Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/4652 E. 2018/23398 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4652
KARAR NO : 2018/23398
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : ANADOLU 24. İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 11.06.2011 – 10.02.2016 tarihleri arası en son davalı … Genel Müdürlüğünde Yazılım Altyapı Direktörlüğünde Uzman olarak çalıştığını, davalı bankanın mali yapısının düzelmesi için gerekli tüm tedbirleri almadığı gibi, fesihten önce tüm gayreti de göstermediğini, işletmesel karar sonucu fesihte keyfi davranıp davranmadığını, feshin kaçınılmaz olup olmadığını, personel azaltımı konusunda alınan kararların tutarlı olarak uygulanıp uygulanmadığını, işçinin kıdem ve niteliklerine göre başka bir işte ve konumda değerlendirme olanağının bulunup bulunmadığını, işçi lehine alınabilecek başka tedbirlerin alınıp alınmadığını işverenin ispatlaması gerektiğini, bankanın olumsuz ekonomik koşulları gerekçe göstermesine rağmen çok sayıda işçi işe aldığını, bunun feshin son çare olması ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, Bankanın diğer tedbirlerin yeterli olmadığını ileri sürerek çalışanlarına 15 günlük ücretsiz izin uygulaması teklif ettiğini, bu ücretsiz izin süresini her ay 15 gün olarak toplamda 5 ay boyunca ücretinin yarıya düşeceğini, başka bir kadroda iş teklifi yapılmaksızın doğrudan iş sözleşmesinin feshine başvurulmasının kanuna aykırı olduğunu iddia ederek davacının işe iadesine, çalıştırılmadığı süreler için 4 aylık brüt ücretinin ve diğer tüm haklarının ödenmesine, işe başlatılmaması halinde 8 aylık brüt ücreti tutarında işe başlatmama tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı müvekkili bankanın İş Kanunu’nun 18. maddesi’nin 1. fıkrası uyarınca geçerli nedenle davacının iş akdini feshettiğini, davacı tarafın işe iade talep etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili bankanın ekonomik verilerinin mevcut personelin istihdam yapısına uygun olmadığını, söz konusu ekonomik veriler dikkate alınarak müvekkili bankanın yönetim kurulunca bir dizi önlemler hakkında karar alındığını, fesihte son çare olma ilkesine uygun hareket edildiğini ve iş sözleşmelerinin feshinden önce feshi önleyecek bütün önlemlerin alınmasına rağmen davacı tarafla olan iş ilişkisinin sürdürülmesinin mümkün olmaması nedeniyle davacı tarafın iş sözleşmesinin feshedilmek zorunda kalındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince davacının en son Genel Müdürlük Yazılım Altyapı ve İş Uygulamaları Direktörlüğü’nde “Kıdemli Uzman” unvanıyla çalıştığının görüldüğü, dosyada mevcut listelerin inclenmesinde iş akdi fesih tarihinden 6 ay öncesi ve 6 ay sonrası arasında işe alınan, davacının yapmakta olduğu iş ile aynı veya eşdeğer kategoride bulunan veya daha alt kategorideki başka bir işte veya aynı unvanda ya da aynı birimde çalışanların olduğunun görüldüğünü, davacının çalışabileceği ya da en azından teklif edilebilecek unvan ve pozisyonların mevcut olduğu, davacının iş akdinin feshinden çok kısa bir süre sonra yapılan alımların da bulunması nedeniyle davalı işverenlikçe fesihte son çare ilkesine uyulmadığı ve fesihte tutarlı olunmadığının anlaşıldığı, her ne kadar davalı bankanın içinde bulunduğu durum feshi geçerli kılacak özellikler taşısa da davacı ile aynı veya benzer pozisyona fesih tarihinden önce ve sonra yakın sayılabilecek bir dönemde yeni alınan personel bulunması ve davacıya herhangi bir alternatif pozisyon teklif edilmemesi değerlendirildiğinde fesihte son çare ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davalı vekili istinaf başvurusunda; iş akdi feshinin İş kanunun 18. Maddesinde yer alan ekonomik ve işletmesel gerekliliklerle feshedildiğini, feshin son çare olması ilkesin uyularak feshin geçerli nedene dayandığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, feshin içerik olarak da geçerli olması gerektiğine ilişkin açıklamalar çerçevesinde