YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5007
KARAR NO : 2021/3446
KARAR TARİHİ : 04.02.2021
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : … 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 44. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin çalışma döneminde 11, 12, 13, 14, 1 ,2, 3, 4 ve 5. dönem TİS’ lerinin ve 2005 ve 2007 Kamu Tis Çerçeve Anlaşma Protokollerinin eksik uygulandığını öne sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ücretinin doğru olarak belirlendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı … davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf talebinin esastan reddine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince ise davacının faize yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece Mahkemesi kararının bu yönden bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilerek yeniden hüküm kurulmuştur.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında 11, 12, 13, 14, 1 ,2, 3, 4 ve 5. dönem TİS’ lerinin ve 2005 ve 2007 Kamu Tis Çerçeve Anlaşma Protokollerinin uygulanarak ücretin tespiti ve buna bağlı olarak talep edilen fark alacakların bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a bendine göre hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanması bozma sebebidir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; İlk derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince dosyada aldırılan kök hesap raporu ve eklerine itibar edilmiş ise de; raporların TİS ve Protokollerin doğru uygulanıp uygulanmadığı konusunda hüküm kurmaya elverişli olmadığı, ücretin ve buna bağlı fark alacakların yeniden dosyadaki belgelere uygun şekilde hesaplanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bilirkişi, raporunu bilimsel dayanaklarını da açık ve anlaşılır biçimde göstermek ve eksiksiz cevaplandırmak suretiyle hazırlamalıdır. Bilirkişinin raporunu kaleme alırken özel ve teknik bilgi bağlamında uzman kimliği bulunmayan hakimin ve tarafların anlayabileceği kavram ve terimleri kullanması, raporun tarafların ve hakimin denetimine uygun açıklıkta olması zorunludur. (KURU, Baki, Medeni Usul Hukuku El Kitabı Cilt I, … 2020, s. 802) Dolayısıyla, uzmanlık gerektiren teknik bir konuda yapılmış hesaplama detaylarının tarafların anlayabileceği şekilde açıkça ve tek tek izah edilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta ise; hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın nasıl yapıldığı açık değildir. Dosya içerisinde davacının sendika üyelik bilgileri, davalı idarenin uyguladığı yevmiye hesap tabloları, 31.12.1996 tarihindeki işçi yevmiyesi, uyuşmazlık konusu döneme ait ücret bordroları ve davacının ne zamandan itibaren daimi işçi olarak çalıştığını gösteren bilgi ve belgeler, işyeri şahsi sicil dosyası bulunmamaktadır. Öncelikle bu bilgi ve belgelerin dosyaya kazandırılması gerekmektedir.
Mülga 2822 Sayılı Kanununun 9. maddesine göre; toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanırlar. Toplu iş sözleşmesinin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanırlar. Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.
Davacının yararlandırılmadığını ileri sürdüğü toplu iş sözleşmelerinin Türkiye Orman işçileri sendikası ile davalı İdare arasında bağıtlanan sırasıyla 01/01/1997 -31/12/1998, 01/01/1999 – 31/12/2000, 01/01/2001 – 31/12/2002, 01/01/2003-31/12/2004 yürürlük tarihli 11,12,13 ve 14 dönem toplu iş sözleşmeleri ile Öz Orman İş Sendikası ile davalı idare arasında bağıtlanan sırasıyla 02/03/2009 tarihinde imzalanan 01/01/2005 – 31/12/2007 yürürlük tarihli tarihli 1. dönem, 16/09/2010 tarihinde imzalanan 01/01/2008 – 31/12/2010 yürürlük tarihli 2. dönem, 26/08/2011 tarihinde imzalanan 01/01/2011-31/12/2012 yürürlük tarihli 3. dönem, 15/07/2014 imza tarihinde imzalanan 01/01/2013-31/12/2014 yürürlük tarihli 4. dönem ve 17.08.2015 tarihinde imzalanan 1.1.2015-31.12.2015 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmeleri olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, Türkiye Orman İşçileri Sendikası ve Öz Orman İş Sendikasından; davacının üyelik, çekilme, muvafakat ile yararlanma ve dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma bilgileri istenerek dosyaya kazandırılmalıdır.
31.12.1996 tarihindeki yevmiye uyuşmazlık dışı olmak ile öncelikle bu tarihte davalı idarece uygulanan yevmiye tespit edilmelidir. Bundan sonra; toplu iş sözleşmelerinin imza tarihleri ve yürürlük tarihleri ile toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikalara üyelik ve üyelikten çekilme ile varsa faydalanma talepli dilekçeleri ile sendika muvafakati dikkate alınarak, davacının her bir toplu iş sözleşmelerinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığının ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
Ayrıca 2005 ve 2007 Çerçeve Protokolleri getirtilerek bu dönemler bakımından işçinin TİS’lerden faydalanamadığının tespiti halinde; kamu çerçeve protokolleri ile işçilere yapılan ücret zamları üzerine yeniden zam yapılamayacağı da dikkate alınarak, protokol hükümleri uygulanmalıdır
Açıklanan sebeplerle, dosya içerisinde bulunmayan eksiklikler giderildikten sonra konusunda uzman bir bilirkişiden yeniden, denetime elverişli olacak şekilde açıklamalı ve detaylı tablo dökümlü hesap raporu aldırılmalı, 1.1.2015-31.12.2016 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 5. Dönem TİS’in Geçici 2. maddesi de değerlendirmeye tabi tutularak dava tarihi itibariyle davacının ücreti belirlenmeli, davalı idare tarafından ücret eksik ve hatalı belirlenmiş ise hatalı noktalar ve yanlış yapılan uygulamalar açıkça belirtilmeli, bundan sonra hüküm altına alınacak fark alacak miktarları bakımından davacının hükmü temyiz etmemesi sebebiyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.