Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2020/7429 E. 2021/5101 K. 25.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7429
KARAR NO : 2021/5101
KARAR TARİHİ : 25.02.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacı bankanın … Şubesi’nde 03.08.2001 tarihinde banka Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca yapılan kasa sayımında ana kasada 510.642.125.000 TL, 1.208.470 USD, 20.000 DEM kasa noksanı saptandığını, konu ile ilgili şubede soruşturma başladığını, kasa farkını oluşturan üç farklı eylem biçiminin tespit edildiğini, olayla ilgili … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2001/288 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, Devlet Güvenlik Mahkemesi görev alanına giren kısmının ise 2001/18083 sayılı hazırlık evrakı ile … DGM’ye gönderildiğini, aleyhine alacak davası açmış bulunduğu davalıların usul ve yasaya aykırı eylem ve işlemleri ile bankanın zararına sebebiyet verdiklerini, banka personeli tarafından kendisine kayıt dışı fahiş faiz ve kur farkı verilmek sureti ile haksız kazanç sağlanan kişiler ile bu eylem ve işlemlere ortak olmuş ve bankanın parası ile haksız kazanç elde ettiklerini banka personeli dışındaki bu şahıslardan şimdilik …, …, …, … ve …’nin adlarının tespit edildiğini, netice itibari ile yasa dışı eylem ve işlemleri ile teşekkül halinde bankayı dolandıran ve bankanın zararına sebebiyet veren şahıslar hakkında iş bu alacak davasını açtıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin kısım saklı kalmak üzere 410.642.125.000 TL + 1.208.740 USD karşılığı 1.801.856.564.000 TL + 20.000 DEM karşılığı 14.118.680.000 TL olmak üzere toplam 2.226.617.369.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasında; davacı vekili özetle, davacı bankanın … Şubesi’nde 03.08.2001 tarihinde banka Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca yapılan kasa sayımında ana kasada 510.642.125.000 TL, 1.208.470 USD, 20.000 DEM kasa noksanı saptandığını, konu ile ilgili şubede soruşturma başladığını, kasa farkını oluşturan üç farklı eylem biçiminin tespit edildiğini, olayla ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, dosyanın tefriki ile suçun Bankacılık Kanununu ilgilendiren kısmının yetkisizlik kararı ile 2001/18213 sayılı hazırlık evrakı ile … Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Devlet Güvenlik Mahkemesi görev alanına giren kısmının ise 2001/18083 sayılı hazırlık evrakı ile … DGM’ye gönderildiğini, evrakın bir kısmının … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alıkonulduğunu, aleyhine alacak davası açmış bulunduğu davalıların usul ve yasaya aykırı eylem ve işlemleri ile bankanın zararına sebebiyet verdiklerini, banka personeli tarafından kendisine kayıt dışı fahiş faiz ve kur farkı verilmek sureti ile haksız kazanç sağlanan kişiler ile bu eylem ve işlemlere ortak olmuş ve bankanın parası ile haksız kazanç elde ettiklerini banka personeli dışındaki bu şahıslardan şimdilik …’nun adlarının tespit edildiğini, netice itibari ile yasa dışı eylem ve işlemleri ile teşekkül halinde bankayı dolandıran ve bankanın zararına sebebiyet veren şahıslar hakkında iş bu alacak davasını açtıklarını ileri sürerek alacaklarının şimdilik 100.000.000.000 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …, davalı …’nun davacı bankaya hiçbir şekilde borcu olmadığını, davalı …’nun ne banka veznesinde çalışan görevli ne de herhangi bir sıfatla banka personeli olduğunu, davalı …’nun yaptığı yaklaşık 2.150.000.000.000 TL civarındaki EFT’sinin tamamen yasal prosedüre uygun olarak ve fiilen … Banka para aktarılmak suretiyle yapıldığını savunarak; davalı … vekili … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/441 Esas ve 2009/483 Karar sayılı kararıyla, bankanın uğradığını iddia ettiği zararın tazmini hakkında hüküm oluşturulduğunu, bankanın var olduğunu iddia ettiği tazminat alacağının, Ceza Mahkemesi tarafından hükme bağlanmış olması sebebiyle esasen bu davanın konusunun kalmadığını, davalı … vekili davalı …’ın davacı bankanın personeli olmadığını, dava dışı … Menkul Kıymetler Yatırım A.Ş. personeli olduğunu, davacı banka içerisinde iddia edilen para alışverişi ve para hareketlerinde bulunmadığını, yetkisinin olmadığını, davanın esasını teşkil eden ceza davalarının derdest olduğunu, bu davaların neticelerinin beklenilmesi gerektiğini, davalı hakkında verilmiş bir ceza mahkumiyetinin bulunmadığını savunarak ayrı ayrı haklarında açılan davanın reddine karar verilmesini istemişler, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Birleşen dava dosyasında; davalı … vekili; davalının davacı bankanın personeli olmadığını, dava dışı … Menkul Kıymetler Yatırım A.