Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2020/6725 E. 2020/12287 K. 19.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6725
KARAR NO : 2020/12287
KARAR TARİHİ : 19.10.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait iş yerinde kırma – eleme işçisi olarak çalıştığını, davacının ihale alan firmalara bağlı olarak çalışmasına rağmen gerçekte davalının asıl işçisi konumunda olduğunu, ihale alan taşeron firmaların Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde hizmet olarak tanımlanan faaliyetlerin hiç birini yürütmediğini, gerçek durumun dava dışı firmaların davalıya işçi temin etmesinden ibaret olduğunu, davalı ile taşeron firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, teknik şartnamedeki hususlara göre davalının davacının asıl işvereni olduğunu, ihaleyi alan firmaların aslında idareden bağımsız olmadığını, idarenin emrinde ve idareye bağlı olduğunu, idarenin asıl işini yapan firmalar olduğunu, uygulamada çalışanların tamamen asıl işverenin işçisi olduğunu, bilirkişi tarafından yapılacak teknik değerlendirmede yapılan işin asıl işin parçası olduğunun ortaya çıkacağını belirterek, davacının baştan beri davalının işçisi olduğunun tespiti ile ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davalı ile dava dışı şirket arasında Kamu İhale Kanunu’na uygun olarak hizmet alımı işi sözleşmesi imzalandığını, davacının ihale alan firmanın çalışanı olduğunu ve kırma- emele işinin asıl işin parçası olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek devam edilen yargılama sonunda toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacının TİS hükümlerine göre 1.302,09 TL brüt ücret farkı alacağı ile fiilen aldığı ücret ile TİS’nden yararlandığı dönem yönünden brüt 5.673,46 TL ilave tediye alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı işveren işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
İlk derece Mahkemesince , davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının sendika üyesi olmaması nedeniyle maaş farkı alacağına hak kazanamayacağı ancak 6772 Sayılı Yasa uyarınca ilave tediye alacaklarına hak kazanabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.10.2017 tarihli karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuş , Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine taraf vekillerince temyiz yoluna başvurulmuş olmakla Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nce “ İlk Derece Mahkemesinin davacı işçinin baştan itibaren davalı işverenin işçisi sayılması gerektiğinin ancak sendika üyesi olmayan işçinin toplu iş sözleşmesinden faydalanamayacağının tespitine yönelik kararı isabetlidir. Ne var ki; davacının davalı işveren işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya 28.10.2015 tarihinde üye olduğu görülmektedir. Dava tarihi 23.03.2016 olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava tarihinden geriye doğru beş yıl için hesaplama yapılmıştır. Üyelik tarihi 28.10.2015 olduğuna göre; öncelikle ilgili sendikadan sendika üyelik fişi getirtilmeli, üyeliğinin işverene bildirilip bildirilmediği araştırılmalı, bu durum sabit ise davacının sendikaya üye olduğu tarihte almakta olduğu ücretine, toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihte yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanmak suretiyle artışlar yapılmalı ve tespit edilen ücretlerine göre hesaplanacak olan fark ücret ve ilave tediye alacakları; toplu iş sözleşmesinden faydalanmadığı dönem yönünden ise fiilen aldığı ücrete göre hesaplanacak olan ilave tediye alacağı hüküm altına alınmalıdır. Bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten bozularak ortadan kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek devam edilen yargılamada davacının sendika üyeliğine ait evraklar dosyaya getirtilerek bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Mahkemece , “…dosyaya getirtilen bilgi ve belgeler, uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı, bilirkişi ek raporu, davacının sendikaya üyelik tarihi, davalı kurum tarafından Türk Maden İşçileri Sendikası ile yapılan görüşmeler ve Yüksek Hakem Kurulunun bu yöndeki kararı dikkate alındığında, davacının TİS hükümlerine göre 1.302,09 TL brüt ücret farkı alacağı ile fiilen aldığı ücret ile TİS’nden yararlandığı dönem yönünden brüt 5.673,46 TL ilave tediye alacağının bulunduğu…” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, Mahkemece varılan bu sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki ; dosyaya celp edilen sendika yazı cevabına göre davacı 28.10.2015 tarihinde sendikaya üye olmuştur.Davalı şirket tarafından verilen 13.12.2019 tarihli yazı cevabı içeriğinde; “Türkiye Maden İşçileri Sendikası ile yapılan görüşme sırasında 24/02/2017 tarihli yazı ile davacının sendika üyeliğine ilişkin bilgi sahibi olunduğu ve üyelik bildirimlerinin yüklenici … Tem.Taah.Güv.İnş….San. ve Tic.Ltd.Şti. ‘ne 27/02/2017 tarihli yazı ile bildirildiği” ifade edilmektedir. Tüm dosya kapsamından, davacı işçinin sendika üyeliğinin dava tarihi itibariyle işverene bildirilmediği anlaşılmaktadır. Dairemiz incelemesinden geçen emsal dosyalar uyarınca (örneğin Dairemizin 2020/6056 E-2020/9257 K. sayılı ilamı) dava tarihi itibariyle sendika üyeliği işverene bildirilmeyen davacı işçi yönünden, davalı işyerinde davacı ile birlikte çalışan işverenin sendikasız işçisinin bulunmadığı anlaşılmakla davacının ilave tediye ücreti isteminin fiilen aldığı ücret esas alınarak sonucuna göre değerlendirilmesi ve davacının fark ücret alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.