YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10405
KARAR NO : 2019/550
KARAR TARİHİ : 10.01.2019
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının belirlenen ağır hedefleri tuttrması için baskı yapıldığını ve sadece son 2 yıldır yıllık 150 saat fazla mesai ücretinin aylara dağıtılarak ödendiğini, bu şekilde fazla mesai yaptığını, çalışma saatlerinin ortalama 08:00-20:30 olup, bazı günler 22:00/23:00 saatlerinin bile geçildiğini, öğle yemeği için yarım saatten az ara verildiğini, bunun dışında yoğun çalışıldığını ve bazı hafta sonlarında da çalışıldığını ileri sürerek fazla mesai ücreti alacağını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, tüm alacaklarını aldığını, fazla mesai talimatı verilmediğini, davacının yönetici olduğunu, iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bordroları ihtirazi kayıtsız imzaladığını, davalıda haftalık çalışma saatinin 22/09/2003 tarihinden itibaren 40 saatten 42,5 saate çıkarıldığını, buna göre de çalışma saatlerinin 08:30-18:00 ayrımı olduğunu, kabul olmamakla birlikte bu duruma göre fazla süreler ile çalışma ve fazla çalışma olgusunun gözetilmesi gerektiğini, izinli sürelerin de mahsubu gerektiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Mahkeme’nin ilk kararının Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 2015/11091 Esas sayılı ilamıyla, ” Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinin baş kısmında ve sonunda rakamla “1.000,00 TL” fazla mesai ücreti talep edilmiş, ama dava dilekçesinin sonundaki “1.000,00” rakamının yanında “onbin” şeklinde yazı ile yazılmıştır. Dava açılırken harcın 10.000,00 TL üzerinden alındığı anlaşılmaktadır. Islah dilekçesinde dava dilekçesi ile talep edilen miktar “10.000,00 TL” olarak belirtilmiştir. Bu durumda, kabule göre dava dilekçesinde talep edilen miktarın sadece 1.000,00 TL olarak değerlendirilmesi ile faiz başlangıcının da artan 2.272,00 TL için ıslah tarihinden itibaren yürütülmesi hatalıdır. Kabule göre, davacı lehine hükmedilen 3.272,22 TL fazla mesai ücreti alacağının tümüne dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, şube açılış-kapanış saatlerine ilişkin imza çizelgelerinde bilirkişi raporunda kabul edilen çalışma saatlerinden daha uzun çalışma saatleri bulunmaktadır; örneğin, kapanış saati akşam saat 20:00 civarında olan günler sıklıkla mevcuttur. Dolayısı ile bu çizelgeler haftalık yani çalışılmayan günler dahil 7.şer günlük periyotlarda gün gün değerlendirilerek haftalık çalışma süresi bu şekilde bulunup haftalık çalışma süresine göre sonuca gidilmelidir. Bu şekilde belgeye göre hesaplanan fazla mesai alacağından bordrolardaki fazla mesai tahakkukları ödendikleri ispatlandığı ölçüde mahsup edilmelidir.Çalışma saatlerini gösteren çizelgenin bulunmadığı dönemler bakımından, Mahkeme tarafından hali hazırda kabul edilmiş bulunan hesaplama yine kabul edilmeli, bordrosunda fazla mesai tahakkuku olan aylar ödemenin ispatlanması koşulu ile dışlanmalıdır. Davalı vekili tarafından ıslaha karşı süresinde zamanaşımı savunması yapılmıştır. Dava dilekçesi ile talep edilen miktarın 10.000,00 TL. olarak kabul edilmesi gerektiği yukarda açıklandığından, ıslaha karşı zamanaşımı savunması neticeye etkili değil ise de, Mahkeme’nin yerinde olmayan kabulüne göre dava dilekçesinde 1.000,00 TL. talep edildiğinden hareketle kurulan hükümde ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının kabule göre gözetilmemesi hatalıdır. Diğer yandan, iş bu bozma üzerine yeniden yapılacak yargılama sonucunda kabul edilmesi gereken miktarın 10.000,00 TL.den fazla olduğunun ortaya çıkması halinde ıslaha karşı süresinde yapılan zamanaşımı savunmasının gözetilmesi gerekmektedir.Fazla mesai ücretinin hesaplanmasında dosyada mevcut izin ve rapor gibi belgelerdeki çalışılmadığı savunulan sürelerin dışlanması gerekip gerekmediğinin irdelenmemesi hatalıdır. Takdiri indirim hariç reddedilen miktara göre davalı lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır ” gerekçeleriyle bozulduğu, bozma ilamına uyulduğu, bilirkişi raporu alındığı, davacının 02/12/1997-31/12/2011 tarihleri arasında davalı bankada çalıştığı, davaya karşı zamanaşımı itirazı nedeni ile 03/05/2007 tarihinden öncesine ait fazla mesai alacakları zamanaşımına uğradığından talep edilemeyeceği, şube açılış kapanış çizelgesi sunulan 04/01/2010-06/04/2011 tarihleri arası dönem için fazla mesai ücret alacağı, hizmet sözleşmesine göre yıllık 270 saate kadar olan çalışmalar aylık ücrete dahil olduğundan 270 saati aşan haftalık çalışmanın fazla çalışma olarak hesaplanması gerekmekte olup yasal ara dinlenmelerinin tenzili sonucu fiili çalışma sürelerinin belirlenmesi neticesi 18/01/2010-24/01/2010 haftasında 3 saat, 26/04/2010-02/05/2010 haftasında. 