Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/11050 E. 2019/2606 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11050
KARAR NO : 2019/2606
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 28. HUKUK DAİRESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve sendikal tazminata, hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi;
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne;
Hmk’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince … İş Mahkemesinin 30/05/2017 tarih ve … esas, 2017/123 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine sendikal tazminat talebinin kabulüne karar vermiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 26/08/2007-29/04/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, işverenin çalışanları çoğunlukla asgari ücretle çalıştırdığını, kötü davrandığı işçilerin hak arama çabalarına çok sert tepki verdiğini, çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu işyerinde kadın işçilere anayasaya aykırı şekilde ayrımcılık yapıldığını, özellikle kadın işçilerin ağır işlerde çalıştırıldığını, daha düşük ücret verildiğini, bu duruma itiraz eden kadın işçilerin “sen ev geçindirmiyorsun” denilerek susturulduğunu, çalışanların tuvalete gitmesine dahi izin verilmeyip tuvalette kalındığı varsayılan süre için fazla çalışmaya zorlandıklarını, 2015 Ocak ayından sonra çalışanlara baskı yapılarak geçmişe dönük bordro, puantaj gibi belgelerin imzalatılmaya çalışıldığını, bunun üzerine işçilerin sendikaya üye olup, çalışma saatleri dışında sendikal faaliyetler yapmak amacıyla toplandıklarını, bunun bilgisini alan ve toplantı resimlerini ele geçiren işverenin işçileri tek tek çağırarak sendikaya üye olmaları halinde iş akitlerine son verileceğini söylediğini, bu şekilde işverenin sendika üyesi olan ve olmayı düşünen işçilerin iş akitlerine son verdiğini, davacı işçinin de sendika üyesi olup iş akdine sendikal sebeplerle son verildiğini iddia ederek; iş akdinin sendikal sebeplerle feshinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini, 12 aylık ücret tutarında sendikal tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı işverenin dönemsel olarak üretim kapasitesinin ciddi olarak azalması ve döviz kurunda aşırı dalgalanma sebebiyle ekonomik tedbirlere başvurmak zorunda kaldığını, bu nedenle Ocak 2015 tarihinden itibaren küçülmeye giderek toplam 157 personelin iş akitlerinin sonlandırıldığını, iş akitlerinin feshinde çalışanlar arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın işin gereklerine göre değerlendirme yapıldığını, iş akdinin geçerli sebeple feshedildiğinin davacı işçiye 09/05/2015 tarihinde yazı ile bildirildiğini fakat davacının tebliğden imtina ettiğini, müvekkilinin ayrıca davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarını ödediğini, müvekkili işverenin davacının sendikaya üye olup olmadığını bile bilmediğini, yaklaşık 500 çalışanı olan müvekkilinin, kimin sendika üyesi olduğunu veya kimin olmayı düşündüğünü bilmesinin beklenemeyeceğini, davacı tarafın soyut afaki iddialarda bulunduğunu, müvekkilinin sendikal bir toplantıdan haberdar olmadığını ve böyle bir toplantının işyerinde yapılmadığını, davacı vekilinin 26 kişinin vekilliğini üstlenip her dava dilekçesinde aynı asılsız iddialarda bulunduğunu, aynı dönemde işten çıkarılan işçi sayısının 157 sendikal sebeple işten çıkarıldığı iddiasında olan işçi sayısının ise 12 olduğunu, sendikal feshin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, ; davacının 02/11/2007-29/04/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu, hizmet süresinin 6 aydan fazla olduğu, davacının işveren vekili de olmadığı, davalı işyerinde 30 dan fazla işçi çalıştığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, iş bu davanın 22/05/2015 tarihinde açıldığı (yani iş akdinin fesh edildiği 29/04/2015 tarihinden itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı), iş akdi feshi sebebinin yaz sezonuna girilmesi ve işlerin düşüşü olarak belirtildiği, ancak davalı işverenin davaya cevabında ve dayanak olarak sunduğu yönetsel kararda fesih bildirimindeki yaz sezonuna girilmesi ve işlerin düşüşü nedeninden başka ekonomik durgunluk, çalışma verimliliğinin azalması ve işçi