Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/2032 E. 2021/5271 K. 02.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2032
KARAR NO : 2021/5271
KARAR TARİHİ : 02.03.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin, iş aktinin haksız ve kötüniyetli olarak feshedildiği iddiasıyla, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ve manevi tazminat alacaklarının davalı işverenden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Belediye vekili, husumet itirazında bulunarak, davacının iddiasının yersiz olduğunu, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, Belediye bütçesinin personel giderlerini karşılamaması nedeniyle iş eksilişi yapılarak tasarruf amaçlı işçi çıkarıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyularak, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi gereğince mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E., 2007/611 K.).
Somut uyuşmazlıkta, bozma sonrası Mahkemece “Hüküm” kısmın da sadece bozma konusu yapılan husus hakkında hüküm kurulmuş, bozma öncesi kabul edilen ihbar tazminatı ve reddedilen manevi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmamıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarihli ve 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay tarafından bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece HMK.nun 297. maddesine uygun ve tüm talepleri karşılayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3- Somut olayda, davacının kıdemi altı aydan az olup iş güvencesi kapsamında olmamakla beraber, davalı işverenin fesih hakkını kötüye kullandığı davacı tarafından ispatlanamadığından şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekmekte olup, davacının bu yöndeki temyiz itirazları da yerinde değildir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.