Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2020/3470 E. 2021/489 K. 12.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3470
KARAR NO : 2021/489
KARAR TARİHİ : 12.01.2021

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: … 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı asıl işveren … Üretim A.Ş.’nin …Termik Santrali işyerinde 2010 yılında işe girdiğini, iş akdinin haksız olarak feshedildiği tarihe kadar değişen alt işverenlerde ara vermeden santral görevlisi olarak çalıştığını, 2014 yılında …’in özelleştirilmesi nedeniyle …’in alt işverenler ile olan sözleşmesini süresi dolmadan feshettiğini, alt işverenlerin de işçilerin iş sözleşmelerini haksız ve nedensiz olarak feshettiğini, işe başlatıldığı tarihten itibaren davalı işveren işçisi olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ücret farkı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ilave tediye ücreti alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Temyiz Başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış olup işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez kuralına yer verilmiştir.Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işyerinde santral görevlisi olarak çalıştığını, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasında bulunmuş olup, feshe bağlı alacakları yanında ücret farkı ve ilave tediye alacaklarını da talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, muvazaa bulunmadığı gerekçesiyle davacının muvazaaya dayalı taleplerinin reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Mahkemece muvzaaya yönelik yapılan arşarırma yetersizdir. Dava konusu dönem içindeki tüm ihale sözleşmeleri ve şartnameler getirtilerek fiilen alt işverene verilen işin ne olduğu araştırılmalı, davacı işçinin verilen iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadığı belirlenmeli, verilen işin asıl iş ya da yardımcı iş olup olmadığı, asıl işin bir bölümü olmakla birlikte işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı gerekirse işyerinde keşif icra olunarak teknik bilirkişi marifetiyle tespit edilmeli, ihale sözleşmelerinin dönemi itibariyle esas alınacak; 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 15. maddesine 09.07.2008 tarih ve 5784 sayılı Kanun’un 5.maddesiyle eklenen ve 26.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren fıkrası; “Elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren kamu tüzel kişileri, gerekli hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabilirler.” ve bu hükmü yürürlükten kaldıran 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 22. maddesinin “Lisans sahibi tüzel kişiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak hizmet alımı yapabilirler. Ancak, bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez. Hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceği Kurul tarafından belirlenir.” hükümleri yönünden de gerekli değerlendirmeler yapılmalıdır.Yapılacak araştırmada; verilen işin yardımcı iş niteliğinde olduğu ya da asıl işin bir bölümü olmakla birlikte işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren bir işin varlığı tespit edilerek 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun’un hukuki çervesinde işlem tesis edildiği belirlendiğinde, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılmalı ve şimdiki gibi hüküm kurulmalı, muvazaa olduğu tespiti halinde ise, ücret farkı ve ilave tediye alacakları hüküm altına alınmalıdır.Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.