Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/20016 E. 2021/6061 K. 11.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/20016
KARAR NO : 2021/6061
KARAR TARİHİ : 11.03.2021

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesine haklı bir sebep olmadan son verildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …, davalı … Tem. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı … Tem. Gıda Yem. Bilgi İşlem Öz Sağ. Hiz. Tic. Ltd. Şti vekilleri ayrı ayrı davacının bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişler, diğer davalı … Tem. Hayv. Tel. Dış Tic. Ltd. Şti. ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz nedenlerine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve fazla çalışmanın hesap yöntemi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Ayrıca; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesinde davalı … Belediyesi’nin Fen İşleri Müdürlüğü’nde elektrik teknisyeni olarak çalışan davacının, her iş günü günde 10 saat, Haziran-Ekim ayları arasında ise festival gibi özel günlerde günde 14 saat çalıştığı ileri sürülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı tanığı …’nun anlatımı doğrultusunda davacının 1.2.2013-25.3.2014 tarihleri arasında haftanın üç günü 8.00-17.00; haftanın 3 günü ise 8.00-20.00 saatleri arası çalışarak haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Ne var ki; az yukarıda açıklandığı üzere dava dilekçesinde davacının Haziran-Ekim ayları arasında günde 14 saat çalıştığı, bunun dışında günde 10 saat çalışması olduğunu ileri sürüldüğü gibi davacı ile aynı işi yapan davacı tanığı …’ın dava dosyasında sadece Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında 8.00-17.00 saatleri arasındaki çalışmayı aşan günlerin olduğunun kabul edildiği görülmektedir. (Dairemizin 09.11.2020 tarih 2017/19038 Esas ve 2020/15402 Karar sayılı onama ilamı)
Şu halde; taleple bağlılık ilkesi ve dosyadaki ispat durumuna göre, davacının günlük 12 saatlik çalışmalarının Temmuz, Ağustos, Eylül ayları ile sınırlı olduğunun kabulü yerine 1.2.2013-25.3.2014 tarihleri arasındaki tüm dönem için davacının haftanın üç günü 8.00-20.00 saatleri arasında çalıştığının kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.03.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.