Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/7242 E. 2017/18989 K. 23.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7242
KARAR NO : 2017/18989
KARAR TARİHİ : 23.11.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait … otelde 2007 yılından bu yana çalıştığını, 17/11/2013 tarihine kadar çalıştırıldığını, davacının davalı şirkete ait otelde çalıştığı süre içerisinde hiçbir olumsuz davranışının ve iş ihmalinin olmadığını, davacının otelin personel müdürü tarafından çağrılarak otelin yıl boyunca açık olmasına rağmen ücretsiz izne gönderilmek istendiğini, davalı şirkete ait otelde 2013 yılında işe başlayan diğer personellerin sözleşmelerinin askıya alınmadığını, ancak davacıya hiçbir gerekçe gösterilmeden ücretsiz izne gönderilmek istendiğini, davacının davalı şirkete ait otelde fazla mesaiye kaldığını, davacının fazla mesai alacağının ödenmesi için talepte bulunduğunu ancak davacının fazla mesai alacaklarını alamadığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının taleplerinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalıya ait işyerinde fazla mesai yaptığı, yaptığı fazla mesailer karşılığı ücretinin ise ödenmediği bu nedenle davacının iş akdini feshinin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin 19.11.2013 tarihli fesih ihtarnamesinde aynen, “şirkete ait işyerinde yapmış olduğum 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 tarihlerine ait fazla çalışma ücretleri tarafıma ödenmemiştir.” şeklinde açıklama yaparak ödenmeyen fazla mesai ücretleri nedeniyle iş akdini haklı olarak feshettiğini bildirdiği görülmüş olup, fesih ihtarnamesinde 2012 ve 2013 yılları için ödenmemiş fazla mesai alacağına yönelik bir iddiası ve talebi bulunmamaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 2012 yılı öncesindeki fazla mesai ücretlerinin imzalı ücret bordrolarında tahakkuk ettirilerek veya fazla mesai tahakkuku içeren imzasız ücret bordrolarıyla uyumlu banka kayıtları ile ödendiği tespit edilerek 2012 ve 2013 yılları için yapılan fazla mesai alacakları Mahkemece hüküm altına alınmış, davacı kararı temyiz etmemiştir.
Dosya içeriğine göre yukarıda açıklandığı üzere davacının 2012 yılı öncesindeki fazla mesai ücretleri ödenmiş olup, 2012 yılı sonrası için ise fesih ihtarnamesi gözetildiğinde ödenmemiş fazla mesai ücretlerinin bulunduğu söylenemez.
Sonuç itibariyle, davacının davalı işverenden talep edebileceği ödenmemiş fazla mesai alacağının varlığı kanıtlanamadığından fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yerinde olmayan gerekçe ile talebin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
2- 4857 sayılı Yasa’nın 24/II-e maddesine göre işveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, işçi iş sözleşmesini haklı olarak feshetme hakkı kazanır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi, fazla mesai alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle iş sözleşmesini haklı nedene dayanarak 19.11.2013 tarihinde feshetmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacının fazla mesai ücretlerine hak kazandığını kanıtlayamadığı dolayısı ile iş akdinin feshinde haksız olduğu anlaşıldığından, kıdem tazminatına yönelik talebin de reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile talebin kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.