Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/4803 E. 2019/389 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4803
KARAR NO : 2019/389
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … … 3. İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile; … … 3.İş Mahkemesinin 15/09/2017 tarih ve 2016/562-2017/400 E/K sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b/2.bendi uyarınca kaldırılmasına;
2-Davanın kabulüne; Davalı işveren tarafından gerçekleştirilen feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve yasal sonuçlarına davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına karar vermiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 02/05/2014-19/07/2016 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin geçerli nedene dayanılmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespitini, müvekkilin işe iadesini ve yasal sonuçlarına hükmedilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. Maddesi hükümleri uyarınca işletmesel ve ekonomik nedenlerden dolayı 18/07/2016 tarihinde geçerli nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı işyerinde 02/05/2014-18/07/2016 tarihleri arasında Avukat olarak çalıştığı, davalı tarafın 18/07/2016 tarihinde düzenleyip ayni tarihte davacıya tebliğ ettiği fesih bildirimi ile “Bankanın faaliyetlerinin 18/07/2016 tarihi itibariyle geçici olarak durdurulduğu” gerekçesiyle iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunun 17 ve 18. maddesi gereği feshettiğini bildirdiği, mahkemece yapılan inceleme neticesinde idare tarafından atanan yönetim tarafından davalı şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum ve bunun yansıması olarak küçülme kararı alınmasının neticesinde davacının istihdam fazlası olarak değerlendirildiği, dosyada ayrıntılı norm kadro çalışma dokümanlarının sunulmadığı, hangi iş tanımlarından vazgeçildiği, yeni hali ile hangi görev tanımlarının oluşturulduğu, eskiden yapılan işlerin yeni haliyle nasıl yapıldığı, bu yeni iş tanımlarının nasıl planlandığı gibi yeniden yapılanmayı ve neticesinde çıkarılan yeni norm planını gösteren çalışmalar ve sonucunda davacının sürdürdüğü iş ve emeğine ihtiyaç kalmadığına dair iş değerleme /norm kadro çalışması yapılıp yapılmadığı hakkında bir bilgiye rastlanmadığı, davacının çalıştığı bölümde iş gücü fazlalığı oluştuğu ve davacının görevini çalıştığı bölümde sürdüremeyeceğine dair denetime elverişli somut bir veri tespit edilemediği, davacının pozisyonuna ve benzer pozisyona davacı işten ayrılmadan ve ayrıldıktan sonra 6 ay içerisinde yeni personel alımı yapılması göz önüne alındığında davacının sürdürdüğü çalışmasına iş ve emeğine neden ihtiyaç kalmadığının izah edilemediği, fesih dışında, görev yeri değişikliği ve başka bölüm, görev veya departmanlarda çalıştırma olanağının araştırıldığına ilişkin herhangi bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ç) İstinaf Başvurusu:
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge adliye mahkemesince; İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve dosya kapsamı doğrultusunda mahkemenin feshin son çare olması ilkesine aykırı davranıldığına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, bu konudaki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak davalı …nin …’ye devredilmiş olması nedeniyle 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 140.maddesi uyarınca harçtan muaf olduğunun gözetilmemesinin hatalı olduğu, davalının esasa ilişkin başvuru sebepleri yerinde değil ise de, harca ilişkin yapılan hata kamu düzenine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2.cümlesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, hükmün harca ilişkin kısmı düzeltilerek, ilk derece mahkemesi kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
E) Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
F) Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davacının fesih tarihinde ”avukat” statüsünde olduğu, iş sözleşmesinin, fon kurulu kararı gereğince Bankanın faaliyetlerinin 18.7.2016 tarihi itibariyle geçici olarak durdurulduğu bu nedenle iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 17 ve 18. maddesi gereğince feshedildiği görülmüştür.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 29.05.2015 tarihli ve 6318 sayılı kararı ile, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında, … Bankası A.Ş. ile ilgili olarak yapılan denetlemeler neticesinde, bankanın temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin, zararın mevcut ortakların sermayesinden indirilmesi kaydıyla, kısmen veya tamamen devri, satışı veya birleştirilmesi amacıyla, 5411 sayılı Kanun’un 71. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince …Sigorta Fonu’na devredilmesine karar verilmiştir.
… Bankası A.Ş.’nin, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimin …Sigorta Fonu’na devredilmesi akabinde, … tarafından görevlendirilen yönetim kurulunun, bankanın genel müdürlük ve şubelerinin yönetimi ile ilgili olarak kendi belirleyeceği kadrolar ile yönetim ve denetimi gerçekleştirebileceği, davacının avukat olması nedeniyle, yönetim kurulunun tasarrufu ile organizasyon değişikliği kapsamına girdiği, bu nedenle feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar hatalıdır.
Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile kalan 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 1.222,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davalı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
7-Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.01.2019 tarihinde kesin olarak, oy birliği ile karar verildi.

İU