Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2017/10484 E. 2018/20022 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/10484
KARAR NO : 2018/20022
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının davalı …’de 01/09/1997 yılında su işletme biriminde çalışmaya başladığını, bu birimde 2004 yılının Nisan ayına kadar çalıştığını, bu tarihten itibaren ise zabıta birimine görevlendirildiğini, zabıta biriminde de yaklaşık 2 yıl kadar çalıştığını, zabıt biriminde 01/01/2006 tarihinde itfaiye amirliğine görevlendirildiğini, bu birimde 02/01/2007 tarihine kadar 2 vardiya usulü 24 saat olarak çalıştığını, kendisine yemek yardımı yapılmadığını, 02/01/2007 tarihinden ekim 2011 tarihine kadar da 3 vardiya usulünde çalıştığını, müvekkilinin 01/07/2007 tarihinden başlamak üzere torba yasası nedeni ile valilik emrine verildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, giyecek sosyal hakkı ve gece çalışması alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının son 5 yıla kadar olan işçi alacaklarının zaman aşımına uğradığını, davaya konu olan yıllara ilişkin tüm iddiaların asılsız olduğunu, davacının…Belediyesinin çalışma saatleri konusunda bilgilendirildiğini, fazla mesaiye bırakılmadığını, Belediye İtfaiye Müdürlüğünde görevli kişilerin iş kanununda belirtilen yasal süreler dikkate alınarak çalıştırıldıklarını, itfaiye personelinin 24 saat çalışıp 24 saat dinlendirtecek bir zaruretin olmadığını, gerekli personel sayısının mevcut olduğunu, davacıya her ay yemek ücreti, çocuk yardımı, aile yardımı, kira yardımı yapıldığını, bu sosyal yardımların bankaya yatırıldığını, giyecek yardımlarının ise sendika ile yapılan TİS’nde belirtilen miktarlar üzerinden tüm işçilere ödendiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, ulusal bayram genel tatil ücreti talebi bakımından, her ne kadar davalı kamu kurumu olsa da işçilerin işe giriş ve çıkışlarını gösterir evrakların bulunmayışı, işlerin iddailarının aksini ispat edecek nitelikte evrakların sunulmaması, ispat yükünün alacak isteminde bulunan davalı işçi üzerinde bulunuşu ve tanık beyanlarına dayanılmış olduğundan, TİS hükümleri çerçevesinde , %30 oranında hakkaniyet indirimi de uygulanarak hüküm kurulduğu, giyim yardımı alacağı talebi yönünden, Toplu İş Sözleşmelerinde giyim yardımına ilişkin düzenlemeler bulunduğu, davalı işveren, davacı işçiye giyim yardımına ilişkin alacakları ödediğini yazılı delille ispatla yükümlü ise de bunu belge ile ispatlayamadığı, gece zammı, fazla çalışma, yıllık izin alacağı taleplerine yönelik yapılan değerlendirmede; davalı tarafça zamanaşımı definde bulunulduğu, dava tarihinden 30.12.2011 geriye yönelik beş yıllık alacak istemi için 30.12.2006 öncesinin zamanaşımına uğramış olması sebebiyle gece zammı alacağının reddine, davacının davalı işyerindeki işine başka kuruma devir olması neticesinde son verilmesi, asalında iş aktinin sona ermediği, bu nedenle yıllık izinlerin alacağa dönüşmemiş olması nedeni ile buna yönelik taleplerinin reddine, davacının fazla çalışmalarına yönelik talebi husunda , ispat yükünün çalıştığını iddia eden davacı üzerinde bulunuşu, davalı tarafından puantaj, izlenim cetvelleri gibi kayıtların sunulmamış olması, tanık beyanları dikkate alındığında davalı tanıklarından O.E. dışındakilerin çalışma saatleri konusunda beyanda bulunmadıkları, tanığın beyanından da davacının fazla çalışmasına rastlanılmadığı anlaşılmakla buna yönelik taleplerin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile giyecek sosyal hakkı ve ulusal bayram genel tatil ücreti talepleri haricindeki taleplerin reddine karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 23.6.2009 gün 2007/40862 E, 2009/17766 K).
