Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/11604 E. 2019/1461 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/11604
KARAR NO : 2019/1461
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin Turhal şubesindeki işyerinde hizmet akdi ile 01/04/2008 – 10/05/2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, 2013 yılı Mart, Nisan, Mayıs ayları ücretlerini alamadığını, davalı şirketin müvekkilinin çalışmalarına karşılık aylık ücretlerini fazla çalışmalarını ödemediği gibi sebepsiz ve mazeretsiz haksız bir şekilde iş akdini feshettiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, aşamalardaki beyanlarında iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalı işverene ait işyerinde 01/04/2008 tarihinde çalışmaya başladığı ve 10/05/2013 tarihine kadar 5 yıl 1 ay çalıştığı, davalı iş verenlik tarafından iş akdinin sonlandırıldığı, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosya bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişi tarafından usul ve yasaya uygun denetime elverişli yerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen 23/06/2014 kök ve 14/11/2014 tarihli ek rapor aldırıldığı, bilirkişi raporları hükme esas alınarak davacının davalıya ait işyerindeki çalışması sonucunda 4.232,50 TL. kıdem tazminatı, 2.663,27 TL. ihbar tazminatı, 1.454,27 TL. fazla mesai üsreti alacağı, 2.665,35 TL. ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı, 665,82 TL. yıllık izin ücreti alacağı olduğu, ücret alacağının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile ücret alacağı haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-Tüzel kişilere tebligatın ne şekilde yapılacağı 7201 Tebligat Kanunu’nun 10, 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü’nun 17. ve 18. maddelerine göre yapılır. Buna göre tebligat tüzel kişinin bilinen son adresine ve yetkili temsilcisine yapılmalıdır.(HGK 2011-21-866 E. 2011/752 K.)
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilip edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Dava dilekçesi tebliğinin, davalının şubesine yapıldığı davacı vekilinin duruşmadaki beyanından anlaşılmaktadır. Davalı vekili tebligatın usulsüz olduğu yönünde itirazda bulunmuştur. Mahkeme tarafından, tebligatın usulüne uygun olduğu kanaati ile davalı vekilinin itirazının ve beyan dilekçesi ibraz etmek için süre talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi şubedeki daimi çalışan işçiye tebliğ edilmiştir. Öncelikle davalı şirket anonim şirket niteliğinde olup davalının 7201 Tebligat Kanunu 10. madde anlamında bilinen en son adresi Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmış olan Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı merkez adresidir ve tebligatı almaya yetkili kişi bu adreste bulunmaktadır. Bu nedenle davalıya yapılan tebligat gerek adres gerekse tebligatı almaya yetkili kişi yönünden usulüne uygun değildir.
Yapılacak iş, dava dilekçesinin, davalı vekiline, davalı vekilinin artık bulunmadığının anlaşılması halinde davalının merkez adresi Ticaret Sicil Müdürlüğünde celbedilerek merkez adresine tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan ve bu kapsamda usulüne uygun süreler tanınmak sureti ile tüm deliller toplandıktan sonra işin esasına girilerek çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Bir üst paragrafta açıklanan şekilde, dava dilekçesinin tebliği tarihinde, dosyada vekaletnamesi bulunan davalı vekilinin artık vekalet görevinin sürmediğinin anlaşılması nedeni ile davalı asıl şirkete dava dilekçesinin tebliğ edilmesi, gerekir ise bu tebliğin, yukarıda bahsi geçen Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü maddelerine uygun olması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
Mahkeme tarafından bu husus gözetilmeden, davalı vekilinin süre talebi de reddedilerek karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
2-Kabule göre;
a)Somut uyuşmazlıkta, davalı vekili davaya karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Dava dilekçesi tebliği usulüne uygun olmadığı için davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı savunmasının süresinde olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle, davaya karşı davalı vekilinin zamanaşımı savunması değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
b)Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai ücreti bakımından, dava dilekçesinde davacının gündüz vardiyasında çalıştığı saatler 08:00-17:00 olarak belirtilmiştir. Davacı tanıklarına göre gündüz vardiyasında 1,5 saat ara dinlenmesi verilmiştir. Gündüz vardiyasında haftada 6 gün çalışıldığından fazla mesai sonuçta çıkmamaktadır. Dava dilekçesinde yer alan çalışma saatleri bakımından 6100 sayılı HMK’nun 25. ve 26. maddelerine aykırı olarak talep ve maddi vakıa aşımı yapılarak fazla mesai ücreti talebinin kabulü hatalıdır. Fazla mesai ücreti talebinin reddinin gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.
c-Hafta tatili ücreti bakımından, dava dilekçesinde açıklama kısmında yılda 4 ay gece vardiyasında çalıştığı dönemde hafta tatili kullanmaksızın haftada 7 gün çalıştığı ve hafta tatili ücretinin ödenmediği açıklaması var ise de netice ve talep kısmında hafta tatilinden bahsedilmemiş, fazla mesaiden ve ulusal bayram genel tatil alacağından bahsedilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde hafta tatili talebinin ulusal bayram genel tatil talebi içinde yapıldığını belirtmiştir. Mahkeme kararında, bilirkişi raporunda hesaplanan hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları toplanarak, ulusal bayram genel tatil ücreti adı altında hüküm altına alınmıştır. Mahkeme kararının gerekçesinde ve hüküm fıkrasında hafta tatili ücretinin de ulusal bayram genel tatil ücreti içinde hesaplandığı belirtilmemiştir.
Dava dilekçesinde netice ve talep kısmında hafta tatili ücreti talebi bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından sonradan hafta tatili ücreti talebinin ulusal bayram genel tatil ücreti talebi içinde olduğundan bahisle hafta tatili ücreti talebinde bulunulmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Hafta tatili ücreti taleplerinin reddi gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
Bu nedenle, hüküm fıkrasında kabul edilen ulusal bayram genel tatil ücreti miktarı da yeniden hesaplanmalıdır.
d-Ulusal bayram genel tatil ücreti bakımından;
Tüm davacı tanıklarının davalıya karşı davası bulunmaktadır. Davalı tanığı dinlenmemiştir. Davacı tanıklarının beyanlarından “giriş çıkışta atılan imzalar” gibi belgelerin mevcudiyeti anlaşılmaktadır. Davacı delilleri arasında “davalının kayıtları” da yer almaktadır.
Taraf vekillerinden, çalışma günlerini gösteren davalı nezdinde bulunan belgeler sorulmalı, 6100 sayılı HMK’nun 220. maddesi uygulanarak yukardaki tanık ifadelerinde bahsi geçen, tarafların bildirecekleri ve çalışma günlerini gösteren var ise sair belgeler getirtilmeli, tüm dosya kapsamı birlikte ele alınarak ulusal bayram genel tatil ücreti talepleri hakkında karar verilmelidir.
Belirtilen husular gözetilmeksizin eksik araştırma ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
e-Mahkeme hükmünde kıdem tazminatı haricinde hükmedilen alacaklara brüt miktarlar üzerinden hükmedilmiştir. İşçilik alacaklarının “brüt” miktarlar üzerinden hüküm altına alınması yerindedir.
Bununla birlikte, infazda tereddüt yaratmaması bakımından, “brüt” miktarlar üzerinden hüküm altına alınan alacaklar bakımından kesintilerin infazda dikkate alınacağının hükümde belirtilmemesinin infaz aşamasında tereddüt yaratabileceğinin düşünülmemesi de hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.