Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2020/2644 E. 2020/11049 K. 07.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2644
KARAR NO : 2020/11049
KARAR TARİHİ : 07.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan … vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin güvenlik görevlisi olarak, asıl işveren Ceyhan Belediyesi’nin alt işverenleri nezdinde 12.06.2008-21.04.2014 tarihleri arasında çalıştığını, işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı bir neden gösterilmeksizin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve fazla çalışma süresinin hesaplanması noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının görev yerine göre 12/24 saat çalışma düzenine uygun olarak saat 07.00 – 19.00 saatleri ile 19.00 – 07.00 saatleri arasında günde 12 saat, haftanın 5 günü 60 saat çalıştığı ve haftalık 15 saat fazla mesai yaptığı değerlendirilerek fazla mesai ücret alacağı hesaplanmıştır. Ancak yapılan hesaplama hatalı olmuştur. 12 saat çalışma ve 24 saat dinlenme esasına göre yapılan çalışmalarda ilk iki hafta, haftada 5 gün, üçüncü haftada ise 4 gün çalışma olup dördüncü hafta aynı döngü devam etmektedir. Bu çalışma düzeni göre yapılacak fazla mesai hesabında öncelikle 12 saatlik çalışmanın başlangıç ve bitiş saatlerine göre yarıdan fazlasının 20.00-06.00 saatleri arası döneme isabet edip etmediği, gece çalışması olup olmadığı tespit edilmeli, gece çalışması tespit edildiği takdirde; 1. haftada yapılan 5 gün çalışmanın 3 günü gündüz vardiyasında 2 günü gece vardiyasında, ikinci haftada yapılan 5 gün çalışmanın 2 günü gündüz 3 günü gece vardiyasında, üçüncü hafta yapılan 4 gün çalışmanın ise 2 günü gündüz 2 günü gece vardiyasında geçeceği gözetilerek; 1. hafta 12 saatlik çalışmadan 1,5 saatlik ara dinlenme düşülünce haftada 52,5 saat çalışmaya göre 7,5 saat, 2. hafta 3 gün yapılan 12’şer saatlik gece çalışmalarından 1,5 saatlik ara dinlenme ile 7,5 saati aşan 3’er saatten 9 saat, 3. hafta ise ara dinlenme süresi düşülünce haftalık fiili çalışma 42 saat olup 45 saati aşmasa da 2 gece çalışması bulunduğundan 3’er saatten 6 saat olmak üzere 3 hafta için toplam 22,5 saat ve ortalama haftalık 7,5 saat fazla mesai hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, işverence sunulan işyeri kayıtlarında, davacının dönüşümlü olarak yukarıdaki şekilde 12 saat çalışma ve 24 saat dinlenme esasına göre çalıştığı üç kişilik grup içerisinde, bir işçinin izne ayrıldığı zamanlarda grup içerisinde iki kişi kaldıkları ve davacının 12 saat çalışma 12 saat dinlenme esasına göre çalıştığı da anlaşılmaktadır. Buna göre, bahse konu kayıtların da değerlendirmeye alınması suretiyle 12 saat çalışma ve 12 saat dinlenme esasına göre çalıştığı günlerin de ayrıca dikkate alınarak fazla çalışma süresinin tespiti gerekmektedir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.