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir (Yargıtay 9.HD. 18.11.2008 gün 2007/32717 E, 2008/31210 K.).
Somut uyuşmazlıkta, ulusal bayram genel tatil, fazla mesai, gece çalışması talepleri bakımından;
Davalı işyeri bir kamu kurumu olup davacının çalışma saatlerini gösterir nöbet çizelgeleri, puantaj kayıtları, sosyal yardım alacağına ilişkin ödeme belgeleri ve sair belgeler varsa davalı …’den istenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Davalıdan belgelerin Mahkeme tarafından celbi hususunda HMK’nun 220 maddesi hükümleri davalıya uygulanmalıdır.
Ayrıca, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2015/ 18042 Esas, 2015/18039 Esas, 2014/14445 Esas (… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/490 Esas, 2011/486 Esas, 2015/468 Esas) sayılı dosyaları mevcut olup, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi bahse konu kararlarının bir kısmında, Daireleri tarafından aynı gün aynı iş yerinde çalışan itfaiye personeli dosyalarının her birinin farklı bilirkişilere verilmesi sonucunda tüm alacakların farklı hesaplama yöntemiyle hesaplandığı görüldüğünden tüm dosyaların konusunda uzman olan tek bir bilirkişiye tevdi edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Eldeki dosya da aynı bilirkişiye tevdi edilerek sonuca gidilmelidir.
Sübuta erdirici belgeleri bulunmayan dönemlerin mevcudiyetinin anlaşılması halinde belgesiz dönemler bakımından, eldeki 2011/491 Esas sayılı hükmün esas aldığı davalı tanığının beyanlarında belirsizlikler ve çelişkiler mevcut olduğundan, davalı tanığı O.E. yeniden celbedilmeli, beyanındaki eksiklikler ve çilişkiler giderilmelidir. Örnek olarak davalı tanığı davacının haftada 7 gün çalıştığından bahsettikten sonra bir dönem için 24 saat çalışma 24 saat dinlenme, bir dönem için ise sabah 08:00’den akşam mevsime göre 18:00 veya 17:00 şeklindeki çalışma şekillerinden bahsetmiştir. BU durumda davacının hangi dönemlerde ve ne şekilde haftada 7 gün çalıştığı açıklatılmalıdır. Ulusal bayram genel tatil günlerinde bazı yıllar nöbetin hiç gelmediğinden bazı yıllar en çok 2 kere nöbet geldiğinden bahsetmiş olup, belirtilen çalışma şekillerinde nöbetin nasıl ulusal bayram genel tatile hiç gelmediği veya yılda en fazla 2 kere geldiği, nöbetin hangi dönemlerde davacıya nasıl geldiği, nöbetin denk geldiği dini bayramlarda kaçar gün çalıştığı hususları açıklatılmalıdır. Bunlar örnek kabilinden olup, neticeten davalı tanığına davacının çalışma süresi içnde hangi tarihler arasında haftada kaç gün ve ne şekilde çalıştığı, ulusal bayram genel tatil günlerinde bu çalışmanın dönemler itibari ile nasıl gerçekleştiği / gerçekleşmediği, davacı ile aynı dönemde aynı işi yapan kaç kişi olduğu, buna göre açıkladığı çalışma şekillerinin davacı ile aynı dönemler itibari ile aynı işi yapan kişiler arasında nasıl ayarlandığı gibi konular açıklatılarak ulusal bayram genel tatil, fazla mesai, gece çalışması hususları netliğe kavuşturularak bu talep konusu alacaklara dair sonuca gidilmelidir.
Eldeki kararın sadece davacı lehine bozulması sonucunda bu bozma ilamına uyulması halinde davacı lehine oluşacak usuli müktesep haklar gözetilmelidir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.