Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2020/5748 E. 2021/4070 K. 17.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5748
KARAR NO : 2021/4070
KARAR TARİHİ : 17.02.2021

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : … 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bozüyük 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 30.05.2015 tarihinde davalı işveren bünyesinde çalışmaya başladığını, 28 Kasım’da menisküs ameliyatı olduğunu ve 6 ay ayakta duracak işlerde çalışmasının uygun olmadığı yönünde rapor verildiğini, buna rağmen işverenin müvekkiline uygun iş vermediğini, istifa et diye zorladığını, müvekkilinin bu sebeplerle 4857 sayılı İş Kanunu’nun ilgili düzenlemesi gereğince iş akdini haklı nedenlerle 14.02.2018 tarihinde feshettiğini, tazminat ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdini sağlık sebepleriyle feshettiğine ilişkin talebinin kabulü ve haklı feshe dayanak gösterilen hastalığın ispatı için tam teşekküllü bir eğitim ve araştırma hastanesinden ya da üniversite hastanesinden rapor alması gerektiğini ve bu raporda; davalı işyerinin niteliği, davacının çalışma koşulları, yaşı, yaptığı işi, hizmet süresi ve iş sözleşmesinin konusu olan işin niteliğinden kaynaklanan bir sebeple işçinin sağlığı ve yaşayışı için tehlikenin söz konusu olup olmadığının belirtilmesi gerektiğini, fazla mesaiye ilişkin haklarının müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve davacının da mezkur ödemelerin yapıldığını gösterir bodroları ihtirazı kayıt koymaksızın imzalayarak müvekkil şirketi ibra ettiğini, davacının çalışmış olduğu ve fakat bordrosunda imza bulunmayan diğer aylara ait ücret ve diğer işçilik alacakları müvekkil şirket tarafından banka kanalıyla ödendiğini, davacının ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmış olduğu günlere ait ücretlerinin ödendiğini, yıllık ücret alacağının bulunmadığını, davacının çalışmadığı hafta tatillerine ilişkin ücretinin ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
İşçinin fazla çalışma alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir.
Somut olayda, dava dosyasında davacıya ait banka hesap dökümü ve çalışma dönemine ilişkin bordrolar mevcut olup biribiri ile uyumlu olduğu görülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bordrolarda fazla mesai tahakkukları bulunduğu ve işveren tarafından ödendiği gerekçesiyle fazla mesai hesaplaması yapılmamış ise de; inceleme sonucunda bazı dönemlere ait bordroların imzasız olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından fazla mesai alacağının bulunduğunu ispat hususunda tanık deliline dayanılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, fazla mesai tahakkukuku bulunan imzasız bordro dönemlerinin dışlanması yerine tanık anlatımlarına göre hesaplama yapılarak karineye dayalı makul indirim yapılmak suretiyle belirlenen fazla mesai ücreti alacağından yapılan ödemelerin mahusbu ile sonuca gidilmesi gerekir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.