Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/4597 E. 2017/7560 K. 02.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4597
KARAR NO : 2017/7560
KARAR TARİHİ : 02.05.2017

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı-karşı davalı, borç para alacağı ve ücret alacaklarının ödetilmesine, davalı-karşı davacı şirket ise maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı-karşı davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin dershanecilikle iştigal eden davalı şirketin kurucu temsilcisi ve genel müdürü iken 2003 yılında başka ortaktan aldığı payla davalı şirkette % 25 payla hissedar olduğunu, dershane şeklinde faaliyet gösteren şirketin bir süre sonra şubeler açarak kapasitesini genişlettiğini, diğer büyük hissedarın şirketin verimli hale geldiğini görünce müvekkiline çektiği ihtar ile iş akdini feshettiğini ancak müvekkilinin davalı şirkette borç olarak verdiği 5.500,00-TL alacağı ile müvekkilinin 3.550,00-TL birikmiş maaşının ödenmediğini ileri sürerek toplam 9.050,00-TL alacağın davalıdan tahsilini, davalı-karşı davacını açtığı karşı davaya yönünden ise, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak karşı davanın reddini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili, davalı şirketin davacıdan herhangi bir şekilde borç para almadığı gibi, davacının şirketten maaş alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı-davacı vekili karşı dava dilekçesinde ise; dershanenin mali bütçesinin düzenlenmesi, yönetici, öğretmen ve diğer personelin aylık ve ücretlerini zamanında ödemesi sigorta ve vergi ile işlerin usulüne uygun ve zamanında yapılmasını temini, gelir ve giderler ile ilgili iş ve işlemleri izlemesi, muhasebe ile ilgili defter dosya ve kayıt makbuzlarının tutulmasının sağlanmasının davacının görevleri arasında olduğu, mali bütçeyi düzenleme sorumluğu sıfatı nedeni ile yasa ve yönetmeliklere göre şirket ortaklarına karşı gelir ve giderlerle ilgili sorumluluğunun bulunduğunu, davacının sayılan sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmediği gibi başkaca usulsüz iş ve işlemlerde de davalı şirketi zarara uğrattığını, tespit edilebilen zararların vergi dairesi ve SSK ödemelerinin zamanında yapılmasını sağlamayarak şirketin bu borçlardan dolayı faiz ödemesine neden olunduğunu, davacının eşi ve gelini tarafından ağırlıklı olarak imzalanan tahsilat makbuzlarının kasa defterine işlenmesinin temininin yapılmadığı, dolayısı ile tahsilat makbuzları ve kasa defterinin birbirini tutmadığı, tüm giderleri davacı şirket tarafından karşılanan dershane kantininin davacının oğlu tarafından işletilerek işletme gelirinin şirkete aktarılmadığını, davalı şirket müdürüne teslimi gereken şirket gelirlerinin davacının gelini adına açılan şahsi banka hesabına yatırıldığını, yakınlarını işe alarak bunları dershane şube müdürlüklerine getirdiğini ve yüksek ücret ödeyerek kendisine duyulan güveni kötüye kullandığını, barter hesaplarında yapılan incelemelerde dershanenin faaliyet konusu dışında şahsı giderlerin tespit edildiği ve bu yolla barter sisteminin gereği olarak bedelsiz öğrenci okutularak dershanenin zarara uğratıldığı, Mart 2005 döneminden itibaren şirketin SSK ve vergi borçlarının ödenmeyerek şirketin ilâve faiz yükü altına sokulduğu, ayrıca öğretmenlerin çalışma gün ve saatinin eksik tahakkuk ettirildiği, işe giriş ve çıkışların Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan sözleşme tarihlerine uymaması nedeniyle inceleme sürdürüldüğünden bu işlemlerden ötürü cezaya maruz kalmasına neden olabileceği, yine vergi usulü kanununa muhalefetten inceleme devam ettiği ve cezaya muhatap olunabileceği belirtilerek, SSK’ya ödemekle yükümlü oldukları asıl borç-faiz ve gecikme zammı için 2.500-TL, kurumlar vergisi ve muhtasarların ödenmemesinden doğan asıl borç-faiz ve vergi usul kanununa muhalefetten doğan zararlar için 2.500-TL, şirket alımları, kira ve eleman maaşlarına ilişkin ödemeler ve kantin gelirlerinin davacının oğluna ödenmesi konularında 2.000-TL, barter hesaplarını şahsi harcamalarında kullandığı için 2.000-TL, şirket defter ve kayıtlarına işlenmeyen gelir için 1000-TL olmak üzere toplam 10.000-TL maddi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı-karşı davalının hem işçi hem de işveren temsilcisi sıfatıyla imzaladığı 22/03/2005 tanzim tarihli öğretim elamanlarına mahsus iş sözleşmesinde; ücretinin aylık brüt 900,00 TL olduğu, dosya arasında bulunan ve nereye yazıldığı belli olmayan belge başlıklı 15/11/2005 tarihli yazıda ise, aylık net 1.750,00-TL olduğu yazılıdır. Belge başlıklı yazının nereye hitaben yazıldığı belli değil ise de, uygulamada bankadan kredi çekebilmek veya benzer başka nedenlerle işçinin ücretini fazla gösteren ücret belgeleri düzenlendiği bilinmektedir. Bu sebeple, davacı-karşı davalının ücret alacağının, kendisi tarafından hem işçi hem de işveren temsilcisi sıfatıyla imzalanan 22/03/2005 tarihli iş sözleşmesindeki aylık brüt 900,00 TL esas alınmak suretiyle hesaplanması gerekirken, 15/11/2005 tarihli belge başlıklı yazıdaki miktarın esas alınması hatalıdır.
3- Karşı dava yönünden ise, davalı-karşı davacı tarafından; davacı-karşı davalının hizmet ilişkisinden kaynaklanan görevlerini kasti veya ihmali davranışlarla yerine getirmemesi nedeniyle şirketin maddi zarara uğratıldığı iddia edilmiştir.
Davalı-karşı davacının benzer iddialarla yaptığı şikayet üzerine davacı-karşı davalı hakkında güveni kötüye kullanma suçundan ceza davası açıldığı ve ceza yargılamasının henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165. Maddesine göre “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idarî makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idarî makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir”. İş Mahkemesi bir hukuk mahkemesi olduğundan, hizmet sözleşmesinden kaynaklı maddi zararın tahsili istemli eldeki davayı, bütün yönleri ile inceleyip karar bağlamakla görevli olduğundan, öncelikle davada ortaya çıkan ön sorunları da kural olarak kendisi inceleyecektir. Fakat bu ön sorun ile ilgili başka bir mahkemede dava açılmış ise ve birleştirilmesi olanağı da yoksa bu ön sorun ile ilgili açılan davanın beklenmesi kaçınılmazdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı hakkında açılan ceza dosyasının sonucu, eldeki hizmet ilişkisinden kaynaklı maddi zararın tazmini isteğini doğrudan etkileyecek durumda olup, kesinleşmesi beklenmeden sonuca gidilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.