YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18690
KARAR NO : 2020/18677
KARAR TARİHİ : 16.12.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı müvekkilinin 29/11/2004-16/05/2014 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş yerindeki çalışma koşullarının zorlaştırılması ve ekip başının uyguladığı baskıcı tutum, kaba ve sert tavırlar nedeniyle haklı nedenle işten ayrıldığını, ancak işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek,kıdem tazminatı ile hafta tatili,yıllık izin,fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunarak, davacının 02/10/2006 tarihinde iş yerinden istifa etmek suretiyle ayrıldığını, sonra yeniden çalışmaya başladığını ancak ekte sunulan ibranameyi vermek suretiyle yeniden kendi isteği ile işine son verdiğini, davacının bir alacağı bulunmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erip ermediği hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta;davacı vekili davacı işçinin işyerindeki çalışma koşullarının zorlaşması ile ekip başının kendisine yönelik baskıcı tutumu, gururunu kırıcı tavır ve davranışlarda bulunması sebebi ile haklı nedenle işten ayrıldığını ileri sürerken, davalı vekili ise davacının işyerinde 29/11/2004-02/10/2006 ile 15/03/2007-16/05/2014 tarihleri arasında olmak üzere iki ayrı dönemde çalıştığını, her iki çalışma döneminde de davacının kendi isteği ile istifa etmek suretiyle işine son verdiğini ve kıdem tazminatı talep edemeyeceğini savunmuştur. Mahkeme tarafından; davacının, davalıya ait işyerinde iki ayrı dönemde toplam 9 yıl 4 gün kıdem süresinin olduğu, her ne kadar davacı iş yerinde kendisine manevi baskı uygulandığını ve bu yüzden işten ayrılmak zorunda kaldığını iddia etmişse de bu konudaki iddiasını ispatlayamadığı gibi 02/10/2006 ve 16/05/2014 tarihli belgelerin sahteliğinin iddia edilmediği ve belge üzerindeki imzanın inkar edilmediği gerekçesiyle davacının kıdem tazminatına dair talebinin reddine karar verilmiştir.
Ne var ki, mahkemenin bu değerlendirmesi dosyanın delil durumu ile uyumlu bulunmamaktadır. Zira, 2006 yılından itibaren davalı şirkette çalışan ve fesih tarihinde çalışmasını sürdürdüğü için doğrudan bilgi sahibi olduğu anlaşılan davacı tanığı …’in davacının ustabaşı …’in baskısına maruz kaldığı, son olarak iş makinesinin kasnağı koptuğunda davacının bir kusuru olmamasına karşın ustabaşının davacıyı sorumlu tuttuğu ve “neden işinizi düzgün takip etmiyorsunuz, yaptığınız işin içine… boşuna mı para alıyorsunuz” şeklinde konuşarak azarladığı yönündeki beyanı gereğince, davacıya yönelik ustabaşısı ve amiri konumundaki kişi tarafından sataşma mahiyetinde rencide edici tavrın varlığı ortaya konulmuş olduğu gibi, davacının 16.05.2014 tarihli dilekçesinin içeriğinde kıdem tazminatı talebine engel mahiyette özel bir nedenden bahsetmemiş olduğu da anlaşılmasına göre; davacının 15/03/2007-16/05/2014 tarihleri arasında geçen ikinci döneme ilişkin hizmeti bakımından kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.