Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/23394 E. 2017/15871 K. 17.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/23394
KARAR NO : 2017/15871
KARAR TARİHİ : 17.10.2017

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 28. HUKUK DAİRESİ
DAVA : Davacı, ilave tediye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, ilave tediye alacaklarının işe başladığı 06.07.1998 tarihinden bu yana ödenmediğini ileri sürerek ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, özel hukuk tüzel kişisi olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 06.07.1998 – 18.07.2016 tarihleri arasında hak kazandığı ilave tediye ücreti isteminin kabulüne karar verilmiştir.
D) İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
F) Temyiz başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
G) Gerekçe:
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 417’nci maddesinin birinci fıkrasına göre, mahkeme harçları kural olarak davada haksız çıkan tarafa yükletilir.
Dava sonunda “davanın kabulü” yönünde hüküm kurulması halinde, yargı harcından yargılama sonunda haksız çıkan taraf sorumlu olacaktır. Sözkonusu dava nisbî karar ve ilâm harcına tâbî ise, dava açılırken başvurma harcı ile nisbî karar ve ilâm harcının dörtte biri, davacı tarafından peşin olarak ödenmektedir. İşte, peşin ödenen bu harç ile bakiye karar ve ilâm harcı, dava sonunda haksız çıkan taraftan alınacaktır. Davanın maktu karar ve ilâm harcına tâbî olması halinde ise, dava açılırken peşin olarak ödenen başvurma ve maktu karar ve ilâm harcının, davanın kabulü halinde davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekecektir.
Yargılama sonucunda kısmen haklılık durumu ortaya çıkar ve kısmen kabul ya da kısmen red şeklinde hüküm kurulursa, yargılama giderleri gibi harçlar haklı çıkma oranında taraflar arasında paylaştırılamayacaktır. Zira, davanın reddi dışında harç daima davalıya yükletileceğinden, diğer giderler gibi kazanılan, kaybedilen miktara göre tekrar bölüştürme yapmak mümkün olmayacaktır. Bu bağlamda, davanın sonunda “davanın kısmen reddine ve kısmen kabulüne” karar verilmesi halinde, karar ve ilâm harcı hüküm altına alınan kısım üzerinden hesaplanmaktadır. Bu şekilde hesaplanan karar ve ilâm harcından, dava açılırken alınan peşin harç mahsup edilecek ve peşin olarak yatırılan başvurma harcı ile bakiye harcın davalıdan tahsili yoluna gidilecektir. Ancak kısmen kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan karar ve ilâm harcının miktarı, peşin olarak tahsil edilen karar ve ilâm harcından az ise, mahsuptan sonra artan kısmın talep halinde davacıya iadesine karar verilecektir.
Dava sonunda “davanın reddi” yönünde karar verilmesi halinde ise, harçtan davacı sorumlu olacaktır.
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacıya kısmi harç yüklenmesi davacının temyiz itirazı olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Dosya içeriğine göre davacı işçi ile davalı işveren arasında ilave tediye alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu tarafından alınan 2012/1 sayılı karar uyarınca personele her yılın ocak ve temmuz aylarında sözleşmede kararlaştırılan ücreti tutarında birer ikramiye ödeneceği ve ayrıca anılan personel norm kadro standartları, iş tanımları, nitelikleri, özlük hakları ve … şartlarına ilişkin esasların 11. maddesinde bu ikramiyenin ilave tediye niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
6772 Sayılı Yasa’nın Ek 1. maddesi gereğince kapsama giren işyerlerinde en az iki aylık ikramiye uygulaması ödenmesi gerekmektedir. Hükme esas bilirkişi raporunda 2012 yılından sonra da ilave tediye hesabı yapılarak istemin hüküm altına alındığı görülmektedir. Davacıya yukarıda belirtilen fon kurulu kararı ve esaslara ilişkin hükümler gereğince ilave tediye ödenmiş ise mükerrer ilave tediye hesaplanmaması gerekirken İlk Derece Mahkemesince ve istinaf incelemesinde bu hususun gözden kaçırılması hatalıdır.
H)Sonuç:
Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine bozma kararının bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.