Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/1618 E. 2021/5245 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1618
KARAR NO : 2021/5245
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

MAHKEMESİ : Ankara 9. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; asıl işveren olan … Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün … Şeker Fabrikasına ait 15.07.2016-23.03.2017 tarihleri arasını kapsayan özel güvenlik hizmet alım işini … tarafından yürütüldüğünü, Türk Harb İş Sendikası özel güvenlik çalışanları içinde örgütlenerek toplu iş sözleşmesi yapmak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetki belgesi alındığını, yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sonucu tüm maddelerin Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 27.02.2017 tarihli 2016/1967 E. 2017/497 K. sayısı ile bağıtlandığını ve sözleşmenin 15.07.2016-23.03.2017 tarihleri arasında yürürlükte kaldığını, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farklarının ödenmediğini, asıl işveren …Genel Müdürlüğünün toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işveren olan … ile birlikte sorumlu olduklarını, 15.04.2017-23.03.2018 tarihleri arasında asıl işveren olan … Şeker Fabrikaları A.Ş Genel Müdürlüğü’nün … Şeker Fabrikasına ait özel güvenlik alım işinin … tarafından yürütüldüğünü, Türk Harb İş Sendikası özel güvenlik çalışanları içinde örgütlenerek toplu iş sözleşmesi yapmak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetki belgesi alındığını, yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sonucu tüm maddelerin Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 26.09.2017 tarihli 2017/525 E. 2017/2388 K. sayısı ile bağıtlandığını ve sözleşmenin 15.04.2017- 23.03.2018 tarihleri arasında yürürlükte kaldığını, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farklarının ödenmediğini, asıl işveren …Genel Müdürlüğünün toplu iş sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerden alt işveren olan … ile birlikte sorumlu olduğunu iddia ederek ücret farkı, ulusal bayram genel tatil, ikramiye ve bayram yardımı alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalı …vekili; davacıyla aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin asli işi olmayan bazı işleri ihale usulü ile yüklenici firmalara yaptırdığını, ihale makamı olduğunu, bu nedenle de sorumluluğu bulunmadığını ve davanın …yönünden reddi gerektiğini, davacı işçi alacaklarından alt yüklenici firmaların sorumlu olması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ücret farkı, ulusal bayram genel tatil, ikramiye ve bayram yardımı alacaklarının davalılar …ile Legal Özel Güvenlik Eğitim Hizmetleri Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili ile …vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, …vekili başvurusu yönünden özetle ; usulüne uygun şekilde yetkilendirilmiş kamu işveren sendikasınca yürütülen toplu iş sözleşmesi süreci söz konusu olmadığı, bu nedenle davalı … AŞ’nin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan sorumlu tutulmasına yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle esastan kabul kararı verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Toplu iş sözleşmesi kavramı T.C. Anayasa’nın 53. maddesinde, “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.” şeklinde düzenlenmiştir.
6356 sayılı Kanun’un 2/1-ğ maddesinde tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanan sendikaların amacı ise, yine aynı maddede, üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak olarak ifade edilmiştir. Şüphesiz, sendikaların belirtilen amacı gerçekleştirebilecekleri en iyi araç, serbest toplu pazarlık hakkı çerçevesinde bağıtlanacak bir toplu iş sözleşmesidir.
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir (GÜNAY, Cevdet İlhan, İş Hukuku Yeni İş Yasaları, Ankara, 2013, s. 942).
6356 sayılı Kanun’un “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasında “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” Kuralına yer verilmiştir.
6356 sayılı Kanun’un 41. ve devamı maddelerinde belirtilen usule göre yetki belgesinin alınmasından sonra yapılacak çağrı ile toplu görüşme süreci başlayacaktır. Toplu görüşme sürecinde taraflarca anlaşma sağlanması durumunda toplu iş sözleşmesi bağıtlanacak, aksi halde ise arabuluculuk aşaması ve daha sonra ise grev aşaması gündeme gelecektir. Grev kavramı da, aynı Kanun’un 58. maddesinde “İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla, aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmaları” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunun 60. maddesine göre, grev kararı ancak arabuluculuk aşamasından sonra alınabilecektir.
Anayasanın 54. maddesinin üçüncü fıkrasında, grev ve lokavtın yasaklanabileceği hallerin kanunla düzenleneceği belirtildikten sonra devam eden fıkrada da, grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde uyuşmazlığın Yüksek Hakem Kurulu tarafından çözüleceği ifade edilmiştir. 6356 sayılı Kanun’un 51. maddesinde de, grev ve lokavtın yasak olduğu uyuşmazlıklarda, arabulucu aşamasında da anlaşma sağlanamadığı takdirde taraflardan birisinin Yüksek Hakem Kuruluna başvurabileceği ifade edilmiştir. Aynı Kanun’un 62. maddesinde ise grev ve lokavtın yasak olduğu işler belirtilmiştir.
Hukukumuzda, yukarıda belirtilen düzenlemeler doğrultusunda, toplu görüşme süreci işçi sendikası ile işveren sendikası yahut sendika üyesi olmayan işveren arasında yürütülecek ise de, kamu kurumlarında hizmet alımı yolu ile faaliyet gösteren alt işveren işyerleri yönünden kısmen ayrıksı düzenlemeler öngörülmüştür.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun sekizinci maddesine 6552 sayılı Kanun ile eklenen fıkrada, “4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir.” kuralı getirilmiştir.
Madde doğrultusunda düzenlenen ve 22.01.2015 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik” ile de uygulamanın esasları ayrıntılı olarak tanzim edilmiştir.
Yukarıda belirtilen düzenlemeler ışığında temyiz itirazlarının ve konunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının üyesi bulunduğu Türk Harb İş Sendikası ile davalı alt işverenler arasında bağıtlanan Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 27.02.2017 tarihli 2016/1967 Esas, 2017/497 Karar sayılı kararı ile 15.07.2016-23.03.2017
yürürlük tarihli, yine Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 26.09.2017 tarihli 2017/525 Esas, 2017/2388 Karar sayılı kararı ile 15.04.2017-23.03.2018 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin bağıtlandığı görülmüş, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yetki belgesinin verildiği tarih itibarıyla ihale sözleşmesinin bitimine bir yıldan az süre kaldığı gerekçesiyle bahse konu toplu iş sözleşmeleri kamu işveren sendikaları tarafından yürütülmemiştir.
22/1/2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının sonuna 13.10.2016 tarihli ve 29856 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelik değişikliği ile, “Ayrıca kamu işveren sendikalarının yetkilendirilmelerine rağmen, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yetki belgesinin verildiği tarih itibarıyla ihale sözleşmesinin bitimine bir yıldan az süre kaldığı gerekçesiyle kamu işveren sendikaları tarafından yürütülmeyen ve tüm maddeleri Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmeleri için de fiyat farkı ödenir.” cümlesi ile birlikte aynı Yönetmeliğe geçici madde olarak da “(1) Alt işverenlerce 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen süre içinde yetkilendirme yapılmamasından dolayı kamu işveren sendikaları tarafından 22/1/2015 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar reddedilen ve tüm maddeleri Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan veya bağlanacak toplu iş sözleşmeleri için de fiyat farkı ödenir.” cümlesi eklenmiştir.
Bu durumda, davalı alt işverene ait olup yetkilendirmeye konu olan bu işyerinde Yüksek Hakem Kurulu kararı ile toplu iş sözleşmesi bağıtlandığından ve 13.10.2016 tarihli ve 29856 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelik değişikliği ile de Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmeleri için de fiyat farkı ödeneceği kural altına alındığından davanın …yönünden de kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 01.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.