YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6651
KARAR NO : 2016/5293
KARAR TARİHİ : 08.03.2016
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
….1. İŞ MAHKEMESİ 2012/213 ESAS 2014/100 KARAR
DAVA : Davacı, T.C. …nın 09/04/2009 tarih ve 2009/14 sayılı iş kolu tespit kararının iptaline ve davalı işverene ait işyerlerinin İşkolları Tüzüğünün 23 sıra numaralı “Haberleşme” işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl dava ile birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılardan .. ve T.C. … avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı … vekili dava dilekçesi ile; davalı …..’nin başvurusu üzerine davalı T.C. … tarafından şirkete ait işyerlerinin İş Kolları Tüzüğünün 17 sıra numaralı “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkoluna girdiğine karar verilip kararın …’de yayınlandığını, söz konusu kararın hukuka ve maddi gerçeğe aykırı olduğunu belirterek davalı Bakanlığın 9.4.2009 tarih ve 2009/14 sayılı işkolu tespit kararının iptaline ve davalı işverene ait işyerlerinin İşkolları Tüzüğünün 23 sıra numaralı “Haberleşme” işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalılar Cevabının özeti:
Davalı … vekili cevap dilekçesi ve beyanlarında, dava konusu işyerlerinde yapılan işin büro işi olduğunu bu nedenle davacının işkolu tespitine itirazının yerinde olmadığını, üstelik daha önce Yargıtay …Dairesi tarafından dava konusu işyerlerinde yapılan işin “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkoluna girdiğine dair verilmiş kesin yargı kararı olduğunu, ayrıca işkolu tespit kararının yargılama devam ederken yenilendiğini, bu nedenle dava sonucunun uygulanabilme imkanının bulunmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar işkolu tespit kararının yasa ve tüzüğe uygun olduğunu belirterek itirazın reddini istemişlerdir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işverenin ülkede çok sayıda ilde farklı firmalar için iletişim odaklı çağrı merkezi faaliyeti yürüttüğü, hizmet verdiği firmaların müşterileri ile bağlantı kurmasına yardım ederek, firmaların iş süreçlerini yürütürken müşterileri ile iletişime geçerek sorunların çözümünde aracı olduğu, bu nedenle davalı şirkete ait …. olarak kullanılan … adresindeki merkez ve çağrı merkezi olarak faaliyet gösteren …’deki iş yerlerinin, yapılan işin niteliği itibariyle ”iletişim odaklı çağrı merkezi” olarak hizmet verdikleri, hizmet alan şirketler ile müşterileri arasındaki iletişimi sağlama işinin yapıldığı gerekçesiyle 09/04/2009 tarih 2009/14 sayılı iş kolu tespitinin iptali ile davalı işverenin iş yerlerinin İşkolları Tüzüğünün 23.sıra numaralı “haberleşme” işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılardan … ve T.C. … temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dava, 6356 sayılı Kanun’un 4. ve 5. maddeleri kapsamında işkolu tespitine itiraz istemine ilişkindir.
İş kolu tespitinde birim olarak işyerinin alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı Yasanın 2.maddesinin gerekçesinde iş yeri tanımı teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olduğu belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyerimi yoksa bir birinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir. Öte yandan teknolojik ve ekonomik gelişmeler bir işyeri çerçevesinde mal ve hizmet üretimi, pazarlama ve müşterilere sunulması yönünden çok yönlü bir yapısal değişikliği gerektirmesi nedeniyle bir işyerinin amacının gerçekleşmesinde işlerin görülmesi işyerinin kurulu bulunduğu “yerin” dışına taşmış, özellikle “işveren kurulan iş organizasyonu” içerisinde işyeri niteliğinde olmayan irtibat bürolarına veya yurt genelinde veya ilin içinde işlerin yürütüldüğü örgütlenmeye kadar genişletmek gereksinimi duyulmuştur. Bu bağlamda 2.maddede “iş yeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür” hükmü getirilmiştir (Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bkz…..1978 sh 83-84; …: …1987 sh 59; …: …2008 sh 56-57; …: … … 1998 sh 121; …; … 2008 sh 173-178; …. 2008 sh 191-201; tüm genişliği ve ayrıntılarıyla …. İş Hukukunda…. 2007 sh 23-37).
İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri teknik bir amacı gerçekleştiren temelde örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürelikli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır.
Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır.
Farklı üretim birimlerinin tek bir işyeri sayılması için aynı arazi sınırları içinde bulunmaları gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının zorluğu tartışmasızdır.
Toplu İş Hukuku anlamında işyerinin işçilerin dayanışmadan kaynaklanan ortak menfaatleri oluşmasına olanak sağlayan ve faaliyetlerini sürdürebileceği bir sürekliliğe sahip ve işverene de asıl işin girdiği iş kolunda sendikal muhatap yaratacak bir birim olması gerekmektedir. … ve….Hukukunda işyerinin neresi olduğu ve sınırlarının belirlenmesi sosyal tarafların özerkliğine terk edilmiştir. Oysa hukukumuzda işyeri mutlak ve tartışmasız olarak kabul edilmektedir. İşyeri kavramı fonksiyonel bir kavramdır (…: sh 443,447). İşletme ise genel olarak iktisadi bir amacın gerçekleşmesi için aynı işverene ait birden fazla işyerinin örgütlenmesi ile oluşmuş bir ünite olarak tanımlanmaktadır. İşyerini işletmeden ayıran temel ölçütlerden biri izlenen amaçtır. İşletme mutlaka ekonomik bir amaç gütmesi gerekmez. İşyeri işletmenin genel olarak bağımsız bir bölümü olarak düşünülmesi gerekir. … işletmeden farklı bir amaç gütmektedir. Çünkü ticari işletmelerde işçi çalıştırma zorunluluğu bulunmamaktadır.
İşyeri ve işletme ayrımında organizasyon kavramıyla bir ayrıştırmaya gitmek de mümkün değildir. Çünkü işletmenin de işyerinin de aynı organizasyon içerisinde örgütlenmesi mümkündür. Ancak işletmenin işyerine göre büyüklüğü aynı şekilde organizasyondaki büyüklüğünü gerektireceği kaçınılmazdır. Öte yandan işverenin ötesinde işletmenin profesyonel bir yönetim kadrosu oluşturacağı da gerçektir.
Temel sorun 4857 Sayılı Yasadaki işyeri kavramının genişliğinin Toplu İş Hukukuna yansımamasıdır. İşletme ve işyeri ayrımının bu bağlamda sorun çıkarması kaçınılmazdır.
Özetlenecek olursa işyerindeki faaliyet hangi teknik amacı taşıyorsa asıl iş odur. İşyeri organizasyonu içerisinde asıl işin gerçekleşmesini sağlayan diğer işler ise yardımcı işlerdir. Mal ve hizmetler için yatırım araçları ve işçi sayısı bu konuda ölçüt olabilir. Ancak bir işyerinde başka bir işverene ait ayrı bir işkolunda faaliyet var ise ayrı iş kolundan söz edilebilir.
Somut uyuşmazlıkta davalı ….. işverenine ait birden fazla işyerine dair işkolu tespiti yapılmış ve işverene bağlı tüm işyerlerinin “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkoluna girdiği tespit edilmiştir. Davacı ise dava dilekçesinde dava konusu tüm işyerlerinde çağrı merkezi olarak hizmet verildiğini, bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Tüzüğüne göre “haberleşme” işkoluna girdiğini iddia etmiş, davacı vekilinin 13. celsedeki beyanına göre ise davacının …’deki merkez işyerinde çağrı hizmeti verilmediği, bu işyerinin genel müdürlük olduğu, diğer işyerlerinde çağrı hizmeti verildiği belirtilmiştir. Dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları da dava konusu işyerlerinde gidilip yerinde inceleme yapılarak değil, dosya üzerinden hazırlanmıştır.
