Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/9408 E. 2019/15319 K. 09.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9408
KARAR NO : 2019/15319
KARAR TARİHİ : 09.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ)

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının, 01.01.1976 tarihinde … Seramik Fabrikaları Ana Fabrika tünel fırınlarında hizmet akdiyle çalışmaya başladığını, daha sonra 3. Fayans presler, 3. Fayans araba bakım, inşaat, izalatör ve trim fabrikası gibi bölümlerde çeşitli alt işverenler yanında aralıksız olarak hizmet akdine devam ettiğini, davacının iş akdine 06.10.2005 tarihinde son verildiğini, davacının işe ilk girdiği tarihten iş akdinin feshedildiği tarihe kadar, aynı şirket ve holding bünyesinde çeşitli alt işverenler yanında aralıksız olarak hizmet akdiyle çalıştığı halde, iş akdinin feshinde tüm hizmet süresi üzerinden hesaplama yapılmayarak eksik kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, davacının son günlük brüt ücreti 18.00 TL olduğunu, davacının işe girdiği 01.01.1976 tarihinden iş akdinin sona erdiği 06.10.2005 tarihine kıdem tazminatından, arada kıdem tazminatı olarak yapılan ödemelerin avans niteliği taşıdığının kabulünü, son fesih tarihine kadar işlemiş yasal faizleri ile birlikte mahsubunun yapılarak, kalan fark kıdem tazminatının davacıya ödenmesi gerekmekte olduğunu, üst işveren davalının müteselsil sorumluluğu bulunduğunu iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; davacının 06.10.2005 tarihinde işten ayrıldığını, davacının işten ayrılmış olduğu 06.10.2005 tarihi ile, bu davayı ikame etmiş olduğu 10.10.2014 tarihi arasında 5 (beş) yıldan fazla bîr süre bulunduğunu, zamanaşımı itirazlarının kabulünü, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu “Eksik Ödenen Kıdem Tazminatı Alacağı” şeklinde herhangi bir alacağın bulunmadığını, davacıya ait şahsi işyeri sicil dosyası incelendiğinde davacıya ait düzenlenmiş bulunan “17.10.2005 Tarihli Kıdem Tazminatı Bordrosu” ve “30.10.1990 Tarihli Kıdem Tazminatı Bordrosu” olduğu ve açmış olduğu bu davası ile talep etmiş olduğu “Eksik ödenen kıdem tazminatı alacağını bu kıdem tazminatı bordrolarında da net bir şekilde ifade edildiği üzere bihakkın aldığını imzası ile ifade ettiğini, davacının imzasını taşıyan 17.10.2005 ve 30.10.1990 tarihli ibranameler ile davacı ‘işyerine girdiğim tarihten ayrıldığım tarihe kadar geçen süre içindeki çalışmamdan doğan ücret, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil, ücretli izin ve bütün haklarımla birlikte akdin feshinden mütevellit kıdem tazminatım ile ihbar tazminatımı tamamen ve nakden aldım. Yukarıda adı geçen şirketin zimmetini gayrı kabili rücu olmak üzere ibra ettim. Çalışmış olduğum sürelere ait talep ve dava haklarımdan feragat ettiğimi mübeyyin işbu ibranameyi hiçbir tesir altında kalmaksızın kendi rızamla imzaladım.” demekte olduğunu, ayrıca davacı tarafça T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bursa Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne verilen 23.12.2005 tarihli dilekçe ile de “İlgi 16.11.2005 tarihli dilekçemde belirtmiş olduğum taleplerimle ilgili olarak geçen süre zarfında firma yetkilileri ile yapmış olduğum görüşmelerde tüm problemlerim giderilmiş ve tüm sosyal haklarımı tamamen ve eksiksiz olarak almış olduğumdan ilgi tarihli dilekçemdeki iddialarımdan vazgeçtim” dediğini, davacının bu dilekçeleri ile talep etmiş olduğu ve sonradan vazgeçtiği talebinin de dilekçelerinde de görüleceği üzere “Eksik Ödenen Kıdem Tazminatı olduğunu, davacının dava dilekçesinde çalışmış olduğunu iddia ettiği süreler incelendiğinde, bu süreler ile SGK kayıtlarında ve işyeri şahsi sicil dosyasında çalışmış olduğu süreler arasında farklılık bulunduğunu, davacının 1990-1996 yılları arasında, ne davalı şirket … Seramik San. A.Ş.’de, ne de davalı şirketin taşeronlarında çalışmadığını, davacının çalışmaları ile ilgili olarak davalı şirket ve taşeronları nezdinde 1990-1996 yılları arasında 6 yıllık bir kesinti olduğunu, bu nedenle davacının tüm hizmet süresine göre yapılan hesaplamadan, her çalışma dönemi sonu yapılan hesapların mahsup edilerek kalan kısma hükmedilmesi yönündeki talebinin hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davacının davalı işyerinde 01/01/1976 tarihinde çalışmaya başladığı 24/09/1997 tarihinde emekli olduğu, emekli olduğunda 20 yıl 8 ay 24 gün çalışması olduğu, 01/10/1997 tarihinden itibaren emekli aylığı almaya başladığı, emeklilikten sonra SGDP’ne tabi olarak davalı işyerinde çalışmaya devam ettiği, öte yandan davacıya sırası ile 30/10/1990 tarihinde 11,26 TL, 06/10/2005 tarihinde 5.063,72 TL brüt kıdem tazminatı ödendiği, bilindiği üzere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/VI. maddesine göre “… Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” ayrıca Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre de şirketler arasında organik bağ bulunması durumunda da kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap tarzı