YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17260
KARAR NO : 2020/12877
KARAR TARİHİ : 21.10.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş yerinde 12.10.2011 – 02/03/2015 tarihleri arasında çalıştığını,iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama ve aldırılan bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; dava dilekçesinde davacının ücretinin 1.620,00 TL olduğu belirtilmiş olup, davalı ise davacının asgari ücret ile çalıştığını iddia etmiştir. Davacı tanıkları davacının 1.600,00 TL ücret karşılığında sevkiyat elemanı olarak çalıştığını ayrıca bir çok zaman şoförlük görevini de yerine getirdiğini, iş yerinde ücretin bir kısmının elden bir kısmının ise banka kanalı ile ödendiğini belirtmişlerdir. Karara esas alınan hesaplamada ise davacının ücreti kurum kayıtları dikkate alınarak 1.210,00 TL brüt olarak tespit edilmiştir. Tüm anlatılanlar kapsamında ücret hususu değerlendirildiğinde, her ne kadar dosyaya sunulan ücret bordrolarına davacının ücretinin 1.210,00 TL olarak gösterildiği, davacının da imzasını taşıdığı tespit edilmiş ise de davacının tanık beyanlarına göre hem sevkiyat elemanı hemde şoför olarak çalıştığı, üç yılı aşkın kıdeminin bulunduğu, tanık beyanlarında davalı iş yerinde elden ödeme yapıldığının belirtilmiş olduğu anlaşıldığından bordroların gerçeği yansıtmadığı ve taraflar arasında davacının ücretinin itilaflı olduğu dosya kapsamında sabittir.
Bu nedenle ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından ve meslek odası başkanlığından ve Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “kazanç bilgisi sorgulama” ekranından davacının iş yerindeki kıdemi, meslek ünvanı, iş yerinde çalıştığı tarihler gibi bilgiler de bildirilerek emsal işçi ücretinin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenip , belirlenen ücrete göre davacının talep ettiği alacaklar hesaplanarak sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
3-Mahkeme gerekçesinde davacının ücretinin 2.238,05 TL olarak kabul edildiğinin belirtilmesine rağmen asgari ücrete göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurularak gerekçe ile hüküm arasında çelişki meydana getirilmesi da hatalı bulunmuştur.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgililere iadesine, 21.10.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.