Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/9055 E. 2019/3456 K. 13.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9055
KARAR NO : 2019/3456
KARAR TARİHİ : 13.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25. HUKUK DAİRESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
… Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette boya teknisyeni olarak işe başladığını ve iş akdinin “2015 yılı çalışma dönemi için 2016 yılı içinde yapılan performans değerlendirmesi sonucunda performansında belirgin bir düşüş olduğunun yöneticileri tarafından tespit edildiğini” gerekçe göstererek, 20.01.2016 tarihi itibariyle yazılı olarak bildirildiğini, yazılı gerekçenin haksız olarak yapılan feshi, geçerli bir fesih gibi göstermeye matuf bir iddia olduğunu, yaklaşık 6,5 yıl çalışma süresi içinde performansı ile ilgili ya da başkaca bir konuda yazılı uyarı veya ihtar verilmemiş iken, son dönem aylık performansı daha yüksek gerçekleşmesine rağmen, düşük performans notu verildiğini, fesihten 1 gün önce yazılı savunması talep edilerek doğrudan iş akdi fesih yoluna gidildiğini, performansının yükseltilmesine yönelik bir performans iyileştirme planı çalışmasının işverence yapılmadığı gibi, davalı işverenin doğrudan fesih yoluna başvurarak “ölçülülük” ilkesine uymadığı “feshin son çare olması” ilkesine de aykırı davrandığını iddia ederek; feshin geçersizliğinin tespitini, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının 8 aylık ücreti tutarında belirlenmesine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret alacağının ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı şirkette 07.07.2009 tarihinde Kartal işyerinde boya teknisyeni olarak işe başladığını ve iş yerinde yıllık performans değerlendirme sistemi uygulandığını, sistemde iş ve kişisel gelişim hedeflerinde esas alman objektif değerlendirme kriterlerinin önceden saptandığını, davacının iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini, yıllık performans değerlendirme puanı nedeniyle feshedildiğini, yöneticileri tarafından yıl boyunca sayısız sözlü uyarı ve birebir görüşmelere rağmen performansını arttırmak için çabada bulunmadığını, davacının performans değerlendirme formunun içeriğine ve sonucuna vakıf olduğunu, davacının performansını yükseltmesine yönelik eğitimler verildiğini, buna rağmen davacının performansında bir yükselme görülmediğini ve feshe son çare olarak başvurulduğunu beyanla, iş akdinin bu kapsamda yasanın aradığı şekil ve usulse uygun olarak, geçerli nedenle sona erdirildiğinden tazminatlarının eksiksiz olarak ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, fesih gerekçesi olarak ileri sürülen işçinin performans düşüklüğü ile ilgili, çalışanlara tebliğ edilmiş objektif performans kriterlerinin varlığı işverence ispatlanamadığı, davacı işçinin performansını arttırmak için herhangi bir eğitim verildiği veya çalışmaya tabi tutulduğu da davalı işverence ispatlanabilmiş değildir. Ayrıca dosya kapsamından, davalı işveren tarafından davacıya başka bir iş teklifi yapılmadan iş sözleşmesinin sona erdirildiği, bu konuda dosyaya herhangi bir bilgi veya belge dosyaya ibraz edilmediği, davacının iş akdinin feshinin son çare olarak uygulanması esasına uyulmadığı, çalışma ilişkisinin devamının beklenemez hale geldiğinin ispatlanamadığı ve davalı işverenin doğrudan fesih yoluna başvurarak ölçülülük ilkesine uymadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının iş akdinin, 4857 Yasanın aradığı usul ve şartlara uygun 17. ve 18. maddeleri kapsamında işçinin davranışlarından kaynaklanan sebeplerle geçerli nedene dayanılarak feshedildiğini belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, “Fesih gerekçesi olarak ileri sürülen işçinin performans düşüklüğü ile ilgili, çalışanlara tebliğ edilmiş objektif performans kriterlerinin varlığı işverence ispatlanamadığı, Dolayısı ile işçi kendisinden beklenen performansın ne olduğundan dahi haberdar olmadığı. davacı işçinin performansını arttırmak için herhangi bir eğitim verildiği veya çalışmaya tabi tutulduğunun da davalı işverence ispatlanamadığı ,dosya kapsamından, davalı işveren tarafından davacıya başka bir iş teklifi yapılmadan iş sözleşmesinin sona erdirildiği, bu konuda dosyaya herhangi bir bilgi veya belge dosyaya ibraz edilmediği . Anılan bu durum karşısında davacının iş akdinin feshinin son çare olarak uygulanması esasına uyulmadığı, çalışma ilişkisinin devamının beklenemez hale geldiğinin ispatlanamadığı ve davalı işverenin doğrudan fesih yoluna başvurarak ölçülülük ilkesine uymadığı yönündeki İlk Derece Mahkemesince oluşan kanaat yerinde olup ilk derece mahkemesinin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, kararın dayandığı deliller, delillerin takdiri, karar gerekçesine göre, davalı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H)Gerekçe:
6100 sayılı HMK. nun 298/2. maddesinde “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemenin yasal sonucu “duruşmada tefhim edilen hüküm özetinin ( kısa kararın ) hükmün esasını teşkil ettiğidir.
Somut uyuşmazlıkta ise, 14.12.2016 tarihli celsede tefhim edilen hüküm özetinde, davacının işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken iş güvencesi tazminatının 5 aylık brüt ücret olarak belirlenmesine karşın, gerekçeli kararda 4 aylık brüt ücret olarak belirlenmesi 6100 sayılı HMK’nın 298/2. maddesi uyarınca tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olması nedeniyle bozma sebebi olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunmaması ve davalı taraf aleyhine bozma da yapılamayacağından hükmün yeniden kurulması gerekmiştir.
4857 sayılı İş Yasası’nın 20/3 maddesi ve 6100 sayılı HMK.’nın 373/2. maddeleri uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1.İlk Derece Mahkemesi’nin kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın kabulü ile, feshin geçersizliğine, davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işveren tarafından işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 4 aylık brüt ücret tutarı olarak belirlenmesine,
4- Davacının işe iadesine için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsili gerektiğinin TESPİTİNE,
5- Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca belirlenen 2.725,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Alınması gereken 44,40 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 129,40 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
9- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Kesin olarak 13/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.