Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2018/10611 E. 2019/4085 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10611
KARAR NO : 2019/4085
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilin davalı şirkette 01/09/2007 yılında beton santral operatörü olarak çalışmaya başladığını, davalı şirketin müvekkilinin yapmış olduğu fazla mesaileri, çalışma ücretlerini, SGK primlerini almış olduğu gerçek ücret üzerinden değil de asgari ücretten yatırdığını, yılık ücretli izin alacaklarını vermediğini, davacının iş akdini haklı nedenlerle fesih ettiğini iddia ederek hak etmiş olduğu kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin alacakları, fazla çalışma ücretleri ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili; davacının iş akdini kendisinin fesih ettiğini savunarak zamanaşımı defiinde bulunarak davacının hukuki dayanaktan yoksun bulunan davasının reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin … Esas, 2017/21101 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; mahkemece dinlenen davacı tanık ifadelerinde de belirtildiği ve mahkemenin karar gerekçesinde belirtildiği üzere, davacının sezon çalışmasında fazla mesai karşılığı saat başı ücreti olarak 4.00 TL aldığı sabitken, fazla mesai hesabında bu durumun gözetilmemesi ve saat başına ödenen 4.00 TL’nin düşülmemesinin hatalı olduğu ifade edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi gereğince mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E., 2007/611 K.).
Somut uyuşmazlıkta, bozma sonrası Mahkemece “Hüküm” kısmının 1. bendinde “Mahkememiz 27/05/2015 tarihli, 2014/90 Esas – 2015/279 Karar sayılı ilamı ile davacının kıdem tazminatı alacağı, yıllık ücretli izin alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hakkında vermiş olduğu hükmün Yargıtay 9. HD’nin 12/12/2017 tarihli 2017/7822 Esas – 2017/21101 Karar sayılı ilamıyla incelenmesi ve kesinleşmesi sebebiyle bu alacaklar yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarihli ve 2012/13-747 Esas, 2012/84 Karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay tarafından bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece HMK.nun 297. maddesine uygun ve tüm talepleri karşılayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında “hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.