Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/18906 E. 2018/23316 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18906
KARAR NO : 2018/23316
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenilmiş ise de; Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 05.10.1999 tarihinde işe başladığını, soğuk şefi görevi ile her yıl ortalama 8-9 ay süren çalışmasının 31.07.2011 tarihinde davalı işveren tarafından haklı ve geçerli bir neden gösterilmeden sonlandırıldığını, davalı işyerinde toplu iş sözleşmesinin yürürlükte olduğunu, müvekkilinin de sendika üyesi olduğunu, hizmeti süresince Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında haftanın 6 günü 08:30 ile 22:00 saatleri arasında günde 2 saat ara dinlenmesi kullanarak çalıştığını, ancak fazla mesai karşılığı ücret alacaklarının ödenmediğini, davacının yaptığı her bir saat fazla çalışma karşılığı ücretinin toplu iş sözleşmesinin “Fazla Mesai” başlıklı 21. maddesine göre %75 yükseltilmek suretiyle ödenmesi gerektiğini, son aylık net ücretinin 2.413,00 TL. olduğunu iddia ederek, fazla mesai ücretinin tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin işin niteliğinden kaynaklanan haklı nedenle feshedildiği halde kıdem tazminatının ödendiğini, buna rağmen davacının iş bu davayı açmasının iyiniyetten yoksun olduğunu gösterdiğini, fazla mesai çalışmasının bulunmadığını, davacının fazla çalışmaya ilişkin iddialarını kabul etmemekle birlikte iş bu davanın açıldığı tarihten itibaren geriye dönük 5 yıldan sonraki dönemlere ilişkin fazla mesai konusundaki taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonucunda bozulmuştur.
Bozma ilamında, “…Davacının çalışma saatlerinin 08.30 -14.00 saatleri arasında 5,5 saat ve 18.00-22.00 saatleri arasında 4 saat olmak üzere günde 9.5 saat olduğu ve haftalık 6 gün çalışmasının toplam 57 saat olduğu, 45 saatlik yasal çalışma süresinin indirilmesi sonrasında 12 saat fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle bilirkişi tarafından yapılan fazla mesai hesabı hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş bu konuda yeniden rapor alıp çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Kabule göre de; davacının fazla mesai alacağından yapılan %45 indirim fazla olup takdiri indirimin hakkın özünü ortadan kaldırmayacak bir oranda yapılması gerekmektedir.” gerekçelerine yer verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. nin 13. madde hükmüne aykırı şekilde davacı lehine vekalet ücretinin 1.800,00 TL. yerine 1.410,44 TL. belirlenmesi davacı temyizi olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. nin 13. madde hükmüne göre, taktiri indirim dışında reddedilen dava değeri dikkate alınarak davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yerine 320,04 TL. vekalet ücretinin belirlenmesi, alacağın tamamının net 11.753,70 TL. olduğu ve bu miktara hükmedildiği halde hükümde çelişki oluşturacak şekilde bakiye alacaktan bahsedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK. nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) SONUÇ:
Hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki “…bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 30.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte” sözcükleri ile tarihin hükümden çıkarılmasına,
Hüküm fıkrasının davalı yararına vekalet ücretine ilişkin 4/b bendindeki “320.04 TL. nispi” rakam ve sözcüklerinin çıkartılarak, yerine “1.800,00 TL. maktu” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28/09/2018 tarih ve 2018/2 E. 2018/8 K. Sayılı İBK. uyarınca onama harcı alınmasına yer olmadığına, nisbi temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 17/12/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.