Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/11117 E. 2019/3628 K. 14.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11117
KARAR NO : 2019/3628
KARAR TARİHİ : 14.02.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalıya ait işyerinde Mayıs 2009 – Nisan 2013 ayları arasında pazarlama genel satış müdürü olarak çalıştığını ancak davalı işveren tarafından davacının sigorta girişinin hiç yapılmadığını, davacının hizmet süresinin tanık beyanları ile davacıya ait fatura suretleri, davacının imzalamış olduğu senetler ve bu senetlere mahsuben davalı işveren tarafından banka hesabına yatırılan paralara ilişkin dekontlarla ispatlanacağını, davalı işyerinde birkaç çalışanın da sigorta girişi yapılmadan çalıştırıldığını, davacının davalı işyerinde parça başına ücret sistemi ile çalıştığını, parça başına 10,00 TL aldığını ve aylık ücret tutarının net 4.000,00 TL olduğunu, bu hususun davalı şirket yetkilisinin imzasını taşıyan 09.04.2010 tarihli belge ile de sabit olduğunu, davalı işverenin davacının ücretini tam olarak ödemediğini, davacının davalı şirketten parça başına alması gereken ücretlerini talep ettiğini, bunun üzerine iş akdinin feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla mesai, yıllık izin ve yol – yemek ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davalı işyerinin kurumsal bir şirket olduğunu, davacı ile davalı işveren arasında hiçbir zaman hizmet ilişkisi kurulmadığını, davacının tecrübeli bir kişi olduğunu ve 4 yıl boyunca sigortasız olarak çalışmasının mümkün olmadığını, davacının davalı işverenden aracı sıfatıyla ürün alıp sattığını, davalı işverenin davacıyı 2 yıldır tanıdığını, davacının davalıyla en son 2013 yılı Mart ayında görüştüğünü, davacının davalı işverenin kardeşi …’e, davalıdan zorla para alacağını söyleyerek tehditte bulunduğunu, ortada 300.000,00 TL ile 500.000,00 TL arasında değişten miktarların konuşulduğunu, yine davacının kardeşinin de davalı işvereni tehdit ettiğini, bunun üzerine davalı işveren tarafından … C.Başsavcılığı’nın … Soruşturma No’lu dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, davalı işverenin Sabri Özel firması ile ticari ilişkiye girdiğini, davacının da Haziran 2013 ayında davalı işverenin yanına gelerek, bu ilişkiyi kendisinin kurduğunu iddia edip, bu işten kendisine 500.000,00 TL verilmesini istediğini, bu tehditlerden herhangi bir sonuç alamayınca da iş bu haksız davayı açtığını, davacı tarafından dosyaya sunulan beyan dilekçesinin ise davacının talebi üzerine bankaya verilmek üzere hazırlandığını, herhangi bir geçerliliğinin olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen ilk karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 08/11/2016 tarihli 2016/24670 E. 2016/19553 K. sayılı ilamı ile özetle;
“…Somut uyuşmazlıkta, mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin bir nevi kâr ortaklığına dayandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, dosya içeriğine göre davacının davalı işverenin tekstil ürünlerini 3. kişilere pazarladığı sabittir. Ayrıca dosyaya sunulan faturalara göre davalı işverenin davacının şehir dışı otel ve konaklama giderlerini de karşıladığı, taraflar arasında tipik pazarlamacılık sözleşmesinin unsurlarının bulunduğu, davacının sürekli olarak, davalı işveren hesabına ve işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık ettiği anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında iş ilişkisi bulunduğu açıktır. Yukarıda açıklandığı üzere pazarlamacılık sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda da İş Mahkemesi görevlidir. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararı sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.

D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemenin ilk kararı taraflar vekillerinin temyizi üzerine Dairemiz tarafından bozulmuştur.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini artırmış, Mahkemece ıslaha değer verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’ nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK.nın  değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu’ nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı” hükmünü içermektedir.
Yargıtay Kanunu’ nun 45/5. maddesi karşısında “Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’ nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas 2016/1 Karar sayılı kararına göre, bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilmesi ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret ve yıllık izin alacaklarının ıslahen attırılan kısımlarının da hüküm altına alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.