YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18205
KARAR NO : 2020/13561
KARAR TARİHİ : 27.10.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 18.06.2005-18.10.2009 tarihleri arasında davalı kurum bünyesindeki iş yerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş akdinin haklı bir neden olmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, ulusal bayram genel tatil alacağı, hafta tatili alacağı ve yıllık izin ücreti alacağı ile sigorta primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, davacının haftanın 7 günü, günde 16 saat çalıştığını iddia ederek fazla mesai ücreti talebinde bulunmuş olup, alacağın ispatı için de tanık deliline dayanmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla mesai yaptığı iddiasını doğrulayan tanık anlatımının bulunmadığı belirtildiği halde, talep gibi davacının sabah 08:00 ile gece 24:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilip hesaplama yapılmıştır. Ne var ki, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dosya kapsamında dinlenilen davacı tanıkları, davacının çalışma saatlerine ilişkin bilgi ve görgüye dayalı net anlatımda bulunmamışlardır. Tanıklardan … ise davalı işyerinde çalışmadığı için beyanına itibar edilemeyecektir. İşyeri çalışanı olan tanıklar, davacının mesai saatinin başlangıcı konusunda çelişkili beyanda bulundukları gibi, mesaisinin hangi saatte bittiği konusunda da görgüye dayalı anlatımda bulunmamışlardır. Bu durum karşında, fazla mesai yaptığı iddiasını hüküm kurmaya yeter düzeyde ve her türlü şüpheden uzak bir şekilde ispat edemeyen davacının bu konudaki talebinin reddi gerekirken ispatlanamayan talebe göre hüküm altına alınması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 27.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.