maliyetlerinin artması gibi nedenlere dayandığı, davacı işçinin ise sendikal sebeplere dayandığını belirttiği, Türkiye Gıda Sanayii İşçileri Sendikası’na yazılan müzekkere cevabında ise; davalı işyerinde çalışmakta olan ve sendikalarına üye olan ve işten çıkarılan 30 işçiden 4’ünün farklı tarihlerde üyelikten istifa ettiğini, 9 işçinin iş akitleri feshedildikten sonra farklı iş kollarında çalışmaya başladıkları için üyeliklerinin düştüğünü, 6 üyelerinin ise e-devlet sisteminde farklı işkolunda görünen taşeron bir firmada çalışır gözüktükleri için bavurularının alındığını ancak üyeliklerinin resmiyet kazanmadığını, 01/11/2015 tarihi itibariyle üyelikleri devam eden 11 işçinin bulunduğunu, davacının da 20/04/2015 tarihinde Sendikaya üye olduğunun bildirildiği, ancak taraf tanıklarının davacının sendikal faaliyet konusunda işten çıkarıltıldığı hususunda somut beyanlarının olmadığı gerekçesiyle sendikal tazminat talebinin reddiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E) İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İşverenin sendika üyesi olan işçilerin tamamının iş akitlerinin feshedildiğini, dava tarihinde sadece sendika üyesi olan işçilerin iş akitlerinin feshedildiğini, işyerinde sendika üyesi işçi kalmadığını, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, davalı tanıklarının da fesihlerin sendikal nedenle yapıldığını söylediklerini belirtmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın yazılı fesih bildiriminin geçersiz olduğunu iddia etmediğini, aksinin kabulü halinde de iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğinin yaz aylarında üretimin düştüğünün tespit edilmiş olmasına göre ispatlanmış olduğunu, dört aylık ücretin ancak davacının başka bir işte çalışmadığının sabit olması halinde ödenmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, geçmiş yıllarda personelin yeni bölümlerde çalıştırılması yoluna gidildiğini ancak çalışanın yeni bölüme uyum sağlayamadığını, satın alınan makinelerin iş gücü ihtiyacını azalttığını, bilirkişi raporunda feshin son çare olmasına ilişkin değerlendirme yapılırken işçi sayısının dikkate alınmadığını, davacının yerine yeni işçi alındığı iddiasının doğru olmadığını bildirerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince, işyerinde çalışan davacı ve diğer işçilerin, işyeri dışındaki bir cafede yaptıkları sendika toplantı fotoğraflarının işverene ulaştırılmasından sonra sendika üyesi olan çalışanlara baskı yapıldığı, sendika yazı cevabından da anlaşıldığı üzere, sendikaya üye olan 30 işçinin de işten çıkarıldığı ve davalı işveren tarafından 157 işçinin ekonomik sebeple iş akitlerine son verildiği belirtilmişse de, listede işveren tarafından (04) kodu ile geçerli nedenle iş akdi feshedildiği belirtilen işçi sayısının 60 olduğu, diğerlerinin emeklilik, askerlik ve istifa nedenleri ile işten ayrıldıkları, bu durumun tanık anlatımlarında sendikalı 30 işçi dışında sendikalı olduğu düşünülen ve sendikaya katılmak isteyen 30 işçinin de bu sebeple işten çıkarıldığına ilişkin beyanlarını doğruladığı ve emsal dosyalarda da, sendika üyesi olan işçilerin aynı sebeple iş akitlerinin feshedildiği,yerel mahkemece karar gerekçesinde, sendikaya üye olup halen çalışmaya devam eden 11 işçinin bulunduğu belirtilmişse de, sendika yazısında sendika üyesi olan ve işten atılan 30 işçinin cevap tarihi itibari ile üyelik durumları belirtilerek söz konusu 11 işçinin halen üyeliklerinin devam ettiğinin bildirildiği ancak bu işçilerin de iş akdinin feshedildiği ve hatta davacının da iş akdi feshedilen ve halen üyeliği devam eden 11 işçi içinde yer aldığı,davalı işverenin iş akdi feshinin geçerli nedene dayandığını ispatlayamadığı, bu durumda, dosya içeriği ile davacının sendikaya üye olduktan kısa bir süre sonra iş akdinin feshedilmiş olması da göz önünde bulundurulduğunda, mahkemenin halen işyerinde sendika üyesi olan 11 işçinin bulunduğu gerekçesi ile iş akdi feshinin sendikal neden dayanmadığı tespitinin dosya kapsamına uygun olmadığı ve halen işyerinde çalışan sendikalı işçiler bulunduğu şeklinde hatalı değerlendirme yaptığı, söz konusu işçilerin de iş akdinin feshedildiği, kaldı ki işyerinde sendikalı çalışan işçiler bulunmasının da tek başına bu sebeple iş akdi feshinin sendikal nedenle yapılmadığını ortaya koyamayacağı, tanık anlatımları ve dosyadaki belgelerle işverenin sendikalı olduğunu tespit ettiği ve sendikalı olduğunu düşündüğü ve sendikaya üye olma isteği olan işçilerin de iş akitlerini feshettiği, dava açtığı belirtilen işçilerin de yakın tarihlerde aynı sebeplerle işten çıkarılmış olmasının da davacı iddiasını doğruladığı ve davacının sendikaya üye olması ve davalı işverenin iş yerinde sendika örgütlenmesine olumlu bakmaması neden ile davacının iş akdinin sendikal nedenle feshedildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
G) Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
İşverence yapılan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25 inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, sendika üyeliklerini sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri gibi şartlara bağlanamayacağı hükme bağlanmıştır. Yine, işçiler arasında çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından ayrım yapılamayacağı da yasada öngörülmüştür. Sendikal faaliyetlere katılma da güvence altına alınmıştır. Sözü edilen hükümlerden “fesih dışında” olanlara aykırılık halinde işçinin bir yıllık ücretinden az olmamak üzere tazminata tabi olduğu Yasada açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 22.10.2014 tarihli oturumunda verilen … E sayılı kararında, maddede yer alan “…fesih dışında…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, yürürlüğün durdurulması isteminin koşulları oluşmadığından talebinin reddine karar verilmiştir.
Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçi, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine dair dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. İşçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez.
İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılacak davada, feshin nedenini ispat yükümlülüğü işverene aittir. Feshin işverenin ileri sürdüğü nedene dayanmadığını iddia eden işçi, feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlüdür.
Fesih dışında işverenin sendikal ayrımcılık yaptığı iddiasını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak işçi sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren davranışının nedenini ispat etmekle yükümlüdür.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; ilk derece mahkemece sendikal tazminat talebine ilişkin yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesi ile davacının sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. İstinaf mahkemesince Türkiye Gıda Sanayi İşçileri Sendikasının cevabi yazısı ve diğer belgeler değerlendirilerek, davacının sendikaya üyelik tarihi ile iş akdinin fesih tarihi, işyerinde sendika üyesi işçi kalmadığı, sendikaya üye olma isteği bulunan işçilerin iş akitlerinin de feshedildiği gerekçe gösterilerek sendikal tazminatın kabulüne karar verilmiştir. Dosyada yer alan tüm belgelerin incelenmesinde; davalı işveren tarafından 2015 yılı Ocak- Haziran ayları arası dönemde 157 işçinin iş sözleşmesinin aynı nedenle “ yaz sezonu ve işlerin düşmesi” nedeni ile feshedildiği, davacının iş sözleşmesinin fesih dönemi olan Nisan ayında dahi 21 işçinin işten çıkarıldığı, işten çıkarılan 12 işçinin sendika üyesi olduğu, fesih sonrası sendikalı olup çalışmaya devam eden işçilerin olduğunun belirlendiği, davacının sendikal nedenle feshi ispatlayamadığı, ancak feshin geçerli nedene de dayanmadığı, Dairemiz’den emsali geçen … Esas, 2016/22390 Karar sayılı dosyada da sendikal nedenin kabul edilmediği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- … İş Mahkemesi ile … Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3- Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4- Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca belirlenen 2725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Alınması gereken 44.40 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 16,70 TL karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
7- Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 204,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
9- Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Kesin olarak oybirliği ile 04.02.2019 tarihinde karar verildi.