Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/9887 E. 2018/21731 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9887
KARAR NO : 2018/21731
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenlikte büro görevlisi olarak çalıştığını, davalı işverenin kamu tüzel kişisi olduğunu, 6772 sayılı ‘Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun’ gereği her yıl için ilave tediye alacağı hakkı olduğunu, ancak bu güne kadar ödeme yapılmadığını, davacının çalıştığı vakfın kamu vakfı gelirlerinin kamu geliri olduğunu, benzer olayda mahkemece vakıf çalışanı lehine ilave tediye ücretine karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay’ca onandığını, dolayısıyla davacının kamu işçisi statüsünde olduğunu, buna ilişkin Başbakanlık genelge ve yazılarını ibraz ettiklerini, 21.07.2014 tarihli ve 10611695 sayılı SGK başkanlığı yazısına göre de davalı vakfın kamu işyeri olduğunu, 6772 sayılı yasanın 1 ve 3.maddelerine göre Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen tarihlerde davacıya ilave tediye ücreti ödenmesi gerektiğini ancak bu güne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını ve davasının belirsiz alacak davası olduğunu iddia ederek, ödenmeyen ilave tediye alacağının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı taraf cevap vermemiş, ıslah dilekçesi üzerine temsilcisi vasıtası ile zamanaşımı itirazı yanında, vekili aracılığı ile de davalının 6772 sayılı yasa kapsamına girmediğini, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece ikinci bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada, ikramiye ödenen yıllar ile ilgili ilave tediye ücretinin mahsubu sonucu bakiye yıllar ile ilgili davalının davacıya ilave tediye ücreti ödemesi gerektiği kanaatine varıldığı, davalının ödemesi gereken ilave tediye ücretinin bilirkişi ek raporunda belirtildiği gibi net 13.398,39 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Gerekçe – hüküm çelişkisi 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Bu husus 6100 sayılı HMK. nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin yasal sonucu “ duruşmada tefhim edilen hüküm özetinin ( kısa kararın ) hükmün esasını teşkil ettiğidir.
Ayrıca Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK. nun 297/2. maddesi “ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. “ hükmünü içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta ise, Dairemizin 13.02.2018 tarihli bozma ilâmından sonra kurulan hükmün gerekçe kısmında “bilirkişi ek raporunda belirtildiği gibi net 13.398,39 TL olduğu kanaatine varılmış ve 13.398,39 TL. ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline” karar verildiğinin açıklanmasına karşın hüküm fıkrasında “ Net 8.339,39 TL. ilave tediye alacağının 1.000,00 TL kısmının ilk dava tarihi olan 16.02.2016 tarihinden itibaren, 7.339,39 TL kısmının ıslah tarihi olan 27.04.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine” karar verilmiş ve böylelikle gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmuştur. Bu yönüyle gerekçeli karar usule aykırı ve Yargıtay denetimine uygun olmadığından bozulması gerekmiştir.
Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının uyuşmazlık konusu döneme ilişkin yıllık ilave tediye alacağının toplam 52 gün üzerinden hesaplanmasına karşın 2010 yılı için 26 gün üzerinden hesaplandığı görülmüştür. Raporda 2010 yılının diğer yıllara nazaran eksik gün üzerinden hesaplanma nedeni denetime açık değildir. Karar bu yönüyle de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.