3,5 saat, haftasında 5,3 saat, 07/06/2010-13/06/2010 haftasında 6,5 saat, 05/07/2010-11/07/2010 haftasında 3 saat, 19/07/2010-25/07/3010 haftasında 9,1 saat,16/08/2010-22/08/2010 haftasında 2,9 saat, 13/09/2010-19/09/2010 haftasında 6,5 saat, 28/02/2011-06/03/2011 haftasında 3,3 saat, 07/03/2011-13/03/2011 haftasında 1,8 saat ücrete dahil olmayan fazla mesai yaptığı, giriş çıkış kayıtlarına göre belirlenen fazla mesai ücretinden 2010 Ocak ayı bordrosu ile ödenen brüt 435,13 TL, 2010 Nisan ayı bordrosu ile ödenen brüt 462,15 TL, 2010 Haziran ayı bordrosu ile ödenen brüt 331,80 TL, 2010 Temmuz ayı bordrosu ile ödenen brüt 592,50 TL, 2010 Ağustos ayı bordrosu ile ödenen brüt 722,85 TL, 2011 Mart ayı bordrosu ile ödenen, brüt 355,50 TL olmak üzere toplam brüt 2.949,98 TL fazla mesai ücretinin Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda mahsup edildiğinde giriş çıkış kaydı ibraz edilen döneme ait fazla mesai ücret alacağının kalmadığı, giriş çıkış kaydı bulunmayan 03/05/2007-04/01/2010 ve 07/04/2011-31/12/2011 arası dönem için, iş sözleşmesi gereği ücrete dahil olmayan haftada 3,44 saat fazla mesai alacağı olduğu, fazla mesai tahakkuku yapılan aylar ile davacının yıllık izinde olduğu dönem dışlandığında net 3.204,72 TL fazla mesai alacağı olduğu, mazeretli ve raporlu olunan günler nedeni ile çalışılamayan günlerinde olabileceği dikkate alınarak takdiren % 30 oranında indirim yapılmak sureti ile net 2.243,30 TL fazla mesai alacağı olduğu kanaat ve sonucuna varıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, şube açılış kapanış saatlerine ilişkin çizelgelerin fazla mesai ücretine etkisi bakımından;
Bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda, bozmada belirtildiği gibi haftalık olarak çizelgeler incelenmiş, bozma sonrası alınan bu bilirkişi raporunda davacının adı olmayan günler hesaplanmamıştır.
Davacı vekili eldeki temyizinde, davacının bu kadar fazla çalışmadığı gün olamayacağı, davalının, bu günlerde davacının çalışmadığına dair iddiası olmadığı, davacının bu günlerde çalışmadığına dair belge de bulunmadığı, bazı günlerde davacının çalışma arkadaşlarının imzası olduğu gibi hususları temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
Bu çizelgelerde “Güvenlik personeli-ad-soyad-imza” ve “Şube personeli- ad-soyad-imza” şeklindeki kısımlara imza atıldığı, buna göre şube personelinden birinin imzasının bu belgede olmasının yeterli görüldüğü, yani davacının gelip çalıştığı günde dahi bu belgeyi imzalamamış olabileceği, anlaşılmaktadır. Bu çizelgeler, davacının geç saatlere dek çalıştığı ileri sürülerek davacı tarafın dayandığı delildir.
Bozma ilamında, çizelgelerin bulunmadığı dönemler için Mahkeme tarafından hali hazırda kabul edilmiş hesaplamanın aynen kabul edilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Çizelgelerin bulunduğu dönem içinde kalıp da aynı hafta içinde bir ya da birkaç gün davacının adı olmayan veya çizelge bulunn dönemlerde mesela 1 hafta civarı veya daha uzun dönemler halinde davacının adı çizelgede hiç olmayan dönemler bakımından, davacı asıl duruşmaya bizzat celbedilerek kendisine, ayrıca tarafların vekillerine, davacının imzasının neden o günlerde / dönemlerde bulunmadığı sorulmalı, gerekirse tanıklar bu konularda yeniden dinlenmeli ve gerekirse ilgili yerlerdenve taraflardan varsa bu konudaki belgeler celbedilmeli, davalıdan söz konusu belgelerin, davacının kabul edilen çalışma dönemine ilişkin olarak tamamının gönderilmesi istenmelidir.
Çizelgelerin bulunduğu dönemlerde davacının imzası olmayan günler için davacının o gün çalışmadığı özellikle ispatlanamaz ise çizelgede imzası olmasa dahi imzası olmayan günler/ imzası olmayan dönemler için fazla mesai ücreti hesaplanmalıdır. Bu hesaplama, Dairemizin evvelki bozma ilamında belirtildiği üzere Mahkeme’nin 2012/269 Esas sayılı kararına esas hesaplama olmalıdır.
Çizelgede davacının imzası bulunan günler / dönemler açısından ise Dairemizin 2015/11091 Esas sayılı bozma ilamında belirtilen şekilde hesaplama yapılmalıdır.
Aynı hafta içinde çizelgelerde davacının imzası olan ve olmayan günler birlikte yer alıyor ise imzası olmayan günler için yukarda belirtildiği şekilde tespit ve hesaplama ve imzasıolan gün için çizelgeden anlaşılan çalışma saati bulunarak 1 haftalık dönem içinde ara dinlenmeler düşüldükten sonra o hafta için fazla mesaisi olup olmadığı tespit edilmelidir.
Çizelgede imzası görünmeyen günlerde davacının çalışmamış gibi kabul edilmesi, yukarda açıklanan nedenlerle hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilye iadesine 10/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.