Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/12134 E. 2019/243 K. 08.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12134
KARAR NO : 2019/243
KARAR TARİHİ : 08.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette 14.02.2008 tarihinden 25.11.2009 tarihine kadar şoför olarak çalıştığını, davacının hiç izin kullanmadığını, işveren tarafından fazla mesai ücretinin ödenmediğini, davacının ayda iki Pazar tatil yaptığını, dini bayramlar hariç tüm resmi tatillerde de aynı şekilde çalıştırıldığını, davalı tarafından resmi ve genel ücret alacaklarının ödenmediğini, davalının iki farklı bordro düzenlediğini, bordroların davacı tarafından imzalandığını, bordroların imzalanmaması halinde maaş ödemesinin yapılmadığını ileri sürerek;fazla mesai ve resmi tatil ve genel tatil ücret alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkisizliğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
C) Bozma İlamı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin ilk kararı Yargıtay 7.Hukuk Dairesi’nin 23.06.2014 tarihli ve 2014/664 Esas,2014/13970 Karar sayılı bozma ilamı ile özetle; “Somut olayda, davacının, 25.11.2009 tarihinde düzenlenen ve imzasını taşıyan ibraname ile, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödendiğini, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının aldığını beyan ederek tüm alacaklarından feragat ettiğini, işvereni ibra ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Ancak, davacı vekili, 2.11.2012 tarihli dilekçesi ile, ibranamede yazılı miktarları aldığını ve bunların dava konusu yapılmadığını, ancak miktar yazılı olmayan alacaklar için hiçbir ödeme yapılmadığını beyan etmiştir. İbranamede, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tamamının ödendiğinin bildirilmesine rağmen, bordo ile bazı aylarda ulusal bayram genel tatil alacağının ödemesi yapılsa da, tanık beyanlarından, ödeme yapılamayan genel tatil günlerinde de çalışma yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine, davalılar, fazla çalışma ücretlerinin tamamının ödendiklerini savunmasına rağmen, sunulan ücret bordrolarında bu konuda bir ödemenin yapılmamış olması ve tanık beyanları ile fazla çalışma yapıldığının ispatlanmasına göre, ibraname, davalının savunması ve gerçek çalışma koşulları ile çelişmektedir.Bu durumda, ibranamenin geçersiz olduğu açıktır. Mahkemece, davacıya bilirkişi tarafından hesaplanan fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacakların ödetilmesine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden hatalı yorum ile yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece özetle; bozma ilamına uyularak; 27.05.2013 tarihli bilirkişi raporu ile davacının davasının kabulüne karar verilmiş, davacının ilk karardan önce ıslah hakkını kullanmamış olması, bozma ilamından sonra ıslahın mümkün olmaması sebebi ile davacı tarafından sunulan ıslah dikkate alınmayarak, dikkate alınmayan ıslah ile arttırılan kısımla ilgili hüküm kurulmadan ve ıslah harcının iadesine karar verilerek hüküm kurulmuştur.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm,davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece davacının 250,00 TL. fazla mesai ücreti ve 100,00 TL. genel tatil ücreti olmak üzere toplam 350,00 TL’nin kabulüne karar verilmesine rağmen karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 13/2 fıkrası gözardı edilerek davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinin 350,00 TL yerine maktu 1500,00 TL olarak hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
F) SONUÇ :
Hüküm fıkrasının 7 numaralı bendinin çıkartılarak yerine,
“7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 350,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” bendinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.09.2018 tarih ve 2018/2 E. 2018/ 8 K. sayılı İBK. uyarınca onama harcı alınmasına yer olmadığına, nisbi temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 08.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.