Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2019/4404 E. 2019/12606 K. 29.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4404
KARAR NO : 2019/12606
KARAR TARİHİ : 29.05.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının 24/09/2010 tarihinde müvekkili şirkette food bölümünde satın alma uzmanı olarak çalışmaya başlayan davalının 09.08.2009-13.07.2010 tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi tarafından verilen “yönetici yetiştirme programı” çerçevesinde eğitim programına katıldığını, davalının söz konusu eğitim programına katılma şartları ile ilgili olarak taraflar arasında imzalanan taahhütname ile eğitim programı süresince tüm eğitim masraflarının şirketçe karşılanacağı ve ayrıca ücretlerinin tam olarak ödeneceği hüküm altına alınarak davalının eğitim süresinin bitiminden itibaren 1 yıl süre ile müvekkili şirkette çalışmayı, eğitim süresi içinde veya eğitim süresinden sonraki 1 yıllık süreden önce istifa etmesi veya 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesine göre sözleşmeyi feshetmesi ya da 4857 sayılı Kanunun 25/11 maddesinde belirtilen hallerden dolayı iş sözleşmesinin işverence feshi halinde aylık 2.000,00 Euro cezai şart ödemeyi taahhüt ve kabul ettiğini, ancak davalının taahhütname ile üstlendiği 1 yıllık çalışma taahhüdüne aykırı davranarak 03/09/2010 günlü dilekçesi ile iş sözleşmesini 24/09/2010 tarihi itibari ile istifa suretiyle sona erdirerek 11 aylık çalışma taahhüdünü yerine getirmediğini ileri sürerek, cezai şart alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesi belirsiz süreli iş sözleşmesi olup, belirsiz süreli iş sözleşmelerinde öngörülen cezai şart düzenlemesinin geçersiz olduğunu, belirsiz süreli iş akdi devam ederken imzalatılan taahhütnamede belirtilen 1 yıllık sürenin hitamında iş akdinin sonlandırılacağına dair bir hüküm bulunmadığından iş akdini belirli süreli hale getirmeyeceği gibi taahhütnamede belirlenen asgari çalışma süresinin de sözleşmeyi belirsiz süreli hale getirmeyeceğini, kaldı ki, iş ilişkisinin devamı sırasında imzalatılan bu tür taahhütnamelerin de hukuken geçerliliği bulunmadığını, müvekkilinin eğitime gitmek konusunda bir talebi olmadığını, tamamen davacı işverenliğin zorlaması nedeniyle bu eğitime devam ettiğini ve davaya dayanak yapılan taahhütnamenin de baskı ile imzalatıldığını, aldığı eğitimin sonraki iş hayatında faydalı olabilecek bir eğitimde olmadığını ve sonraki işinde de bu eğitimden yararlanmadığını, taahhütnamede cezai şart rakamı belirlenirken cezai şartın eğitim giderlerinin teminatı olduğu taahhütname metninden anlaşılmakta olup davacının bu yönde bir harcama yapmamış olduğunu, taahhütnamenin eğitime başladıktan sonra imzalatılmış olması nedeni ile müvekkili yönünden bir bağlayıcılığı olamayacağını ve belirlenen cezai şart miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında imzalanan 26.10.2009 tarihli taahhütname başlıklı belgeye göre, davalının yönetici yetiştirme programına gönderileceği, eğitim masraflarının davacı işverence karşılanacağı, bu eğitimle davalının formasyonunda oluşacak katkının teminatı olarak eğitimin tamamlanmasından sonra 1 yıl süre ile mecburi olarak çalışacağı, tarafların 1 yıllık süreden önce davalının istifası veya davacı tarafından iş akdinin haklı nedenlerle sonlandırılması halinde çalışmak zorunda olduğu süre karşılığı aylık 2.000 Euro ödemeyi karşılıklı olarak kabul ettikleri yönünde düzenleme bulunduğu, davalının eğitim programını tamamladığı ancak sözleşmede öngörülen 1 yıllık süre dolmadan ve haklı bir neden olmaksızın 03/09/2010 tarihinde istifa ettiği, davacı işveren tarafından eğitim giderlerine ilişkin olarak 7 adet fatura ibraz edildiği, davalı işçinin yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre cezai şartın tamamından değil eğitim sonrası çalıştığı süre ile orantılı olarak eğitim giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğine göre, davalı işçiye davacı işveren tarafından yönetici yetiştirme programı çerçevesinde eğitim programı verildiği ve bu eğitim programı nedeniyle sözleşme devam ederken taraflar arasında asgari bir süre öngörülen ve karşılıklı cezai şarta bağlanan taahhütnamenin imzalandığı, davalının eğitim süresinden sonra 1 yıl dolmadan herhangi bir haklı neden olmaksızın iş sözleşmesini feshettiği, bu şekilde taahhütnameyi ihlal ettiği, davacı işverenin karşılıklı olarak düzenlenen cezai şart tazminatı talep hakkının doğduğu anlaşılmaktadır.
Cezai şart miktarının fahiş olması, bir işçinin çok az miktarda bu cezai şartı ödeyerek ayrılması, cezai şart hükmünü geçersiz hale getirmez. Adı geçen işçinin taahhüt ettiği kalan süre, az bir süre olabilir ve bu nedenle de az miktar belirlenebilir.
Cezai şart fahişse mahkemenin yapacağı iş, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 182. maddesi gereğince cezai şart tazminat miktarını indirime tabi tutmaktır. Mahkemece geçerli olan cezai şart tazminatının kalan süreye göre ve Türk Borçlar Kanunu’nun 182/3. maddesi gereğince bir indirime tabi tutularak hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Cezai şart alacağı konusunda Şişli 6. İcra Müdürlüğü’nün 2010/38453 esas sayılı icra takip dosyasında davalı işçinin ödeme emrinin tebliğ edildiği 02.02.2011 tarihinde yani dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü anlaşılmıştır. Mahkemece talep edilen alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihi ayrımına göre faiz yürütülmesi isabetsizdir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.