Bu durumda mahkemece öncelikle davalı şirkete ait 3 işyerine ilişkin … kayıtları, ticaret sicil kayıtları, ana sözleşme ile işyerlerindeki organizasyonu ve varsa işyerlerinin birbirleriyle ilgilerini gösterir yönetsel belgeler getirtilerek incelenmeli ve ayrıca yukarıda belirtildiği gibi işyerlerinin tabi olduğu işkolunun tespiti amacıyla, dava konusu işyerlerinde ağırlıklı olarak yapılan işin ne olduğu ve çalışan işçilerin fiilen yaptıkları işin belirlenmesi için aralarında işletme ekonomisi, işletme ve toplu iş hukukundan anlayan bilirkişilerin bulunduğu bir bilirkişi heyetinden mahallinde keşif yapılarak, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda rapor alınmalı ve sonucuna göre ortada tek bir işyeri ve ona bağlı yer mi, birden fazla işyeri mi olduğu, birden fazla işyeri mevcut ise bunun toplu iş hukuku anlamında aynı işkolunda yer alan işyerlerinden oluşan bir işletme mi olduğu ortaya konulmalı, ayrıca dava konusu işyerlerinin hangi işkoluna girdiği tespit edilmelidir.
Bu nedenle Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda tespite konu işyerinde konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde keşif ve inceleme yapılmaksızın eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalıdır.
2- İşkolu tespitine ilişkin işlemler kamu düzenine ilişkin olup, buna ilişkin yasal düzenlemeler emredicidir.
6356 sayılı Yasa 07.11.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş ve anılan Yasanın 4.maddesine ekli (1) nolu cetvelde işkolları sayısı 20 olarak belirlenmiş ve 4.madde gereğince …. çıkarılan İşkolları Yönetmeliği 19.12.2012 tarihli .. yayımlanarak yürürlüğe girmiş böylece 2821 sayılı Yasanın 60.maddesi gereğince çıkarılan İşkolları Tüzüğündeki işkolu sayısı 28’den 20’e indirilmiştir.
6356 sayılı Yasanın geçici 6/4.maddesinde bu kanunun yürürlük tarihinden önce başlamış Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde ve Toplu İş Uyuşmazlıklarında mülga 2822 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayalı Tüzük ve Yönetmeliklere göre sonuçlandırılacağı konusunda bir düzenleme yapıldığı halde işkolunun tespiti ile ilgili uyuşmazlıklarda 2821 sayılı Yasanın ve bu Kanuna dayalı Tüzüğün uygulanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
İşkolu tespiti ile ilgili işlemler teknik anlamda Toplu İş Uyuşmazlığı olmadığından 6356 sayılı Yasanın Geçici 6/4.maddesinin kıyas ve yorumu ile işkolları ile ilgili uyuşmazlıklarda 2821 sayılı Yasa hükümlerinin ve buna bağlı olarak İşkolu Tüzüğü’nün uygulanacağının kabulü de mümkün değildir.
6356 sayılı Yasanın geçici 1.maddesinde … faaliyet göstereceği İşkolunu bu Kanunun 4/3.maddesinde belirtilen yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren bir ay içerisinde yönetim kurulu kararı ile belirleyecekleri bildirilmekle Sendikaların 19.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren İşkolları Yönetmeliğinde örgütlendikleri iş yerlerinin girdiği işkoluna uyarlamaları sağlanmış, İşkolları Yönetmeliğinin 4/3.maddesinde de 10.11.1983 tarihli İşkolları Tüzüğüne göre belirlenmiş olan iş yerlerinin işkolunun en son yetki belgesi olan sendikanın kurulu bulunduğu işkolundan sayılacağı bildirilmek suretiyle eski Tüzüğe göre işkolu belirlenmiş iş yerinin işkolunu; 6356 sayılı Yasanın geçici 1.maddesine göre kendisini İşkolları Yönetmeliğine uyarlayan en son yetki belgesi alan … işkoluna uyarlaması sağlanmıştır.
