Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2020/5161 E. 2021/13301 K. 29.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5161
KARAR NO : 2021/13301
KARAR TARİHİ : 29.09.2021

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : … 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 19. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı işverenin yurt dışında bulunan şantiyelerinde 2006-2015 yılları arasında, kalıpçı satın alma müdürü olarak aylık 3.200 USD ücret ile çalıştığını, ücretlerinin banka kanalı ile ödendiğini, iş bitimi gerekçesiyle işine son verildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …Ş. vekili, davalı şirkette davacının herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, yetki, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, yurt dışında çalıştığı iddia edilen işçinin Türkiye’deki şirketleri ile bağı bulunup bulunmadığının anlaşılması için İş-Kur hizmet Sözleşmesi’nin mahkemece incelenmesinin gerektiğini, alacak kalemlerinin çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının İş-Kur hizmet sözleşmesi ile şirkette belirli süreli olarak istihdam edildiğini, işçilik alacaklarının Rusya Federasyonu Kanunları’na tabi olduğunu, bu nedenle davacının yargılama konusu ettiği davanın yetkisiz ve görevsiz bir mahkemede görülmekte olduğunu, davacının iş akdinin projenin sona ermesi sebebi ile kendiliğinden sona erdiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, ispat yükü üzerinde olan davalıların davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında davacının hizmet süresi uyuşmazlık konusudur.
İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece tanık beyanları ve yurt dışı giriş çıkış kayıtlarına göre davacının davalı şirketler nezdinde 16/01/2006-19/12/2015 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmiş ise de, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetvelinde söz konusu hizmet süresi içerisinde dava dışı “…. Tes. İml. ve Monj. A.Ş.”, “ … İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş.” ve “… İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.” isimli şirketler tarafından çalışmalarının bildirildiği görülmüştür.
Mahkemece davacının çalışmasının bildirildiği dava dışı şirketler ile davalılar arasında organik bağ, birlikte istihdam, işyeri devri veya iş sözleşmesinin devri gibi bir hukuki ilişkinin olup olmadığı aydınlatılmamıştır. Şu halde, Mahkemece, davalılar ile dava dışı şirketlerin ticaret sicil kayıtları getirtilerek, şirketlerin ortakları ve faaliyet alanları belirlenmeli, vergi dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dosya kapsamına alınarak, işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri getirtilerek işverenler arasında belirtilen yönde bir ilişkinin bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli ve bu suretle toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre hizmet süresi belirlenerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
3- 6100 sayılı HMK’nın 25. maddesi uyarınca hakim Kanunda öngörülen istisnalar dışında iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz. Bu düzenleme vakıa ile bağlılık ilkesi olarak kabul edilmektedir. Maddi vakıayla bağlılık kuralı gereğince hakim tarafların maddi vakıayla ilgili söylediği olguları dikkate almak zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının dava dilekçesinde davalıların yurt dışında bulunan şantiyelerinde aylık sabit net 3.200 USD alarak çalıştığını beyan ettiği, bilirkişi kök raporunda fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarında 2013 yılı için net 3.200 USD üzerinden hesaplama yapıldığı, davacı tarafından bilirkişi raporuna karşı bu yönden bir itirazda bulunulmadığı, Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda ise söz konusu alacaklar hesaplanırken 2013 yılının bir kısmında net 3.900 USD’nin esas alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece ek bilirkişi raporuna göre karar verilmesi maddi vakıayla bağlılık kuralının ihlali niteliğinde olup isabetsizdir.
4- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ihbar tazminatının 6.567,72 USD olarak hesaplanmasına ve davacı tarafından da bu şekilde talep edilmesine rağmen, Mahkemece 6.597,72 USD ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 29/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.