Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2020/7194 E. 2020/15620 K. 10.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7194
KARAR NO : 2020/15620
KARAR TARİHİ : 10.11.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalı işyerinde sayaç okuma elemanı olarak çalışırken iş sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekili, davacının iş sözleşmesini kendisinin feshettiğini bu nedenle kıdem tazminatı isteyemeyeceğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını, davalı …’ın şirket işletme hakkını 01.01.2011 tarihinde devraldığını, devirden önceki işlemlerden sorumlu olmadığını, işyeri devri olmadığı için İş Kanunu gereğince davalı …’a sorumluluk yüklenemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş vekili, 01.01.2011 tarihinde, yapılmış ve yapılacak bütün elektrik dağıtım işlerinin …’a devredildiğini, ihale şirketlerle alakalı hukuki konularda davalı … şirketinin hiçbir ilgisinin bulunmadığını, işverenin Tedaş olduğunu, yapılan iş sözleşmesinin belirli süreli olmasından dolayı haklı nedenle feshin söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğinden, davanın 03.02.2014 tarihinde açıldığı, davacının, yargılama aşamasında 24.04.2016 tarihinde öldüğü, davacı vekilinin davacı müteveffanın mirasçıları olduğunu belirttiği kişilerden vekalet aldığı, ancak dosya kapsamında veraset ilamı bulunmadığı ve karar başlığında da davacının müteveffa olarak belirtilmediği ayrıca vekalet verenlerden davacının eşinin gösterilmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 55. maddesinde, “Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacının ölümü ile mirasçıları arasında elbirliği mülkiyeti oluşmuştur. Elbirliği mülkiyeti kanundan veya kanunda sayılmış olan sözleşmelerden doğar. Burada ortakların belirlenmiş payları olmayıp eşyanın mülkiyeti ortakların tümüne aittir. Miras ortaklığı da kanundan doğan elbirliği mülkiyeti olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesinde düzenlenmiştir. 4721 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmeden önce ise elbirliği ile mülkiyet mülga 743 sayılı Medeni Kanun’un 581. maddesinde düzenlenmiştir. Her iki maddede de; mirasçıların terekeye elbirliği ile sahip oldukları, sözleşme veya kanundan doğan temsil yada yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edeceklerine dair hüküm bulunmaktadır. 640. maddenin 4. fıkrasında “Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.” denilmekte ise de bu terekenin korunması anlamında nitelendirilemez. Bu sebeple aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Somut olayda, dava açıldıktan sonra vefat eden davacının vefatından sonra yargılamaya devam edilebilmesi için Mahkemece, mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde tüm mirasçılardan izin alınması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması konusunda davacı vekiline süre tanınarak, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.