Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/9435 E. 2018/23743 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9435
KARAR NO : 2018/23743
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kurum işleminin iptaline ve borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin görevsizlik kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
…Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu kamu düzenine aykırılık bakımından kabulü ile dava dilekçesinin yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddetmiştir.
…Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı idare tarafından 10/04/2017 tarih ve 95558539-667-4325 sayılı işlem ile davalı …’nin 01/05/2014- 22/10/2015 tarihleri arasında çalıştığı, 22/10/2015 tarihinde izinsiz ve mazeretsiz olarak işyerini terk ettiğine ve işten ayrılacağını belirttiğine dair 25/10/2015 tarihli tutanak düzenlendiğini, iş akdinin resmi belgeye ve mazeretine ilişkin yazılı savunma alınmadan 4857 sayılı İş Kanunu maddelerine aykırı şekilde feshedildiğinden son brüt aylık ücreti 1.273,50 TL üzerinden 2 haftalık ücreti tutarında ihbar tazminatı ile 44 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatının bordro düzenlenerek ödenmesi gerektiğinin tespit edildiğini, davalı …’nin 22/10/2015 tarihinde işyerinden istifa ettiğini sözlü olarak iş yeri yetkilisine ve o anda hazır olan diğer personel … ve …’ün huzurunda beyan ettiğini ve bir daha dönmediğini, işyerinden istifa ile ayrılan bir işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, …’ nün 10.04.2017 tarih ve 95558539-667-4325 sayılı işleminin iptalini ve davalı …’ye işleme konu kıdem ve ihbar tazminatları yönünden borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

C) İlk derece Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, “…4857 sayılı Kanun 6111 sayılı Yasa 78. maddesi ile değişik 92/3 maddesi ” Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca 30 gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. Madde içeriğinden işçi şikayetlerinin iş müfettişleri ve Bölge Müdürlüğü Memurları tarafından incelenebileceği anlaşılmaktadır. Ancak sadece iş müfettişi raporlarına karşı adli yargı yolu açık olduğu, bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklara ilişkin ise idari işlem olduğundan idari yargı yolu açıktır.” gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
D) İstinaf Dairesi Kararı:
Davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonunda, ” …davacı bu inceleme tutanağı ile yapılan işleme karşı ancak idari yargı yoluna başvurabilir. O halde davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir. Ne var ki; idari yargının görevli olması halinde “dava dilekçesinin yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddine” karar verilmesi gerekir. İdari yargı görevli ise mahkemece gönderme kararı verilemez. Anılan husus kamu düzenine ilişkindir…” gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nun 353/1/b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak dava dilekçesinin yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddine hükmedilmiştir.
E) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
F) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. maddesine göre:
“91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak İş Teftişi Tüzüğünde açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.
Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.
Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir”.
Anılan yasal hükümler ile çalışma ilişkilerini korumak ve geliştirmek, ortam ve koşullarını denetlemek görevi iş müfettişleri ve şikayetler konusunda Bölge Müdürlüğü memurlarına verilmiştir. Buna göre iş müfettişleri işyerinde genel, kontrol ve inceleme denetimi, memurlar ise sadece inceleme denetimi yaparlar.
İşyerinde işin yürütümü yönünden çalışma hayatı ile ilgili tüm mevzuat hükümlerine ve işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından ise; işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuat hükümlerinin uyulup uyulmadığının tespiti, genel denetimdir. Genel denetim ise yargısal faaliyet olarak nitelendirilemez.
Kontrol denetimi ise, genel denetim sonrası (işin yürütümü veya işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin) mevzuata aykırılık ve eksiklik olarak tespit edilen olguların, verilen süre içinde giderilip giderilmediğini kontrol edilmesidir.
İnceleme denetimi, bir kişinin ya da kurumun başvurusu üzerine yapılan denetimdir. Bu denetimi iş müfettişi ve memurlar yapmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/3 maddesi uyarınca itiraza tabi olan denetim, inceleme denetimidir. Dolayısı ile ister müfettiş tarafından isterse memurlar tarafından yapılsın, itirazın incelenmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi’ne davalı işçi …’nin şikayeti üzerine, …İl Müdürlüğü memuru inceleme denetimi ile adı geçenin işçilik alacaklarını tespit etmiştir.
Davacı her ne kadar kurum işleminin iptalini ve borçlu olmadığının tespitini istese de bu talep sonuç itibari ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesi uyarınca itirazdır.
Bu nedenle uyuşmazlıkta İş Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile dava dilekçesinin yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
G) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı 6100 sayılı HMK.’nın 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.