Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/9783 E. 2019/3899 K. 18.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9783
KARAR NO : 2019/3899
KARAR TARİHİ : 18.02.2019

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacının 21/04/2010 tarihinden itibaren davalı şirketin otelinde … olarak çalışmaya başladığını, davacı vekil edeni ve bazı arkadaşları, otelde yıllardır uygulanan fazla mesai konusundaki hakları için üst yönetimine başvurunca bir anda hedef haline geldiklerini ve bir anda apar topar iş sözleşmelerinin davalı işveren şirket tarafından ihbar ve kıdem tazminatları ödeneceği söylenerek yasanın kendisine tanıdığı hakla birlikte tek taraflı fesh edildiğini, bu fesih üzerine vekil edeninin, … Noterliliğinin 24/12/2014 tarih ve …yevmiye nolu ihtarnamesiyle tüm yasal haklarını istediğini, bu ihtarnameye cevap vermeyen ve her seferinde davacı işcinin kıdem tazminatının ödeneceğini söyleyen davalı şirketin, davacı ile aynı durumdaki arkadaşlarına da aynı tarifeyi uyguladığını ve ekteki ihtarlarda da görüleceği üzere, ödeme yapacağının söylemesine rağmen bir türlü ödeme yapmadığını, tüm bu gelişmeler üzerine davacı işcinin … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden kıdem ve ihbar tazminatlarını alabilmek için icra takibine giriştiğini, bu icra takibine her defasında ödeme yapacağını açık açık belirten davalı şirketin, kötüniyetli olarak hiçbir borcu olmadığına dair itiraz ettiğni belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı işverenin kötüniyetli olarak yapmış oludğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı işverenin kötüniyetli yapmış olduğu ve icra takibini haksız yere durdurmuş olduğu itrazından dolayı dava değerinin %20’sinden aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesi talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 21.04.2010-22.12.2014 tarihleri arasında müvekkili şirketin işletmekte olduğu … Otel’de Restoran Şefi olarak çalıştığını, 2010-2011 sezonlarında mevsimlik işçi olarak istihdam edilen davacının,14.01.2012 tarihinden itibaren daimi kadroya alındığını,davacı hakkında yapılan performans değerlendirmesinin, işçiyle yapılan iş sözleşmesi, işyeri personel yönetmeliği ve kurumsal çalışma ilkeleri doğrultusunda tamamıyla objektif kriterlere göre yapıldığını, davacının olumsuz davranışlarına rağmen iş akdi sonlandırılırken müvekkilinin sorumluluğu olmamasına rağmen iş tazminatlarını ödenmek istediğini fakat davacının müvekkilinin iyi niyetine karşılık imzadan imtina ederek keşide etmiş olduğu ihtarname ile hakkı olmayan sözde alacaklarını talep ettiğini, müvekkili işverenin davacının iş akdini haklı nedenle sonlandırmış olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının müvekkilinden alacağı olduğu düşünülse bile alacak kalemleri Sayın Mahkemenizce hesaplandığında, davacının taleplerinin haksız olduğu ve takibin iptalinin gerektiğinin savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, Bilirkişi raporu doğrultusunda açılan davanın kısmen kabulü ile,itirazın kısmen iptaline,takibin net 8.436,21 TL kıdem tazminatı, net 3.283,38 TL ihbar tazminatı olmak üzere toplam 11.719,59 TL üzerinden devamına,işveren tarafından alacağın hesaplanabilir olması ve davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında yargılama ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir.
İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur.
İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir.
İcra takibi konusu alacak (davası) iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır.
İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kıdeme ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir.
İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 sayılı İş Kanununun 8 ve 28. maddelerinin işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmolunmaz.
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta hakkın özü tartışmalıdır. Bu nedenle alacağın likid olduğundan söz edilemeyeceğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un geçici 3/2 yollamasıyla ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin 3. paragrafının çıkarılarak yerine;
“Hakkın özü tartışmalı olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” paragrafının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmün bu şekilde DÜZELTEREK ONANMASINA, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’ nun 28.09.2018 tarih ve 2018/2 E. 2018/ 8 K. sayılı İBK. uyarınca onama harcı alınmasına yer olmadığına, nispi temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.