YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2216
KARAR NO : 2021/3593
KARAR TARİHİ : 04.02.2021
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : … 25. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 7. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı şirket vekili, davalı Bakanlığın, davalı işyerinde 20.07.2018- 15.08.2018 tarihleri arası işin yürütümü için ilk teftişi yapması sonrası 15.10.2018 tarihinde ikinci teftiş yapıldığını, 15.10.2018 tarihinde düzenlenen tutanakta aile yardımına ilişkin iş müfettişi beyanlarına Toplu İş Sözleşmesi ve eki olarak çıkarılan ek protokol uyarınca katılmalarının mümkün olmadığını, tutanağın hukuka aykırı olduğunun tespiti ve iptalini istediklerini, aile durum formlarında eşleri çalışan işçilerin bilgilerinin sehven çalışmıyor olarak bordro hesaplama programında tanımlanması üzerine ocak 2018 tarihine kadar hatalı şekilde 64 işçiye aile yardımı yapıldığını, Türk Gıda ve Yardımcıları İşçi Sendikası (Tek Gıda İş Sendikası) arasında Pendik fabrika işçileri için işyeri düzeyinde 01.01.2017- 31.12.2018 tarihleri arası geçerli olmak üzere Toplu iş sözleşmesi imzalandığını, 46. maddesinde işçilere 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun hükümleri uyarınca ve bu kanunla belirlenen tutarda çocuk yardımı ödeneceği, B (Aile Yardımı) maddesinde ise işçilere 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun hükümleri uyarınca ve bu kanunla belirlenen tutarda brüt aile yardımı ödeneceğinin düzenlendiğini, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 202. maddesinde bu yardım her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eş için 1500, çoçuklarından her biri için 250 gösterge rakamının aylık katsayı ile çarpılması sonucu elde edilecek miktar üzerinden hesaplanır hükmüne amir olduğunu, Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişinin 24.04.2014 tarihli ve 10127/İnc/50 sayılı inceleme raporunun iptalini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı bakanlık cevabında, raporlar ile şikayetçi işçiler lehine aile yardımının hak edildiğinin tespit edildiğini, bunları ödenmesi gereğinin işverene bildirildiğini, bakanlığın bu davalarda davalı olarak yer almasının mümkün olmadığını, bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tuttanakların aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğunu, tespitlerinin aksinin ispatla yükümlü olduğunu, husumet yönünden ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, uyuşmazlığa konu teftiş raporu davacı işverenlikte çalışan işçilerin vakî şikâyeti üzerine tanzim edildiği, raporda davalı şikâyetçi işçilerin aile yardımı alacaklarına ilişkin tespitlerin TİS 46. Maddesi uyarınca mevcut olmadığının tespitinin talep edildiğini, iş müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı işçi ya da işveren tarafından açılacak davalarda bu davaların taraflarının her halükarda işçi ve işveren olduğu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün bu davalarda taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya içeriği ve mevcut delil durumu ile kamu düzenine aykırılık halleri de bulunmadığı hususları göz önüne alınarak, İlk Derece Mahkemesinin kararındaki gerekçenin, dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün Müfettişleri tarafından düzenlenen 10127/İnc/50 nolu raporun iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. maddesine göre “91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93. maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta … tarafından çıkarılacak İş Teftişi Tüzüğünde açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.
Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.
Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir”.
Anılan kanuni hükümler ile çalışma ilişkilerini korumak ve geliştirmek, ortam ve koşullarını denetlemek görevi iş müfettişlerine verilmiştir. Buna göre iş müfettişleri işyerinde genel, kontrol ve inceleme denetimi yaparlar.
İşyerinde işin yürütümü yönünden çalışma hayatı ile ilgili tüm mevzuat hükümlerine ve işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından ise; işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuat hükümlerinin uyulup uyulmadığının tespiti, genel denetimdir. Genel denetim ise yargısal faaliyet olarak nitelendirilemez.
Kontrol denetimi ise, genel denetim sonrası (işin yürütümü veya işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin) mevzuata aykırılık ve eksiklik olarak tespit edilen olguların, verilen süre içinde giderilip giderilmediğini kontrol edilmesidir.
İnceleme denetimi, bir kişinin ya da kurumun başvurusu üzerine yapılan denetimdir.
Dairemizce daha önce genel denetim sırasında yapılan müfettiş tespitlerine karşı taraflarca dava açılamayacağı yönünde uygulama yapılmakta idi.Ancak konunun yeniden değerlendirilmesi sonucunda, bu tür tespitlere karşı da dava açılmasında hukuki yararın bulunduğu sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda genel denetim sonucu yapılan tespitlere karşı sadece Bakanlığa karşı; işçinin şikayeti üzerine yapılan denetim sonucu bir tespit yapılmışsa Bakanlık ile birlikte şikayette bulanan işçiye karşı dava açılması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1.d maddesi uyarınca “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları” dava şartıdır. Aynı Kanunun devam eden 115/2 maddesine göre ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”.
Somut olayda uyuşmazlık konusu rapor inceleme raporu olup, genel denetim raporu değildir. Davalı Bakanlığın İş Müfettiş raporu, şikayet üzerine düzenlenmiştir. Düzenlenen raporda, işçilerin aile yardım alacağının ödenmediği tespiti doğrudan işçilerin hak alanını ilgilendirmektedir. Şikayet eden işçilere aile yardım alacağının ödenmesi gerektiği belirtildiğinden davacının bu haliyle 4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrası kapsamında dava açmakta hukukî yararı bulunmakla birlikte davanın tarafının davacı işveren davalı ise Bakanlık ve şikayet eden işçiler olması gerekmektedir.
Bu durumda yapılacak iş, davanın iptali istenen inceleme raporunda ismi zikredilen işçilere 6100 sayılı HMK.nun 124 üncü maddesi kapsamında yöneltilmesi için süre verilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmelidir. Mahkemece usulünce taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi hatalı olup, temyiz edilen kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf talebini esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.