Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/9620 E. 2018/22323 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9620
KARAR NO : 2018/22323
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Davacı, asıl davada kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti, izin ücreti, asgari geçim indirimi, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine, birleşen davada yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararının davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 10.04.2018 gün 2015/14244 Esas ve 2018/8207 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına karşı davacı asilin beyanının alındığı, beyan içeriğinden davacının işe iade konusunda iyi niyetle Bakırköy 9. İş Mahkemesine dava açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiği, davanın açıldığı tarihin 15/01/2010 tarihi olduğu, 22/03/2010 tarihinde işe iadesine karar verildiği, karardan sonra da davacının işe iadesine yönelik işverence herhangi bir işlem yapılmadığı, onun yerine Yargıtay 22. Hukuk dairesine temyiz yoluna gidildiği, davacının bu süreçte başka bir işe başlamasının kötü niyetli olarak algılanamayacağı, işe iade kararının kesinleşmesinden sonra da mahkememiz kararında da belirtildiği gibi iyi niyetli olarak işe başlatılması yönünde davalı işverence girişimin bulunmadığı, davacının uzun süren yargılama sürecinde başka bir yerde çalışıyor olmasının kötü niyetli olarak algılanması halinde yargılama sürecinde işçinin işsiz kalmasını gerektirecek bunun da anayasal güvence olan çalışma hakkından mahrumiyetine yol açacağı henüz davalı işverence aynı şartlarda iş başvurusu kabul edilip de çalışmaya başlatılmayan işçinin başka bir yerinde sigortalı çalışmasının mahkememizce kötü niyet daha doğrusu işe başlama başvurusunda iyi niyetli olmadığı şeklinde yorumlanamayacağı gerekçesi ile bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6763 sayılı Kanunun 45. maddesi ile eklenen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici dördüncü maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

YARGITAY KARARI

Dairemizin “davacının davalıya başvurusu üzerine davalı tarafca 14.12.2011 tarihli ihtarname ile davacı işe davet edilmiş, davacı bunun üzerine 16.12.2011 tarihinde işyerine gitmiş, davacı 20/12/2011 tarihinde işe iade davasının mali sonuçlarına yönelik takip yapmış ve 23.12.2011 tarihinde davacıya işe davet konusunda ikinci ihtarname yollanmıştır. Davacının dosyadaki hizmet döküm cetvelinden anlaşıldığı üzere aslında işe başvurduğunda ve işe başlamak üzere işverene gittiğinde başka işyerinde çalıştığı ve dava tarihi itibariyle de bu yerde çalışmasına devam ettiği anlaşılmakla işe başlamada samimi olmadığı gibi davacının iyiniyetinden de söz edilemez. 4857 sayılı İş Kanununun 21/7.maddesi uyarınca işçinin başlamaması halinde fesih geçerli hale geleceğinden işçi boşta geçen ücret alacağına hak kazanamaz. Dolayısıyla 4 aylık sürenin de kıdemine eklenmesi olanaklı değildir. Davacının feshin geçerli hale geldiği 31.12.2009 tarihine göre 4 aylık süre ilave edilmeden tazminat ve alacaklarının hesaplanması, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen ücret alacağının ise reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu” gerekçesi ile verdiği bozma kararı sonrası Mahkemece “Yargıtay bozma ilamına karşı davacı asilin de mahkememizce beyanının alındığı, beyan içeriğinden davacının işe iade konusunda iyi niyetle Bakırköy 9. İş Mahkemesine dava açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiği, davanın açıldığı tarihin 15/01/2010 tarihi olduğu, 22/03/2010 tarihinde işe iadesine karar verildiği, karardan sonra da davacının işe iadesine yönelik işverence herhangi bir işlem yapılmadığı, onun yerine Yargıtay 22. Hukuk dairesine temyiz yoluna gidildiği, davacının bu süreçte başka bir işe başlamasının kötü niyetli olarak algılanamayacağı, işe iade kararının kesinleşmesinden sonra da mahkememiz kararında da belirtildiği gibi iyi niyetli olarak işe başlatılması yönünde davalı işverence girişimin bulunmadığı, davacının uzun süren yargılama sürecinde başka bir yerde çalışıyor olmasının kötü niyetli olarak algılanması halinde yargılama sürecinde işçinin işsiz kalmasını gerektirecek bunun da anayasal güvence olan çalışma hakkından mahrumiyetine yol açacağı henüz davalı işverence aynı şartlarda iş başvurusu kabul edilip de çalışmaya başlatılmayan işçinin başka bir yerinde sigortalı çalışmasının mahkememizce kötü niyet daha doğrusu işe başlama başvurusunda iyi niyetli olmadığı şeklinde yorumlanamayacağı” şeklinde bozmadan sonra alınan davacı asilin beyanına dayalı yeni bir gerekçe ile karar verildiği, yeni hüküm olup olmadığının değerlendirilmesi ile temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 4. maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 05.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.