Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2020/6779 E. 2020/11226 K. 08.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6779
KARAR NO : 2020/11226
KARAR TARİHİ : 08.10.2020

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 18. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı işverenlik tarafından davacının işe girişinde hatalı ücret derecesi uygulaması yapıldığını, bu uygulamadan dolayı davacıya eksik ödemeler yapıldığını, eksik ücret derecesi belirlemesinin davalının da kabulünde olduğunu, bu konudaki mağduriyetin giderilmesi bağlamında 21/02/2012 tarihli protokol imzalandığını, alacakların zamanaşımına uğramadığını, davalı tarafından zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, emsal yüksek yargı kararlarıyla benzer davaların kabulüne karar verildiğini belirterek bir kısım işçilik alacaklarına ilişkin davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacı tarafla 21/02/2012 tarihinde yapılan protokolün sulh sözleşmesi olmadığını, ücret derecelerinin tespiti hususunda imzalandığını, işçilerin geçmişe dönük alacaklarının 08/02/2013 tarihinde tespit edildiğini, bu tarihin esas alınması halinde 08/02/2018 tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını, alacakların belirlenebilir nitelikte olduğunu bundan dolayı belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının taleplerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacının dava konusu yaptığı alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacının intibak işlemlerinin yapıldığı tarihten itibaren 5 yıllık süre içerisinde davanın açılmadığı ve davalı vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşıldığından, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir, gerekçesine dayalı olarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine yönelik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında dava konusu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi gereğince kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.
4857 sayılı İş Kanunun 32/8 maddesinde ise işçi ücretinin 5 yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 154. maddesinde zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Anılan maddede “1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse, 2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zamanaşımı kesilir.” yönünde düzenleme yer almaktadır.
Borçlunun borcunu ikrar etmesi (alacağı tanıması), zamanaşımını kesen nedenlerden biridir. Borcun tanınması, tek yanlı bir irade bildirimi olup; borçlunun, kendi borcunun devam etmekte olduğunu kabul anlamındadır.
Somut olayda, … Sendikası ile Türk … Sendikası arasında imzalanan 21.02.2012 tarihli protokolde 23. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin bir kısım maddelerinde değişiklik yapılması kararlaştırılmıştır. Bu bağlamda, işe girişte hatalı ücret derecesinden intibakı yapılan üye işçilerin intibaklarının düzeltilmesi öngörülmüştür.
…’nın 13.11.2014 tarihli yazısında; 21.02.2012 tarihli protokol gereğince intibak işlemi ve ücret derecelerinin düzeltilmesine ilişkin işlemlerin 15.01.2013 tarihi itibari ile sağlandığı, intibaktan kaynaklanan alacakların yargı yoluna başvurmayanlar için 18.01.2013 tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreye ilişkin kısmının ödenmesi maksadıyla sulh anlaşması yapılmasının mümkün olduğu bildirilmiştir.
Davalı … Bakanlığının 13/11/2014 tarihli yazısının ikrar niteliğinde olduğu ve dava tarihi olan 31/05/2019 itibari ile işçilik alacaklarına uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılması karşısında işin esasına girilerek dava konusu alacaklar yönünden bir değerlendirme yapılmalıdır. İşçilik alacakları için öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.