YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3191
KARAR NO : 2021/7723
KARAR TARİHİ : 07.04.2021
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş akdinin emeklilik sebebiyle feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla mesai, resmi tatil alacağı, yıllık izin alacağı, hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma öncesi yapılan ilk yargılama toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar süresi içerisinde davalı vekili temyiz edilmiş olup; Dairemizin 25.06.2020 tarih, 2016/19634 esas ve 2020/6432 karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, Dairemizin 25.06.2020 tarih, 2016/19634 esas ve 2020/6432 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılamada kapsama alınan ek rapora göre, davanın kısmen kabulü yönünde karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından hesaplama konusu dönemlerde esas alınacak ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde aylık ücretinin net 1.880,00 TL olduğunu beyan etmiş olup; bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının asgari geçim indirmi hariç ücretinin net 1.250,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 25.06.2020 tarih, 2016/19634 esas ve 2020/6432 karar sayılı ilamı ile “Davacının ücreti bilirkişi raporunda asgari geçim indirim dahil 1.385,17 TL net olarak belirlenmiş, asgari geçim indirimi olan 135,17 TL çıkarıldığında 1.250,00 TL net olarak tespit olunmuştur. Buna rağmen fazla çalışma, hafta tatili çalışması ile resmi tatil çalışmaları ücretleri hesabında, son ücret 1.260,00 TL olarak esas alınmış, önceki dönemler için de asgari ücret oranına göre hesaplamaya gidildiğinden tüm dönem ücretleri hatalı biçimde belirlenmiştir. Gerekirse bilirkişiden bu yönden rapor alınarak hesap hatası giderilmek suretiyle karar verilmelidir.” gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası alınan bilirkişi ek raporunda, Mahkemece hüküm altına alınan alacakların net 1.250,00 TL üzerinden yeniden hesaplanacağı, ancak kök raporda, son dönem dışında kalan dönemlerin asgari ücrete oranlama yoluna gidilmemesine, doğrudan söz konusu dönemler için asgari ücretin net tutarı yazılmasına rağmen Yargıtay bozma ilamı gözetilerek önceki dönemler bakımından oranlama yapılacağı ifade edilerek, davacının son ücretinin net 1.250,00 TL olduğu kabulü ile tüm dönemler bakımından davacının ücretinin asgari ücrete oranı 1.373 kabul edilmek suretiyle fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ücretin asgari ücrete oranlanması ile yeniden hesaplanmıştır. Ancak Dairemizin 25.06.2020 tarih, 2016/19634 esas ve 2020/6432 karar sayılı ilamında belirtilen önceki dönemler için de asgari ücret oranına göre hesaplamaya gidilerek hatalı hesaplama yapıldığı yönündeki değerlendirmesi maddi hataya dayanmakta olup; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK 17.01 2007 gün ve 2007/9-13 esas 2007/17 karar ve Yargıtay HGK 25.06.2008 gün ve 2008/11-448 esas, 2008/454 karar).
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959 karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucunda verilen bir karara Mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşturmaz.
Buna göre, bozma öncesindeki 07.03.2016 tarihli kök raporda olduğu gibi, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesabında geçmiş dönem asgari ücrete oranlanmaksızın; ancak son dönem 2015 yılı ücreti asgari geçim indirimi hariç net 1.260,00 TL değil, 1.250,00 TL kabul edilmek suretiyle fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yeniden hesaplanmalıdır.
3- Taraflar arasında davacının hafta tatili ücretinin hesaplanması hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, bozma öncesi hükme esas alınan kök raporda, davacının bir pazar çalışıp bir pazar dinlendiği ayda iki pazar çalıştığı kabul edilmek suretiyle hafta tatili ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ancak bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda hafta tatili ücreti alacağı tek kat yevmiye üzerinden hesaplanmış olup; davacı vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmamıştır. Buna rağmen, bozma sonrası kapsama alınan ek raporda, “Kök raporda, çok açık bir hata olarak hafta tatili ücreti 1.5 kat yerine 1 ile çarpılmıştır. Bu düzeltilmiştir.” denmek suretiyle hafta tatili ücreti alacağı 1.5 kat zamlı ücret üzerinden hesaplanmıştır. Ancak kök rapora dayanılarak verilen mahkeme hükmü davacı tarafça temyiz edilmemiş olup; her ne kadar hafta tatili ücreti alacağının tek yevmiye üzerinden hesaplanması hatalı olmuş ise de, davacı tarafça temyize konu edilmeyen bu husus ve önceki hesaplama şekli davalı bakımından usuli kazanılmış hak teşkil ettiğinden, hafta tatili ücreti alacağının bozma öncesindeki kök raporda olduğu gibi tek yevmiye üzerinden hesaplanması gerekirken, 1.5 kat zamlı yevmiye üzerinden hesaplanması da hatalı olmuştur.
4- Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması hususunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, bozma öncesi hükme esas alınan kök raporda, davacının haftanın 6 günü, günde 12 saat çalıştığı, 1.5 saat ara dinlenme kabulü ile günlük 3 saat fazla çalışma yaptığı, pazar günü çalışma bakımından da 5 saat çalışmadan yarım saat ara dinlenme tenzili ile 4,5 saat çalıştığı, ayda iki pazar çalışmasının bulunduğu kabulü ile gün karşılığı 0,35 saat fazla çalışma olmak üzere toplam günlük 3,35 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Dairemizin 25.06.2020 tarih, 2016/19634 esas ve 2020/6432 karar sayılı ilamı ile “Davacı işçi fazla çalışma ile hafta tatili ücretleri alacaklarını talep etmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda haftada 6 gün ve ayda 2 hafta tatili gününde çalışıldığı tespitine göre hesaplamaya gitmiştir. Ayda 2 hafta tatilinde çalışılan süre hem haftalık çalışma süresinde dikkate alınmış ve fazla çalışma ücreti buna göre belirlenmiş, aynı zamanda ayda 2 pazar çalışması için hafta tatili ücreti hesaplanmıştır. Mahkemece sözü edilen hesap raporuna göre her iki alacağın kabulü mükerrer yararlanmaya yol açacak niteliktedir. Davacının ayda 2 pazar günü çalışmaları 5 saat olmakla belirtilen günde 7.5 saati aşan herhangi bir çalışma süresi olmadığından sadece hafta tatili ücreti hesaplanmalı, sözü edilen pazar günü çalışmaları fazla çalışma hesabında dikkate alınmamalıdır.” gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası alınan ek raporda, davacının günlük 3 saat fazla çalışma yaptığı kabulü ile fazla çalışma ücreti alacağı yeniden hesaplanmıştır. Her ne kadar, fazla çalışma süresinin haftalık kabul edilmesi gerekirken günlük çalışılan süreler bakımından fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanması hatalı ise de, bu konu itiraza uğramadığından, bozma sonrası hesaplamada da fazla çalışma süresinin günlük belirlenerek hesaplama yapılması bu sebeple yerinde ise de, bozma öncesindeki kök raporda olduğu gibi, 6 aylık çalışma dönemleri bakımından 162 gün çalışma süresinin esas alındığı, Dairemizin 25.06.2020 tarih, 2016/19634 esas ve 2020/6432 karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde pazar günü çalışmalarının gün olarak fazla çalışma süresinden dışlanmadığı, bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, bozma öncesi kök raporda, resmi tatiller ile yıllık izinli sürelerin fazla çalışma sürelerinin hesabında dikkate alınmadığı belirtilmiş ise de, bozma sonrası ek raporda, bu yönde bir açıklama yer almamakta olup; fazla çalışma hesaplanan dönemlerde resmi tatiller ile yıllık izinli dönemlerin dışlanıp dışlanmadığı hususu da denetlenememektedir. Buna göre, belirtilen hususlara göre fazla çalışma yapılan gün sayılarının denetime elverişli olacak şekilde yeniden tespiti ile fazla çalışma ücreti alacağının yeniden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hesaplama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, Mahkemece gerekçeli kararın 2. sayfasında, “ resmi tatil ücret alacağı talebinin ise reddine karar vermek gerekmiştir.” denmesine rağmen, 3. sayfasında, “ genel tatil ücret alacakları yönünden; yapılan hesaplamaya esas olmak üzere tanık beyanlarının esas alındığı, hesaplanan alacaklardan hastalık, mazeret, izin, hafta tatili gibi nedenlerle zaman zaman çalışma yapılamaması olasılığı da dikkate alınarak %20 hakkaniyet indirimi uygulanarak hüküm kurulmuş olup” ifadesine yer verilmek suretiyle, resmi tatil ücret alacağının hüküm altına alınması da çelişki oluşturmaktadır. Bu husus da hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.