yönlerinden aralarında bağlantı bulunan bu işverenlerin birlikte sorumlu olduğu, sorunun davacının davalı işveren yanındaki mevcut çalışmasının kesintiye uğrayıp uğramadığı ve işverenler arasında organik bağ olup olmadığı noktasında olduğu, dosya kapsamında sabit olduğu üzere davacı işe girdiği tarihten itibaren aynı iş yerinde kesintisiz olarak çalıştığı, fakat birbiri ile bağlantılı asıl işverenler ve taşeronlar yanında sigortalı gösterildiği, davacının sigortalı çalıştığı işverenleri arasında organik bağ bulunduğu ve işe giriş tarihinden itibaren tüm hizmet süresi bakımından kesintisiz olarak çalıştığının kabulünün gerektiği, bu durumda davacının toplam kıdem ve hizmet süresi 28 yıl 9 ay 6 gün gün olduğu, kıdem süresi için, bir kez gereği gibi ödemede bulunan borçlunun borcunu ifa etmesi sebebiyle borcundan kurtulmasının gerektiği, ancak eksik ödeme durumunda borçlunun borcundan tümüyle kurtulmadığı, alacaklı bu konuda ibraname verse de bunun eksik ödendiği anlaşılan kısım için etkisi söz konusu olmadığı, ayrıca iş ilişkisinin devam ettiği dönemde verilen ibranamelerin hukuken de geçerli niteliğe sahip olmadığı, bu sebeplerle davalının kıdem tazminatına yönelik borcu ve sorumluluğunun devam ettiği ve davacının fark kıdem tazminatı alacağına hak kazandığı ve dosya içine sunulan 11/09/2015 havale tarihli hukukçu hesap uzmanı bilirkişisi …’ın raporunun gerekçeli, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; davacının ödenmeyen kıdem tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı davalı işverenin alt işverenlerinin yanında 01.01.1976 tarihinde … Seramik Fabrikaları Ana Fabrika tünel fırınlarında hizmet akdiyle çalışmaya başladığını, daha sonra 3. Fayans presler, 3. Fayans araba bakım, inşaat, izalatör ve trim fabrikası gibi bölümlerde çeşitli alt işverenler yanında aralıksız olarak hizmet akdine devam ettiğini, iş akdine 06.10.2005 tarihinde son verildiğini, davacının işe ilk girdiği tarihten iş akdinin feshedildiği tarihe kadar, aynı şirket ve holding bünyesinde çeşitli alt işverenler yanında aralıksız olarak hizmet akdiyle çalıştığı halde, iş akdinin feshinde tüm hizmet süresi üzerinden hesaplama yapılmayarak eksik kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, davacının işe girdiği 01.01.1976 tarihinden iş akdinin sona erdiği 06.10.2005 tarihine kıdem tazminatından, arada kıdem tazminatı olarak yapılan ödemelerin avans niteliği taşıdığının kabulünü, son fesih tarihine kadar işlemiş yasal faizleri ile birlikte mahsubunun yapılarak, kalan fark kıdem tazminatının davacıya ödenmesi gerektiğini iddia etmiştir.
Davalı ise davacının 06.10.2005 tarihinde işten ayrıldığını, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu “Eksik Ödenen Kıdem Tazminatı Alacağı” şeklinde herhangi bir alacağın bulunmadığını, davacıya ait şahsi işyeri sicil dosyası incelendiğinde davacıya ait düzenlenmiş bulunan “17.10.2005 Tarihli Kıdem Tazminatı Bordrosu” ve “30.10.1990 Tarihli Kıdem Tazminatı Bordrosu” olduğu, davacının 1990-1996 yılları arasında, ne davalı şirket Kale Seramik … Seramik San. A.Ş.’de, ne de davalı şirketin taşeronlarında çalışmadığını, davacının çalışmaları ile ilgili olarak davalı şirket ve taşeronları nezdinde 1990-1996 yılları arasında 6 yıllık bir kesinti olduğunu, bu nedenle davacının tüm hizmet süresine göre yapılan hesaplamadan, her çalışma dönemi sonu yapılan hesapların mahsup edilerek kalan kısma hükmedilmesi yönündeki talebinin hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece 11/09/2015 havale tarihli hukukçu hesap uzmanı bilirkişisi …’ın raporunun ilk seçeneğindeki hesaplama dikkate alınarak davacının 01.01.1976-06.10.2005 tarihleri arasında 28 yıl 9 ay 6 gün çalışmış olduğunun kabul edildiği ve 30/10/1990 tarihinde 11,26 TL, 06/10/2005 tarihinde 5.063,72 TL brüt kıdem tazminatı ödendiği belirtilerek davacının tüm çalışma süresi dikkate alınarak yapılan kıdem tazminatı hesabında hak kazanabileceği kıdem tazminatının 15.102,38 TL olduğu daha önce ödenen 11.26 TL ve 5063.72 TL düşüldüğünde 10.027 TL kıdem tazminatına hak kazandığının kabul edildiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı asıl işverenin dava dışı alt işverenlerinde çalışırken iş akdi 30.10.1990 tarihinde feshedilmiş ve aynı tarih itibariyle davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmıştır. Davacı 12.11.1990 tarihinde asıl işverenin başka bir işyerinde çalışmaya devam etmiş ise de aradaki boşluk gözetildiğinde 12.11.1990 tarihinde başlayan çalışması yeni bir iş sözleşmesi yapılması niteliğinde olup davacının 12.11.1990 tarihinden önceki çalışmasının tasfiye edildiği kabul edilerek davacının 12.11.1990 ve 06.10.2005 tarihleri arasındaki çalışması için hak kazandığı kıdem tazminatı hesaplanarak fesih sırasında ödendiği anlaşılan brüt 5063.72 TL kıdem tazminatı düşüldükten sonra varsa bakiyesinin hüküm altına alınması gerekirken tasfiye edildiği anlaşılan dönemin de kıdem tazminatı hesabına dahil edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.