YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18209
KARAR NO : 2020/13562
KARAR TARİHİ : 27.10.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 2009 yılı Haziran ayında davalı işyerinde çalışmaya başladığını, iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği 20.04.2014 tarihine kadar çalıştığını, haksız feshe rağmen yasal olarak ödenmesi gereken işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, ulusal bayram genel tatil alacağı, hafta tatili alacağı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
Davacının yıllık ücretli izinlerini kullanıp kullanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Somut olayda, davacının, davalı işyerindeki hizmet süresi 4 yıl 6 ay 5 gün olarak kabul edilmiş olup, davacının bu kabule bir itirazı yoktur. Bu durumda, davacının yıllık izne esas hizmet süresinin 4 yıl, buna göre hesaplanacak yıllık izin süresinin ise 56 gün olarak kabulü gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının yıllık iznine esas hizmet süresinin 4 yıl olduğu 1 yıl için kullandığı kabul edilerek bakiye 3 yıl için 42 gün üzerinden yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ne var ki, yapılan değerlendirme ve varılan bu sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Zira, dava dilekçesinde, davacının 2012 ve 2013 yıllarına ait izinleri dışındaki izinlerini kullanmadığının belirtilmesi karşısında, bu iki yılın mahsubu ile davacının bakiye izin süresi 56-28=28 gün olarak kabul edilip, yıllık izin ücreti alacağının da bu süre üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
Anılan husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgililere iadesine, 27.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.