Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2019/1322 E. 2019/4535 K. 25.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1322
KARAR NO : 2019/4535
KARAR TARİHİ : 25.02.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı işyerinde 20.03.19996-28.04.2009 tarihleri arasında restorant şefi olarak çalıştığını, haksız işten çıkarılması nedeniyle … İş Mahkemesi’nin 2009/148 E. sayılı dosyası ile işçilik alacaklarına ilişkin dava açtığını, davanın lehlerine sonuçlanması nedeni ile …İcra Müdürlüğü’nün 2011/6378 E. sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, davalının tehiri icra kararı talep ettiğini, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından haciz konulduğunu söz konusu takibin kambiyo senetlerine özgü takip olduğunu ve dosya içinde toplam 21500 Euroluk (20.08.2009 ödeme tarihli 9.000 ve 20.10.2010 ödeme tarihli 12.500 euroluk) 2 adet senet olup alacaklısınında … olduğunu, bu şahsın davacının çalıştığı ve işçilik alacağı olan şirketin yetkilisi ve ortağı olduğunu, böyle bir para almasının davacının mümkün olmadığını alması halinde mal varlığında artış olması gerektiğini, zira maaşlarını dahi ödemeyen birinin bu kadar borç para vermesinin mümkün olmadığını, böyle bir senet imzalamadığını, imzanın taklit edildiğini yada davacıya okutulmadan imzalatılan evrakların arasına sıkıştırılmış olabileceğini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile müvekkili lehine icra inkar tazminatı talep ettiği ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; iş mahkemesinde işçilik alacaklarından davalının değil ortağı olduğu şirketin davalı olduğu, davacının ödemek üzere aldığı paraya karşılık senetleri imzaladığını imzalanırken yanlarında tanıkda olduğunu, bonoların makbu evrak olmadığını, bu nedenle araya sıkıştırılıp imzalanamayacağı, savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 14.12.2015 tarih, 20145/26452 Esas-2015/25188 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; tarafların iddia ve savunmalarında ileri sürülen delillerin toplanmadığı, tarafların hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanarak deliller toplanmaksızın karar verildiği, özellikle Adli Tıp Kurumundan yazı ve imza incelemesi yaptırılması, tanık dinlenmesi, senet üzerindeki yazı ve imzasının davacı eli ürünü olup olmadığının tespiti, eli ürünü olmadığının tespiti halinde, bu uygulamanın işyerinde yaygın olup olmadığının tanıklardan sorulması gerektiği, bu kadar yüksek meblağlı borcun davacıya neden verildiği ve senet bedelinin davalının şahsi hesaplarından çıkıp çıkmadığının davalı tarafından ispatlanması gerektiği gözönünde tutularak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı işçi 20.03.1996 tarihinde işe girmiş 28.04.2009 tarihinde iş sözleşmesi işveren tarafından haklı nedene dayanmaksızın iş sözleşmesi feshedilmiştir. Davacının Alanya İş Mahkemesi’nin Esaslı dava ile işveren hakkında kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ve ulusal ve bayram günleri tatili talepli dava açtığı dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
İş bu davanın konusu ise davacının borçlu olduğu 20.09.2008 tanzim tarihli, 20.08.2009 ve 20.10.2010 vade tarihli 2 ayrı senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
İş ilişkisinin sona ermesinden sonra vade tarihlerini içeren her iki senedin hangi hukuki ilişkiye dayandığı davalı tarafından ortaya konulamamıştır.
Davacı tanıkları beyanlarında; işe girerken çok sayıda belge imzalatıldığını, davacının davalıdan borç para aldığına şahit olmadıklarını, sezon başında ve sezon sonunda işçilere bazı evraklar imzalatıldığını, bu evraklarda ne yazıldığını bilmediklerini, 2008 yılında davacının davalıdan borçlanmasını gerektirecek bir olay yaşanmadığını, işçi ücretlerinin zamanında ödenmediğini, davalı işverenin çalışan işçilere borç vermediğini açıklamışlardır. Davacının, işveren hakkında açtığı dava sonrasında 2012 yılında her iki senedin lehdarı olan davalı şirket ortağı tarafından takibe konulmuş olup davacının şirketten olan alacakları karşılığı olarak icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre işyerinde garson olarak çalışan ve işverenden alacaklı olan işçinin vade tarihi sözleşmenin feshinden sonraki tarihe tekabül eden şirket ortaklarından birinin alacaklı olduğu bonoları imzalamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.