllık izin ödemesi yapıldığı ve banka kanalıyla ödendiği anlaşıldığından mahsup edilmelidir.
Ayrıca çalışma süresinin uzunluğu ve davacının dava dilekçesindeki çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullandırılmadığı gibi karşılığının da ödenmediği yönündeki iddialarına karşın 2011 yılı ve sonrasına dair yıllık izin kullanımına ve yıllık izin ücreti ödemelerine ilişkin işveren kayıtları da nazara alındığında 32 yıl hiç izin kullanmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu 31. madde kapsamında davacı asilin 2011 yılı öncesinde 28 yıllık hizmet süresi boyunca Polnet kayıtlarında Türkiye’de bulunduğu sürelerde hiç izin kullanıp kullanmadığı, kullanmışsa yılda ne kadar izin kullandığı yönündeki beyanı da alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususta eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 hükmü uyarınca dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.