olaya bakıldığında; davacının 11/06/2011 – 10/02/2016 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde Yazılım Altyapı Direktörlüğünde Uzman olarak belirsiz süreli iş akdiyle çalıştığı, iş sözleşmesinin 10/02/2016 tarihli yazılı fesih bildirimi ile işletmesel nedenler gerekçe gösterilerek feshedildiği; davalı işletmenin insan kaynakları ve organizasyon müdürlüğü tarafından yapıldığı iddia edilen norm kadro analiz çalışmasının herhangi bir analitik yaklaşım modeli dikkate alınmaksızın, sadece bütçe ve raporlama müdürlüğü tarafından tespit edilen işletme mali yapısında küçülme oranı dikkate alınarak aynı küçülmenin toplam çalışan sayısına yansıtılması olarak gösterilmiş olduğu, davacının çalıştığı bölüme ait fesih öncesi ve fesih sonrasına ilişkin organizasyon şemasının dosyaya ibraz edilmemiş olduğu, davalı banka tarafından ibraz edilen merkez ve şubeler bazında fesih öncesi 6 ay içerisinde ve fesih sonrası 6 ay içerisinde çok sayıda işe alımlar gerçekleştiği , davacının çalıştığı bölüme de uzman yardımcısı, direktör, bir BT yönetmeni, proje lideri ve tekniker alımı yapıldığı; ayrıca ücretsiz izin uygulamasına ilişkin olarak karar alınmışken yeni personel alımının yapılması karşısında bu tedbirin planlı bir çalışma sonucu alınmadığının anlaşıldığı, davacının sürdürdüğü çalışmasına, iş ve emeğine neden ihtiyaç kalmadığının izah edilememiş olduğu, davalı işverenin işletmesel kararın gerekçesini, yapısal değişim veya küçülme sonucu istihdam fazlalığı oluştuğunu ortaya koyamadığı, ayrıca davacının iş sözleşmesinin feshi dışında görev yeri değişikliği ve başka bölüm, başka bir görev veya departmanlarda çalıştırılma olanağının araştırıldığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı; dolayısıyla işçi çıkarılmasının ve istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediğinin, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı(tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı (ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) hususlarını gösteren delillerin işverenlikçe ortaya konulmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davacının fesih tarihinde davacının en son Genel Müdürlük Yazılım Altyapı ve İş Uygulamaları Direktörlüğü’nde “Kıdemli Uzman” unvanıyla çalıştığının görüldüğü, iş sözleşmesinin, bankanın organizasyon yapısında yapılan değişiklik nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. ve 18. maddesi gereğince feshedildiği görülmüştür.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 29.05.2015 tarihli ve 6318 sayılı kararı ile, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında, … Katılım Bankası A.Ş. ile ilgili olarak yapılan denetlemeler neticesinde, bankanın temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin, zararın mevcut ortakların sermayesinden indirilmesi kaydıyla, kısmen veya tamamen devri, satışı veya birleştirilmesi amacıyla, 5411 sayılı Kanun’un 71. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilmesine karar verilmiştir.
… Katılım Bankası A.Ş.’nin, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilmesi akabinde, … tarafından görevlendirilen yönetim kurulunun, bankanın genel müdürlük ve şubelerinin yönetimi ile ilgili olarak kendi belirleyeceği kadrolar ile yönetim ve denetimi gerçekleştirebileceği, davacının yazılım biriminde uzman olması nedeniyle, işin niteliği de gözetildiğinde yönetim kurulunun tasarrufu ile organizasyon değişikliği kapsamına girdiği, bu nedenle feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bölge Adliye Mahkemesi ile ilk derece mahkemesinin kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 35,90 TL. karar- ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL. karar- ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 2.690,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dosyanın ilk derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Kesin olarak 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.