Böylece gerek sendikalar gerekse yetki belgesi aldıkları iş yerlerinin yönetmeliğe uyarlaması sağlanmakla İşkolları Yönetmeliğinin yürürlüğe girer girmez uygulanması ile doğabilecek sakıncalar giderilmiştir.
Birçok Yargıtay kararında da açıkça vurguladığı üzere bu tür yeni yasaların ünlü hukukçu …’in açıkladığı üzere yürürlüğe girmeleri ile görülmekte olan tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği başka bir anlatımla yeni yasanın yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal tesirini göstereceği ve tamamlanmamış tüm hukuki işlemlere uygulanacağı tartışmasızdır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesinin değil, zaman içerisindeki ani etkileri söz konusu olmaktadır. Esasen HUMK’nun 578.maddesi nedeniyle ….’ın 07.12.1964 günlü …. 09.03.1988 gün 1987/860 Esas, 1988/232 Karar sayılı kararında da bu görüşe yer verilmiştir.
Uyuşmazlığa konu bu olayda hukuksal ve maddi alanda etkisini göstermiş hukuk kuralları uyarınca tamamlanmış ve sonuçlarını doğurmuş bir kazanılmış hak söz konusu değildir. “İşkolu Tespitine” ilişkinin işlemlerin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle ihtilafa uygulanması gerekmektedir.
Aksinin kabulü 6356 sayılı Kanunun geçici 1.maddesine göre faaliyet göstereceği işkolunu İşkolları Yönetmeliğinin yürürlüğe girdiği 19.12.2012 tarihinden itibaren bir ay içinde yönetim kurulu kararı ile belirleyip İşkolları Yönetmeliğindeki yirmi işkolundan birini seçen sendikalar ile en son yetki belgesi alan sendikanın kurulu bulunduğu işkolundan sayılan iş yerleri açısından kaos yaratacaktır. İşkolu Yönetmeliği yürürlüğe girene kadar işkolu mahkeme kararı ile belirlenmemiş olan iş yerleri açısından da İşkolları Yönetmeliğinin uygulanacağı izahtan varestedir.
Bu hukuki olgu ve tespitler karşısında İşkolları Yönetmeliğinin görülmekte olan tüm “İşkolu Tespiti” davalarında uygulanacağının kabulü gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta her ne kadar mahkemece, dava konusu işyerlerinin faaliyet alanlarının ve dahil oldukları işkolunun, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 2821 … ve İşkolları Tüzüğü hükümleri dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiş ve buna göre ….’ın dava konusu iş yerinin, İşkolları Tüzüğünün 17 sıra numaralı “….” işkoluna girdiğine dair tespitinin iptali ile İşkolları Tüzüğü’nün 23 sıra numaralı “Haberleşme” işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle 19.12.2012 tarihinden itibaren yürürlüğe giren İşkolları Yönetmeliğinin görülmekte olan tüm işkolu tespiti davalarında uygulanacağının kabulü gerektiğinden, mahkemece İşkolları Tüzüğü hükümleri dikkate alınarak hüküm kurulması hatalıdır.
3- Ayrıca dava konusu edilen işyerlerine ilişkin tespitin, “…” ve “….” işkollarına dair olduğu hususu göz önünde bulundurularak; tespiti yapılan iş kolunda yer alan sendikaların dava sonucundan etkilenecek olmaları sebebiyle davaya dahil edilmesi gereklidir. Mahkemece tespit kararından etkilenecek işyerlerinde örgütlenmiş veya işkolu tespit kararında işyerinin girdiği işkolu olarak gösterilen sendikaların davaya dahil edilerek göstereceği deliller ve karşı deliller toplanıp birlikte bir değerlendirme yapılmalıdır.
Davacının dava dilekçesinde davalı olarak gösterdiği sendikaların dava konusu işkollarındaki sendikaların tamamını oluşturup oluşturmadığı denetlenmeden, davanın sadece dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen sendikalara karşı yürütülmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
….