YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8957
KARAR NO : 2019/379
KARAR TARİHİ : 09.01.2019
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ile davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı bankanın …/… şubesinde operasyon yönetmeni olarak çalıştığını, 30.09.2007 tarihinde emekli olduğunu, 17.09.2007 tarihinde imzaladığı ibranameye “hesap hatasından kaynaklanabilecek alacağım ve … Şubesinde çalıştığım sürece ödenmemiş fazla çalışma hakkımı ve doğabilecek haklarımı saklı tutuyorum” şeklinde ihtirazi kayıt düştüğünü, … Şubesinde çalıştığı süre içinde 2007 yılının Mart ayında 32 saatlik, Nisan ayında 29 saatlik, Mayıs ayında 29 saatlik (ödenen 22 saatlik ücretin dışında), Haziran ayında 33 saatlik, Temmuz ayında 31 saatlik, Ağustos ayında 30 saatlik Eylül ayında 7 saatlik olmak üzere toplam 188 saatlik fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, her ayın fazla çalışma ücretlerinin bir sonraki ay bordrosunda gösterildiğini, Haziran ayı bordrosunda gösterilen Mayıs ayı için 22 saat fazla çalışma süresi dışında fazla çalışma ücretlerinin hiç ödenmediğini ileri sürerek, fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının maaşlarının banka aracılığı ile ödendiğini, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre söz konusu ödemeleri ihtirazi kayıtsız kabul ettiğinden fazla mesai talebinde bulunmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı işyerinde fazla mesai yaptığı, yaptığı fazla mesai karşılığı ücretinin ödenmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Kıdem ve ihbar tazminatlarının giydirilmiş ücretten, diğer işçilik alacaklarının ise çıplak ücretten hesaplanması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai ücretinin, ikramiye dahil edilerek bulunan giydirilmiş ücret üzerinden hesaplandığı anlaşılmıştır.
Fazla mesai ücreti hesaplanırken çıplak ücret üzerinden hesaplama yapılması ve çıplak ücret hesabında ikramiyenin dahil edilmemesi gerekirken, Mahkemece, fazla mesai hesabında giydirilmiş ücretin esas alındığı hesap raporuna itibarla hüküm kurulması hatalıdır.
3-Fazla çalışma ücretinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde 2007/Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları fazla mesai ücretlerinin ödenmediği iddia edilerek alacak talebinde bulunulduğu ve ispat noktasında imzalı günlük devam cetvellerine dayanıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosyada mevcut devam cetvellerine itibar edildiği açıklanarak fazla mesai hesabı yapılmış ise de yazılı kayıtlardaki çalışma saatlerinin dökümü yapılmamış, esas alınan günlük çalışma saatleri ile ara dinlenmeler gösterilmemiş, haftalık fazla mesai sürelerinin nasıl belirlendiği açıklanmamıştır. Mahkemece denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması isabetsizdir.
4-Davacı sendika üyesi olup, işyerinde 01.04.2007-31.03.2009 tarihleri arasında yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesinin 17. maddesinde haftalık çalışma süresi 40 saat olarak belirlenmiş, 25. maddede haftalık 40 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olduğu düzenlenmiştir. Davacı işçi lehine olan Toplu İş Sözleşmesinin 25. maddesi dikkate alınarak, 2007/Nisan ve sonrasındaki aylar yönünden haftalık 40 saati aşan çalışmalar doğrudan fazla çalışma kabul edilerek 4857 sayılı İş Kanununun 41 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca fazla çalışma saat ücretinin normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlası olarak hesaplatılması gerekirken, 40 ile 45 saat arasındaki çalışmaların fazla sürelerle çalışma olarak kabulü ile yapılan hesaplamaya itibarla karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 09.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.