Ş. personeli olduğunu, davacı banka içerisinde iddia edilen para alışverişi ve para hareketlerinde bulunmadığını, yetkisinin olmadığını, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/814 Esas sayılı dosyasının da aynı konuya ilişkin olduğunu, dosyaların birleştirilmesini talep ettiklerini, davanın esasını teşkil eden ceza soruşturmasının derdest olduğunu, davalı hakkında verilmiş bir ceza mahkumiyetinin bulunmadığını; davalı … vekili, davalılar hakkında … DGM 2 Nolu Başkanlığı’nın 2001/222 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı …’ün izne ayrıldığı tarihe kadar usulsüz bir işlem olmadığını, izinde olduğu dönemden sorumlu tutulmasının söz konusu olamayacağını, iddia olunan zararın kimin zararı olduğunun belli olmadığını, banka şubelerinin elektronik ortamda yaptıkları işlemlerin genel merkez tarafından her zaman görüldüğünü savunarak ayrı ayrı haklarında açılan birleşen davanın reddine karar verilmesini istemişler, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen kısmen kabul kararının davalı tarafça temyizi üzerine; karar, Dairemizce, 11.04.2019 tarih 2019/3066 esas ve 2019/8504 karar sayılı ilamı ile özetle; “ Ceza dava dosyası tüm ekleri ile getirtilerek, taraflardan sorularak var ise konu ile ilgili sair dava dosyaları getirtilerek dosyalar kapsamındaki iddialar ve savunmalar tek tek nazara alınıp denetime elverişli bilrikişi raporu hazırlanarak sonuca gidilmelidir. Diğer yandan birleşen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/628 Esas sayılı dava dosyasının da gerekçe kısmında çok kısa bir şekilde bahsedildikten sonra hükümde değerlendirilmemesi hatalıdır. Birleşen dosya bakımından da Mahkeme tarafından yeterli gerekçe oluşturularak karar verilmelidir.” gerekçeleriyle bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçe ile davalılardan … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalılardan … yönünden davanın reddine, davalılar …, …, … yönünden asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında davalılardan … bakımından verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemece, bu davalının davacı bankanın zarara uğraması olayı ile ilgili ceza yargılamasının yapıldığı … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/21 esas ve 2016/113 karar sayılı dosyasında, banka zararından sorumlu olmadığı gerekçesi ile beraatine dair verilen ceza hükmünün 26/10/2016 tarihinde kesinleştiği ve iş bu ceza kararının ve davalı …’ın banka zararından sorumlu olmadığına ilişkin maddi olgu niteliğindeki tespitin, bağlayıcı nitelikte olduğu gerekçesiyle davalı …’ın davacı bankanın davaya konu zararından sorumlu olmadığının kabulüne karar verilerek dava ve birleşen dava bu davalı yönünden reddedilmiştir.
Mahkemenin hükmüne esas kabul edildiği ceza dosyası incelendiğinde; her ne kadar sanık … hakkında banka lehine zimmet suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; … Menkul Kıymetler AŞ nin 20 Kasım 2000 tarihli haftalık yatırım bülteni, 07.03.2002 tarihli yazı cevabı ile …’ın … bankta borsa biriminde ünvanının yönetmen olduğu, … menkul kıymetlerde 20.4.2000 tarihinde işe giriş, 30.06.2000 tarihinde işlem çıkış bilgilerinin verildiği, hizmet sözleşmesinde de …’ın … menkul kıymetler yatırım AŞ ile hizmet sözleşmesinin yapıldığı, bankanın borsa işlemlerinde zararının olmadığı, hisse senetlerinin eksik olmadığı, bu durumda banka zararından bu sanığın sorumlu olmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildiği ancak Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 26.10.2016 tarih 2016/18184 Esas ve 2016/9988 Karar sayılı ilamı ile iş bu davada davalı olan sanık … hakkındaki kamu davasının zamanaşımı sebebiyle düşürülmesine karar verildiği ve sözü edilen kararın 26.10.2016 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmektedir. Dolayısıyla beraat kararının kesinleşmediği, beraat kararının bozularak ceza davasının zamanaşımı sebebiyle bu sanık yönünden düşmesine karar verildiği, bu haliyle hukuk mahkemelerini bağlayan bir maddi vaka tespitinin olduğundan söz edilemeyeceği açıktır.
Eldeki davada iki emekli banka müdürü ve bir kamu bankası müdürü tarafından hazırlanan 03.01.2020 havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda ise, davacı bankanın kasa açığından dolayı 2.355.829 TL, mevduat müşterilerinin hesaplarından usulsüz olarak çekilen tutarların davacı banka tarafından mevduat müşterilerine ödenmesinden kaynaklı 1.559.064 TL olmak üzere 3.914.893 TL zarara uğradığının ve bu zarardan davalılar …, …, … ve …’ün % 100 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Şu halde, mahkemece bu davalı yönünden işin esasına girilerek değerlendirme yapılmalı; ceza davasındaki ve en son aldırılan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak ve aralarındaki çelişkiler giderilerek belirlenecek kusur durumuna göre bu davalının da diğer davalılar ile birlikte sorumlu olup olmadığı sorumlu ise miktarı konusunda bir karar verilmelidir.
3-Öte yandan; mahkeme gerekçesinde bankanın toplam 3.914.893 TL zarara uğradığı ancak taleple bağlı hüküm kurulacağı açıklanmış olmasına karşın hüküm yerinde, asıl davada 2.226.617,36 TL zararın birleşen davada 100.000,00 TL zararın hüküm altına alınarak fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması da çelişkili olduğundan hatalı bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.