Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/9840 E. 2018/23726 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9840
KARAR NO : 2018/23726
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi süresi içinde davalı vekili ile birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenilmiş, davalı …Ş. vekilince duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı – Birleşen Dosya Davacısının İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 2006-2013 tarihleri arasında davalının Hasanpaşa şubesinde çalıştığını, 03/10/2011 yılında emekli olduktan sonra kıdem tazminatının işveren tarafından ödendiğini ve sigorta kaydının bu tarihte kapatıldığını, davalı işyerinde 2013 Ekim ayına kadar çalışmaya devam ettiğini, iş akdinin feshinden sonra işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, yıllık izin ve hafta tatili çalışma ücreti alacaklarının davalıdan ve birleşen dosyada …’den tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …Ş. vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak, davacının 06/03/2006 – 03/10/2011 tarihlerinde çalıştığını ve bu tarihler arasındaki tüm alacaklarının ödendiğini, 03/10/2011 tarihinden sonra ise Hasanpaşa acentesinde çalışmaya başladığını, acentelik faaliyetlerini …’nin yürüttüğünü ve davacının bütün işçilik alacaklarından …’nin sorumlu olduğunu, davalı şirketin kendi ticari kararları doğrultusunda acentelik sistemi ile çalıştığını ve acente ile aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, acentenin bağımsız işveren olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Bozma ilamından sonra birleştirilen dosya davalısı … vekili; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 09/08/2012 ve 11/12/2012 tarihlerinde istifa dilekçeleri verdiğini, ancak müvekkilinin davacıya çalışmaya devam etmesi talebi üzerine davacının işten ayrılmadığını, nihayetinde 03/10/2013 tarihinde istifa dilekçesi sunarak ayrılan davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, ödenmemiş alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen ilk karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 18/10/2016 tarihli 2016/20798 E. 2016/18086 K. sayılı ilamı ile özetle;
“…Dosya içeriğine göre; davacının önce davalı işveren işçisi ve daha sonra ise aynı işyerinde bu kez acentelik sözleşmesi imzalanan dava dışı acentede (… işyeri) kurye olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacının sigorta primleri dava dışı …’ye ait olduğu anlaşılan işveren sicil numarasından ödense de, acenteye ait işyerinin yönetimi, denetimi ve elde edilen gelirlerinin davalı …Ş.’ye ait olduğu görülmektedir. Hizmet sözleşmesinin tarafları hizmeti alan ve verendir. Sigorta primlerinin başka sicil numarasından ödenmesi iş sözleşmesinin taraflarını değiştirmez. Bu nedenle tüm hizmet süresi boyunca gerçek işveren olduğu anlaşılan …nin talep edilen işçilik haklarının tamamından sorumlu olduğu gözden kaçırılarak, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi hatalıdır. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararı sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai ücretlerinin davalılardan tahsiline hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş akdinin feshi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı, sağlık sorunlarının davalıya bildirilmesi üzerine davalının davacının rahatsızlığını bahane ederek davacıyı istifaya zorladığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacının 03/10/2013 tarihli istifa dilekçesi sunarak kendisinin işi bıraktığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının kargo dağıtım işinin uzun yürüme mesafelerinden dolayı dizlerine menisküs teşhisi konulduğu, ameliyat olması söylendiği, bu hususu davalı işverenliğe ilettiği, davalı işverenliğin ise ibraname imzalatarak iş sözleşmesini önelsiz haksız olarak feshettiği, bu itibarla davacının kıdem – ihbar tazminatlarına hak kazanacağı değerlendirmesiyle istek kabul edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, 03/10/2013 tarihli el yazılı ve davacıya atfen imzalı istifa dilekçesinde “sağlık sorunları nedeniyle Yurtiçi Kargodaki görevimden ayrılmak istiyorum” açıklamasının yer aldığı, işverence davacının çıkışının aynı gün 24 koduyla (İşçi tarafından sağlık nedeniyle fesih) kuruma bildirildiği, her iki taraf tanık anlatımları ve olayların akışına göre davacının sağlık sorunları nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla iş akdini haklı nedenle fesheden davacının sadece kıdem tazminatı isteğinin kabulü ile yetinilmesi gerekirken ihbar tazminatının reddi yerine yazılı şekilde hüküm altına alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.