Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/5891 E. 2019/3653 K. 14.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5891
KARAR NO : 2019/3653
KARAR TARİHİ : 14.02.2019

MAHKEMESİ :… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
… Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacının, 21/03/2009–06/10/2016 tarihleri arasında davalı nezdinde ithalat müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, iş akdinin haklı ve geçerli nedene olmadan sonlandırıldığını, davacının mesleki belge ve sırları paylaştığı iddiasının doğru olmadığını, her türlü platformdan herkes tarafından ulaşılabilir belgelerden bu şeklide fesih gerekçesi üretmenin hakkaniyetle bağdaşmadığını, davalı işverenlikçe uygulanan yaptırımın, feshin son çare olması ilkesine aykırı olduğunu iddia ederek, feshin geçersizliğinin tespitini, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının 8 aylık ücreti tutarında belirlenmesine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret alacağının ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davacının iş akdinin 06/10/2016 tarihinde disiplin kurulu kararı ile geçerli nedenlerle feshedildiğini, davacının bilgi ve birikim gerektiren belgeleri ve mesleki sırlarını diğer gümrük firmalarında çalışan kişiler ile paylaştığını, çalışma saatleri içerisinde şirket maili üzerinden özel işleri ile alakalı yazışmalar gerçekleştirildiğini, küfürlü e-mailler attığını davacının bahsedilen eylemlerinin tespit edilmesi üzerine disiplin soruşturulması başlatıldığını, 23/09/2016 tarihinde yazılı savunmasının istendiğini ve davacının yazılı savunmasını müvekkili şirkete ibraz ettiğini, disiplin kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda iş akdinin geçerli nedenle feshedilmesine karar verildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, “ davacının davalı işyerinde ithalat müşteri temsilcisi olarak çalıştığı, görevi gereği bir kaç firma ile yazışma yaptığı, bu yazışmalarda kendisine ORDİNO belgesi ve depo yeri sorulduğu iş ile ilgili küfür içeren yazışmaların çoğunun davalı firma web uzantılı çalışan personel e-postaları ile gerçekleştirildiği, bu durumun davalının iddia ettiği gibi paylaştığı belge ve evrakların davalı işvereni zarara uğratacak mahiyette ve iş ilişkisindeki güveni sarsacak düzeyde olmadığı, davacının davranışından kaynaklanan olumsuzlukların işçiye yazılı olarak bildirildiğine ve görev tanımının ya da işyerinde düzeltmesi gereken davranışların işçiye hatırlatıldığına ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, davalı geçerli feshe ilişkin kanunda belirtilen şekli şartlara uymayarak fesih sebebini kesin ve açık bir şekilde bildirmediğinden feshin geçersiz olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davacının eylemlerinin, iş akdinin geçerli nedenle fesih sonucu doğuracak nitelikte olduğu kadar hatta ve hatta haklı nedenle fesih hakkı dahi doğuracak nitelikte olduğunun aşikar olup, davacı, müvekkil şirketin ”Etik İlkelere Uyum Beyanı” Madde 10 ” Şirketin araç gereçlerini kişisel amaçlar için kullanmayacağım, mesai saatleri içinde zamanı iyi kullanacağım ve mesai saatleri içinde özel işlerime zaman ayırmayacağım ” şeklindeki ilkeyi bilmesine ve her sene söz konusu bu ve benzer ilkeler imza karşılığında tebliğ almasına rağmen etik ilkelere aykırı hareket ederek tahsis amacı dışında kullandığını,
Yine davacının, müvekkil şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren 3. bir şirkete 14.08.2015 – 18.08.2015 – 09.10.2015 – 24.03.2016 – 03.05.2016 tarihlerinde bir kısım müvekkil şirkete ait bilgi ve belgeleri gönderdiğinin bilirkişi raporundaki maillerle tespit edildiğini, davacının şirketin ticari itibarını zedelediğini, sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğini, haksız rekabet halinde olduğu bir 3. şahsa şirketin menfaatlerini ticari nitelikte zedeleyecek bilgi ve belge aktarımı yaptığını ileri sürmüştür.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, “ davacının 8 yıla yakın bir süre davalıya ait iş yerinde müşteri temsilcisi olarak çalıştığı, davacının, davalı işveren tarafından tahsis edilmiş şirkete özgü elektronik posta üzerinden gerek işyerindeki çalışanlarla gerekse aynı faaliyet konulu farklı işyerlerinde çalışan 3. kişilerle mesajlaştığı ve bu mesajlaşmalarında zaman zaman argo kelimeler ve bu kelimelerin kısaltmalarını kullandığı, çalışanların şahsına karşı herhangi bir hakarette bulunulmadığı, mesajlaşmalar esnasında paylaşılan birtakım bilgi ve belgenin şirket sırrı, gizli bilgi ve belge niteliğinde olmadığı, davacının, davalıya ait işyerinde 8 yıla yakın bir süre çalışması bulunmakta olup, bu süre zarfında herhangi uyarı veya ihtar cezası da almadığı, davacının e–posta içeriklerinde sarfettiği argo kelimelerin işyerinde olumsuzluğa yol açmadığı gibi işin işleyişine de etki etmediği, iş akışının işleyişine engel olmadığı, e–posta mesajlaşmaları esnasında paylaşılan bilgi ve belgenin, meslek sırrı veya ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgelerden olmadığı sabittir. Hal böyle olunca, fesih nedeni yapılan davranışları nedeni ile davacıya disiplin cezası gibi yaptırımların uygulanması mümkün iken, iş akdinin feshedilmesi hem ölçülülük ilkesine hem de feshin son çare olması ilkesine aykırıdır. “ gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin reddine karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H)Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş akdi, şirketin web adresinin uzantısı elektronik posta adresinden küfürlü e-mailleri sehven işyeri çalışanı bir kadın işçiye gönderdiği, kadın işçinin bu durumu yetkililere bildirdiği ve bunun üzerine davacının savunması alındıktan sonra 06.10.2016 tarihli fesih bildirimi ile cevap dilekçesinde belirtilen sebeplerle, İş Kanununun 17. maddesi uyarınca kıdem ve ihbar tazminatının ödeneceği bildirilerek feshedilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, sunulan CD içeriği ve CD. çözümüne ilişkin bilirkişi raporundan, davacının bölge adliye mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, davalı işveren tarafından tahsis edilmiş şirkete özgü elektronik posta üzerinden gerek işyerindeki çalışanlarla gerekse aynı faaliyet konulu farklı işyerlerinde çalışan 3. kişilerle mesajlaştığı, e-mail yazışmalarında ( kararda yazılamayacak düzeyde ) sürekli aşırı küfürlü bir dil kullandığı, bu küfürlü e- maillerin ve davacının özel yazışmalarını şirket web sitesi üzerinden yapmasının, küfürlü yazışmaların sehven diğer personele gönderilmesi üzerine ortaya çıktığı, özel yazışmalarında da olsa bu tür bir dil kullandığı ortaya çıkan işçinin davranışlarının iş akışını ve iş yeri çalışma huzurunu bozacak nitelikte olduğu, bu itibarla davalı işverenin davacının iş akdini feshinin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
3- Alınması gereken 44,40 TL. karar- ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL. karar- ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 1.280,00 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin … Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Kesin olarak 14.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.